Baharın Kızı ve Yeraltı Dünyasının Kraliçesi: Persephone

Baharın Kızı ve Yeraltı Dünyasının Kraliçesi: Persephone

Mevsimlerin nasıl oluştuğu, günümüzde bilimsel olarak kolayca yanıtlanabilecek bir sorudur. Ancak pozitif bilimin henüz yeşermediği Antik Yunan’da etraflarında dönen olaylara açıklama getirmeye çalışan insanlar, baharın gelişi ve gidişine bir mit ile yanıt vermeye çalışmışlardır. Yunan mitolojisinde Bereket tanrıçası olan Demeter’in kızı Persephone; kimilerine göre Hades tarafından yer altına kaçırılan masum bir genç tanrıça, kimilerine göre ise Hades’le birlikte yer altında hüküm süren bir kraliçedir. Persephone’nin, yeryüzüyle yer altı arasındaki yolculuğunun aynı zamanda mevsimlerin oluşumunu sağladığı söylenir. Bu yazıda, mit anlatımına baştan başlanacak olup Persephone’nin kimilerine göre acıklı, kimilerine göre güçlü sayılan hikayesi incelenecektir.

baharin-kizi-ve-yeralti-dunyasinin-kralicesi-persephone-the-afet-of-persephone

The Fate of Persephone, 1877 (oil & tempera on canvas) by Crane, Walter (1845-1915)

Persephone’nin Kaçırılışı

Güzel ve parlak bir günde Demeter, kızı Persephone (yer altına kaçırılmadan önceki ismi Kore’dir ancak burada karışıklık olmaması için Perspehone olarak bahsedilecektir.) ve Okenaus’un birkaç kızı ile birlikte kırlarda çiçek toplamaktadır. Persephone, gözüne kestirdiği bir nergis çiçeğinin yanına gitmek için annesinden ve eşlikçilerinden uzaklaşır. Bu nergis çiçeği; ömründe gördüğü en güzel, en renkli, en hoş kokulu nergistir. Nergisi almak için eğildiğinde toprak birden sallanmaya başlar ve ikiye ayrılır; toprağın içinden çıkan ölümsüz atların sürücüsü Kronos’un oğlu Hades, genç kızı belinden kavrar ve yer altına kaçırır.

Persephone bağırır; onu duyan yalnızca güneş tanrısı Helios’tur. Babası Zeus, bu olaya karşı kılını kıpırdatmaz. Topraktaki güzel nergis çiçeği bile güzel kızın aklını çalması için bizzat Gaia tarafından yetiştirilmiştir.

Yeryüzünün yarılmasıyla birlikte aşağıya çekilen tek şey Persephone değildir aslında, kimilerine göre yakın civarlarda yaşayan bir çobanın domuzu da Persephone ile birlikte yer altında kaybolmuştur. Thesmephoria’da, antik Yunanda Persephone ile Demeter’e adanan ve Persephone’nin yer altına kaçırılışını takiben sonbaharın ilk günlerinde kutlanan bu festivalde genç kızlar, doğurganlıklarını arttırmak için domuz kurban eder.

Thesmophoria, Francis Davis Millet

Demeter dokuz gün boyunca kızını arayarak dolaşır. “Güzel saçlı Demeter” kızının yasını tutan “kara pelerinli Demeter’e” dönüşmüştür. Aklı başında olan her tanrı ve tanrıça gibi kızgınlığını dünyadan çıkartır. Bereket tanrıçasının sinirlendirilmesi insanlar için ancak tek bir şeyi ifade edebilir: kıtlık. Toprağı bereketsizleştirir, ekilen tohumları saklar ve arayışı boyunca geçtiği yerlerden bütün verimin durmasına neden olur. Sonunda Helios, bu duruma dayanamaz ve Demeter’e kızının yerini söyler. Zeus da insanların kıtlık yüzünden kendisine yalvarışlarına daha fazla tahammül edemez ve Hades’e Persephone’yi geri göndermesini emreder.

Frederic Leighton, The Return of Persephone, 1891

Yer altındaki aklı karışık Persephone, bir seçenekle karşı karşıyadır. Hades onun gitmesine izin vermeye razıdır. Ancak gitmeden önce Persephone’nin eline sulu, çekici bir nar tanesi tutuşturur. Persephone bu nar tanesini kabul eder ve ağzına atar. Yeryüzüne çıkıp annesine tekrar kavuşana ve yaptığı geri döndürülemez hatayı anlatana kadar durumun farkında değildir. Yer altında yemek yiyen, yer altında kalmaya mecburdur. Ancak Demeter, kızından bir daha ayrılmayı o kadar kolay kabul etmez. Böylece Hades ile bir anlaşmaya varırlar. Yılın yarısında yeryüzünde annesiyle birlikte toprağa bereket saçan Persephone, yılın diğer yarısında kocası Hades ile birlikte yeraltında hüküm sürecektir.

Adil bir anlaşma gibi duruyor, değil mi?

Persephone’nin miti modern zamanda oldukça ele alındığı gibi edebiyatta da yerini bulmuştur. Son zamanların yorumları, bakış açılarına göre Persephone’yi masum bir kurban ile ayakları yere basan bir kraliçe arasında getirip götürmüştür. Belki Persephone, tek bir anlatıya ve tipe indirgenmektense zaman içinde gelişen ve değişen karakteriyle beraber incelenebilir.

Masum Bir Kurban Olarak Persephone

Klasik mitlerin yeniden yazıldığı ve yeniden yorumlandığı erken dönem Rönesans yazılarında hümanist yazarlar Persephone’den sıkça bahseder.

Onun simgelediği şey: kaybolan masumiyet, istenmeyen evlilik ve erkek şiddeti karşısında çaresiz kalmış kadındır. Bu hikaye aynı zamanda bir günah ve kefaret alegorisidir.

John Milton ünlü “Kayıp Cennet” şiirinin önemli bir kısmında Prosperine’den bahseder ve onu Havva ile karşılaştırır. Ne de olsa Havva da pastoral tanrıça Prosperine gibi bir “şeytan” tarafından kandırılmış ve bir tür yemiş yemeye ikna edilerek günah işlemiştir. Ama Milton’un Persephone’ye yaklaşımı biraz daha farklıdır. Prosperine’nin başına çiçekten bir taç geçirerek onu masumiyetin, ama aynı zamanda Hades’in erotik arzusunun simgesi yapar. “Şimdi birbirine bağladığı çiçeklerle bilmeden kendisini taçlandırmış, evlilik yatağı olan kaderini öngörmüştü.” (Milton, 1667.) Persephone, sadece kaçırılışına olan üzüntüsünü dile getirmez, topladığı çiçeklerinin de kaybolduğunu söyleyerek ağlar. Burada kaybolan şey, çiçekleri kadar bekaretidir de. Milton’un anlatısında Persephone’nin arkasında bıraktığı çiçekler, eski pagan kültüründen sıyrılışın elde bıraktığı hümanist değerler olarak yorumlanır.

Proserpine, Dante Gabriel Rossetti, 1874

Ünlü Frankenstein romanının yazarı Mary Shelley, Persephone’ye karşı kişisel bir takıntı gösterir. Erkeklerin dünyasında kendisini var etmeye çalışan Shelley, Persephone hikayesinin melankolisine çekilir. Proserpine oyununda Persephone’nin zalim Hades tarafından kaçırılışını feminist bakış açısıyla anlatır. Anlatısı anne-kız ilişkisiyle Demeter-Persephone ilişkisine odaklanmıştır. Kendisinin de anne özlemi çektiği göz önüne alınırsa Shelley’in, Persephone’ye olan kişisel ilgisi yorumlanabilir. Anlatısının merkezinde annenin varlığı ve yokluğu arasındaki ikilik göze çarpar. Oyunun açılış sahnesinde önemli bir ayrıntı dikkat çeker: Demeter, kızı ve arkadaşlarını kırlarda dolaşırken dalıp giderek uzaklaşmamaları için uyarır. Bir çocuk masalının başlangıcında olduğu gibi, bir büyük tarafından yapılan uyarının dinlenilmemesi kötü sonuçlar doğurur. Prosperine oyununda yalnızca kadınları görürüz; Hades’in Persephone’yi kaçırışı ya da tecavüzü sergilenmez. Modernite öncesi pastoral yaşamdaki kadın topluluğuna yapılan böylesine bir vurgu, feminist yazımında Prosperine’nin önemli bir yer edinmesini sağlamıştır. Üstelik Shelley’in anlatısında kadınların bedeni üzerinde kontrol sahibi olan erkek karakterin üzerinde tutulan kadın gücü, kadınların kendi kaderlerini belirlemelerini sağlar.

Modern feminist yazımında Persephone, -her ne kadar neo-paganlar mitin yeniden anlatısında “tecavüz” kelimesini geçirmeseler ve konuyu yumuşatmaya çalışsalar da- Hades’in tecavüzüne uğramıştır. Güçlü bir erkek tanrı figürünün karşısında çaresiz kalan Persephone’nin yardımına kimse koşmaz. Her şeyin farkında olan babası Zeus bile kılını kıpırdatmaz. Bu, kadına şiddet öyküsünden başka bir şey değildir. Hikayenin modern yorumlanışı sırasında Persephone’nin de Hades’e ilk görüşte aşık olduğunu savunmak, bu şiddet içerikli taciz hikayesini romantize ederek kabul etmemizi sağlar.

 

Yeraltı Dünyasının Kraliçesi Olarak Persephone

Mitin klasik yorumlanışı bile zaman zaman farklılıklar gösterir. Hikayenin kilit noktası olan Persephone’nin nar tanesini yemesi, bazı anlatılarda Hades’in zorlamasıyla yaşanırken bazı anlatılarda kendi cahilliği üzerinedir. Hatta biraz daha ileri gidilerek Persephone’nin yer altında kalmak için nar tanesini bile isteye yediği söylenir. Bu problem Persephone’nin kendisi haricinde kimse tarafından çözülemez ama bu miti takip eden diğer anlatılara bakıldığında Persephone, yeraltı dünyasının kraliçesi kimliğini oldukça benimsemiştir. Yeraltı dünyasında Hades’in yanında en az onun kadar karanlık bir figür olarak tasvir edilir. Yeraltı dünyasını Hades ile birlikte yönetirler. Olympos’ta diğer tanrıların arasına katılmaz, giriştikleri savaşlara yardımcı olmazlar. Kendilerine dokunmayan bir olaya nadiren dahil olurlar. Persephone’nin kaçırılışından sonraki anlatılarda Hades ve Persephone’nin ilişkisi çoğunlukla sadık ve aşk dolu olarak bahsedilir ki Yunan mitolojisinde kocanın karısına olan sadakati oldukça nadir bir durumdur.

Antik Yunan’da insanlar, ölümden sonraki hayatlarında mutluluk veya acıları için Hades’e yalvardığı kadar Persephone’ye de yalvarır. Orfizm inancına göre Persephone, ölümden sonraki ruhların yargıcı olduğu kadar yaşayan insanların da yargıcıdır. Yeraltı dünyasının kraliçesi, baharın masum kızından daha çok saygı gören bir varlıktır. Ne de olsa Homer İlahisinde Hades ona söz vermiştir. “Burada yaşayan ve hareket eden her şeyin kraliçesi olacaksın.” (Homeros)

Persephone yaşam ve ölüm döngüsünün yeni simgesi haline gelir. Baharla birlikte yaşam da yükselir ve alçalır. Yaşam ve ölüm artık birbirinden ayrı varlıklar değildir; ikisi iç içe geçmiş, hem yeryüzünde hem yer altında beraber var olmaktadırlar. Yaşamın içinde ölüm, ölümün içinde yaşam vardır. Homer’in ilahisinde anlatıldığına göre Persephone ile birlikte ölüm, artık Hades’in yalnız hükümdarlığındaki kadar korkunç değildir.

Orpheus and Eurydice, Peter Paul Rubens; Orpheusun Eurydicei yeryüzüne çıkarışını gösteren bu resimde Persephone nin Hades in hemen yanıbaşında oturduğunu görürüz

Yazar: Sıla Mutaf
Editör: Emine Türal

Mitoloji serimizin diğer yazılarına ulaşmak için:

Kaynakça:

Allen, D. (2015). The Development of ‘Persephone’: Three Separate Identities.

Carlson, J. (1999). Coming After: Shelley’s Proserpine. Texas Studies in Literature and Language, 41(4), 351-372.

Milton, J. 1608-1674. ( 2000). Paradise lost. London ; New York :Penguin Books

“To Demeter.” Hesiod, the Homeric Hymns, and Homerica, translated by Hugh G. Evelyn-White, William Heinemann, 1920, pp. 289–325

Welch, A. (2009). Milton’s Forsaken Proserpine. English Literary Renaissance, 39(3), 527-556.

Welch, A. (2014). Renaissance Epic and the Oral Past. New Haven: Yale University Press.

Wikipedia contributors. (2020, December 26). Persephone. In Wikipedia, The Free Encyclopedia.

Görsel Kaynakça:

https://www.wikiwand.com/en/Thesmophoria

https://www.dailyartmagazine.com/art-masterpieces-to-welcome-spring/

https://www.newworldencyclopedia.org/entry/Persephone

https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Frederic_Leighton_-_The_Return_of_Persephone_(1891).jpg

Rubens: Orpheus and Eurydice

YAZAR BİLGİSİ
Sıla Mutaf
Sıla Mutaf, 2000 yılında İzmir'de doğdu. Boğaziçi Üniversite'sinde Psikoloji ve Tarih bölümlerinde okuyor. Yazı yazmak ve seyahat etmek en büyük tutkusu, bir de insan denen varlığı anlamayı başarırsa başı göklere erecektir. MozartCultures'da sanat, edebiyat, tarih, sinema üzerine yazılar yazmak için katıldı.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.