Antik Yunan Tapınak Mimarisi

09.06.2020
Antik Yunan Tapınak Mimarisi

 

Antik Yunan Mimarisinde yapı kuralları ve gelenekleri incelendiğinde o dönemde günlük hayatta kullanılan çözüm inceliklerinin sanat, bilim ve tekniğinin mükemmel bir şekilde birleşmesiyle mimarlık ürünlerinin kalıcı ve kudretli bir niteliğe eriştiğini anlıyoruz.
Yunan mimarisi “Megaron” denilen dikdörtgen planlı ev tipinden gelişmiştir. Taş devri başında Yunan taş ustaları binalarının detaylarını modellendirmeye başlamışlardır. Bu yüzyıllarda tanrıların başlı başına bir varlık olmasıyla tahta ve kerpiç tapınaklar taş binalara dönüşmekteydi; bu binaların plan bakımından düzensiz şekilleri bırakılarak dikdörtgen şeklini aldığını görürüz.
Yunan yapılarının en önemlisi tapınaklardı. Tapınak, en önemli kamusal hizmetlerden birini yerine getirmesine ve kentin simgesi olmasına karşın, kamusal bir yapı değildi, çünkü bunların içine yalnızca rahipler ve seçilmiş kişiler girerdi. İçleri sade olmasına karşın tapınakların dışına sanatsal özen cömertçe gösteriliyordu, çünkü kamusal ritüeller Yunan Tapınağı’nın önündeki sunakta kutlanırdı.

Tipik bir Yunan tapınağı önü ya da her iki ucu birden sundurmalı uzun bir kutsal mekân ve onu çevreleyen sütun sırasından oluşmaktadır. Sütunlar aşağıdan yukarı inceltilerek  görsel illüzyonlar oluşturmak amaçlanmıştır. Yapının temeli çevresi merdivenli alçak bir taş platformdan oluşur. Yunan tapınağı dört yönden simetrik görünen, dış cephesine özel amaçlı hiçbir eklentinin yapılmadığı ama yakınında sunağı olan bir yapıdır. Tapınak tanrının evi olarak sayılır. Tanrıya ait kutsal eşyaların ve tanrı heykelini korumak üzere yapılmıştır. Bu nedenle kilise veya camii gibi ibadet edilecek yer değildir.

Tapınaklar sıklıkla peyzaj içindeki dağ zirvelerine yönelik eksen üzerinde yer almışlardır ve tarih öncesinden beri kutsal sayılmışlardır. Yunan tanrıları ve tanrıçaları ve onların sayıları tam olarak belli olmayan çocuklarına, önceleri üzeri gökyüzüne açık yerden yükseltilmiş sunaklarda (altar) tapınıldı. Fakat daha sonra dikkatle ve özenilerek hazırlanmış sığınaklar oluşturuldu. Plan şemalarında tapınaklara kısa kenarın merkezinden girilmekteydi; bu bölümde yer alan iki çift kolon çatı da sundurmayı oluşturmaktaydı.

TAPINAKLARIN BÖLÜMLERİ

  • Cella/Naos: İçinde kült heykeli bulunan, duvarlarla çevrili, dörtgen planlı en kutsal mekan. Yalnızca rahip ve rahibeler girebilmektedir, penceresi yoktur, gerekli ışığı Pronaos’tan alır.
  • Ante: Yapının ön ve/veya arkasında ana mekanının yan duvarlarından ileriye doğru uzanan, sella duvarının uçları.
  • Pronaos: Sella/Naos’un ante duvarları arasında kalan ön oda, giriş bölümü.
  • Opisthodomos: Hediyelerin konulduğu arka oda.
  • Adyton: Bazı tapınaklarda cella’nın arka kısmında kült heykeli ve diğer kutsal eşyanın saklanması için kullanılan oda.
  • Peristil/Peristasis: Tapınağın ön ve arkasını çevreleyen sütun dizisi.
  • Pteroma: Sella duvarlarıyla tapınağı çevreleyen sütunlar arasında kalan boşluk.
  • Pteron: Podyum üzerinde yükselen peristyle verilen isim.
  • Stylobat: Sütunların oturduğu zemin.

TAPINAKLARDA KULLANILAN SÜTUNLAR VE NİZAMLARI

1)ION SÜTUN

 

2)KORINT SÜTUN

3)DOR SÜTUN

 

4) KARYATİD(Kadın Heykellerden Oluşan Sütunlar)

KAYNAKLAR


 ATALAY,G.(2010). Antik Devirde Mimari Kurallar ve İnşaat Teknikleri.

 

 

 

 

YAZAR BİLGİSİ
Hatice Dağlıkan
Hatice DAĞLIKAN 1999 yılında Mersin'de doğdu.2017 yılında Tarsus Fen Lisesi'nden mezun oldu ve 2018 yılında Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde üniversite öğrenimine başladı. Mersin'de ikamet etmektedir. Mimarlık tarihi, arkeoloji ve mitoloji özel ilgi alanlarıdır. Oyun oynamayı, okumayı, müzik dinlemeyi, yeni diller öğrenip farklı kültürler tanımayı ve belgesel izlemeyi sevmektedir. Bu platformda yazmasının temel amacı insanların çevresinde gördüğü eserler hakkında fikirlerinin oluşmasını sağlayabilmektir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.