Icarus’un Düşüşü
Mitolojik Hikayesi:
Icarus’un babası Daedalus, bir mucitti ve sahip olduğu yetenek onu fazlasıyla şımartmıştı. İnsan doğasını aşan icatları vardı ve bir akrabasının ondan daha yetenekli olduğunu düşündüğü için onu kıskandı ve ölümüne sebep oldu. Bu yaptığı yüzünden, Atina’dan sürgünle Girit’e gönderildi. Hatalarından ders çıkarmayan Daedalus, Girit’te de yeteneklerini gösteriyordu ancak yaptığı icatlar insan kapasitesini aşacak kadar fazlaydı. Kral Minos’un karısı da Poseidon tarafından lanetlenmişti ve Pasiphae, Daedalus’tan ve onun yaratıcılığından yararlanmak istedi. Daedalus’un yaptığı icat sayesinde, Pasiphae yarı boğa yarı insan olan minotaura hamile kaldı. Bütün bu yaşanılanlar, Kral Minos’u sinirlendirince, Daedalus ve oğlu Icarus’u bir kaleye hapsettiler. Kalede yapabildiği tek aktivite, manzarayı ve kuşları seyretmek olan Daedalus, kuşlardan esinlenerek hem kendisine hem de Icarus’a mumu eriterek kanat yaptı.
Kanatları yaptıktan sonra, oğluna denize yakın alçaktan uçmamasını çünkü kanatların ıslanıp çok ağırlaşabileceğini, aynı zamanda güneşe çok yakın yüksekten uçmaması gerektiğini bunun da kanatları eritip onu düşüreceğini öğüt etti. Ve orta yükseklikte uçmasının daha iyi olacağını belirtti. Hazırlıklarını yaptıktan sonra kaleden uçmaya başladılar ve böylece ilk defa uçan ölümlüler Icarus ve Daedalus oldu. Sadece Tanrıların uçabildiği bir yerde, bu tanrısal özelliğe sahip olmak onu kendisinden aldı ve yükseğe uçtukça uçtu. En sonunda, Güneş’in fazla ısısı ile mum erimeye başladı, kendi egosuna yenik düştü ve Icarus denize düşerek öldü.
Icarus’un Düşüşü Sırasında Bir Manzara:
Tabloya baktığınız zaman, kendi egosuna yenik düşüp kendisini bir anlığına tanrı sanıp babasının söylediklerini unutan Icarus’un sadece bacakları tablonun sağ alt köşesinde çok az bir şekilde gözükür. Normal hayat devam etmektedir ve tablonun ana merkezinde Icarus değil de yerel halktan kişiler bulunur. John Sutherland’a göre tabloyu incelediğimizde ticaret gemilerini, çiftçileri görürüz ve Icarus’un düşüşü herhangi bir serçenin düşüşünden daha önemli değildir.
Google Arts & Cultures’a göre, tabloda Icarus daha yeni düşmüşken gösterilir ve bütün olanlara rağmen, dünya hiç değişmemiştir. Tabloda aynı zamanda bir imza veya tarih yoktur.
Landscape with the Fall of Icarus
According to Brueghel
when Icarus fell
it was spring
a farmer was ploughing
his field
the whole pageantry
of the year was
awake tingling
near
the edge of the sea
concerned
with itself
sweating in the sun
that melted
the wings’ wax
unsignificantly
off the coast
there was
a splash quite unnoticed
this was
Icarus drownin
William Carlos
Şiire baktığımızda, ilk dizelerden ilkbaharda olduklarını anlıyoruz. Günlük işlerini yapan çiftçilerden ve seremoniden bahsediliyor. İlkbahar olması da yaşam, doğum, güzellikler, yeni başlangıçlar ve doğa ile eşleştirilir. Ayrıca, bütün bu güzelliklerin yanında, Icarus’un düşüşü kimse için bir anlam ifade etmez. Denizde bir yere düşmüştür ve tabloda da kimse kafasını kaldırıp ona bakmaz bile. Kendisini bu kadar önemli gören, babasının çok yükseklerde ve çok alçaklarda uçma uyarılarını dinlemeyen, insanlara özgü bir davranış olmayarak uçmaya çalışan, uçtukça kendinden geçen Icarus’un düşüşünün öyküsü…
Icarus Sendromu
Psikolojide de yer edinmiş bir Icarus sendromu vardır. Özellikle pilotlar ve motosiklet kullanıcılarıyla bağdaştırılır. Kişinin kendisine fazla güvenerek, yeterli önlemleri almadan hırsına yenik düşme sendromudur.
Kaynakça:
https://artsandculture.google.com/exhibit/MgIyXpmuNdcLJg
https://www.bl.uk/collection-items/landscape-with-the-fall-of-icarus
https://poemanalysis.com/william-carlos-williams/landscape-with-the-fall-of-icarus/
https://www.youtube.com/watch?v=3s2QPQnuaGk&t=31s
Görsel Kaynakça: