Goffman’ın Sahne Önü Kavramına Dijital Kimlik ve Pandemi ile Bakış

Goffman’ın Sahne Önü Kavramına Dijital Kimlik ve Pandemi ile Bakış

Goffman, 11 Haziran 1922’de Kanada’da dünyaya gelmiştir. “Yirminci yüzyılın en etkili Amerikalı sosyoloğu” olarak anılan sosyolog, sosyal psikolog ve yazardır. Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu (1956), Asylums (1961), Stigma (1963) gibi eserleriyle tanınan sosyolog, sembolik etkileşim kavramı üzerinde çalışırken dramaturjik analiz biçimini sosyoloji bilimine kazandırmıştır.

Goffman’ın Teorisi

Goffman’a göre, kurduğumuz neredeyse her ilişkinin temelinde sahne önü ve sahne arkası kavramları vardır. Diyaloglarımız, beraberinde bir nevi stratejiyi de getirir. Bu sebeple rollerin varlığından ve iletişim kurarken bu rollerin değiştiğinden söz eder. Roller ise “uzlaşımsal” (consensual), ve “oyun oynayan” (player) olarak iletişimde bulunan her iki bireyde de gözlemlenebilir. Birey, diğer bireyle iletişime geçtiği an sahne önüne çıkar ve bazı iletilerini paylaşırken bazılarını paylaşamaz, adeta üstünü örtüp kaçar. İletişimde olan bireyler, birbirleriyle konuşuyormuş gibi davranıp aslında diğer insanlar tarafından kabul görecek bir benlik ortaya koyma çabasındadırlar. Bu durum, sadece onaylanmak, kabul görmek için değildir. Bireylerin kurduğu iletişimde sosyal etkileşim vardır. Sosyal etkileşimin de oluşmasını sağlayan aile, siyaset, eğitim, ekonomi ve hukuk gibi kurumlardır. Bu kurumlar bireyin gelişimini etkilediği gibi, sosyal hayatın içindeki iletişimlerini de etkiler. Bu nedenlerin toplamıyla beraber, kurulan iletişim basitçe diyalog olmaktan çok ötededir.

Goffman’ın Kavramları ve Sosyal Ağlar

Goffman’ın söylemleri, bugünün teknolojisinde dijitalizm gerçekliğiyle düşünülecek ve örnek verilecek olursa internetin sağladığı kimlik sayesinde kamusal işlemler ve özel yaşamdaki iletişimler gerçekleştirilebilir. Bu işlemleri tek bir sistem üzerinden gerçekleştirilir. Kişi, aynı sistem üzerinde iki farklı kimliğiyle var olur. Biraz düşününce kişinin sadece iki kimliğe değil, hayatın içinde sayısız kimliğe sahip olduğu gözlemlenebilir. Örneğin, herhangi bir sosyal ağ sitesine kayıt olurken kullanıcının belirli bilgileri istenip belirli bir sınırla kaydı gerçekleştirilir. Sitenin veya platformun kuralları dahilinde kişi, kendini var etmeye ve bir kimlik oluşturmaya çalışır. Her site ya da platform aynı bilgileri istemeyebilir, sitenin temasına göre sizden isteyeceği bilgiler değişkenlik gösterebilir. Bu durum benlik sunumu için yeni bir hareket olarak düşünülebilir.

Yeni iletişim ortamları bireyin kendisini sunmasına daha fazla imkân vermiştir. Birey, çeşitli nedenler yüzünden her durumda ideal kimliğini sunmaz ya da sunamaz. Hangi benliğini sunup sunmayacağı bireyin kendi inisiyatifindedir. Gosling’e göre kişisel web sayfaları, kişi hakkında bilgiler sağlar, kullanılan işaret ve sembollere göre kişinin kimliğini anlamada yardımcı olur. Birey, ideal kimliğini sosyal etkileşimde gösterdiğinden daha fazla sosyal ağlarda yansıtır. Yapılan araştırmalar ve bahsi geçen ideal kimliklerin daha çok gençler tarafından oluşturulduğu ve sosyal ağlarda paylaşılan gibi bir profilin gerçek hayattaki kimlikleriyle örtüşmediği anlaşılmıştır.

Goffman’ın Kavramları ve Pandemi

Pandeminin ilan edilmesiyle evde kalmak zorunda olduğumuz günlerde bu kimliklerin yanına yenileri de eklenmiştir. Yaşamımız boyunca eklenerek devam edecek bu çeşitli kimlikler, pandemi nedeniyle karmaşıklaşmıştır. Çünkü odamız aynı zamanda iş yerimiz; salonumuz, spor merkezi; park ve bahçeler ise eskiye göre yüksek oranla sosyal iletişimde bulunduğumuz yerler hâline gelmiştir. Sadece mekânların değişmesi değil; yaşamı, mümkün olduğunca evden devam ettirirken net olan sınırlar da esnemeye başlamıştır. Belirsizlik ile birleşen ruh hâli; aile, arkadaş ve iş gruplarıyla bulunulan ilişkilerde de yeni dönüşümler meydana getirmiştir. Yaşanılan salgın hastalık döneminde, sahne önü ve sahne arkası kavramları birer renk gibi düşünülürse bu iki rengin karışmasıyla bambaşka bir renk elde edilmiş ve kimlik sahibi olunurken aynı zamanda kimliksiz hâle gelinmiştir.

Goffman, günlük hayatın bir kurmacadan oluştuğunu ve eylemlerin sahne içerisinde hayat bulduğunu düşünmektedir. Ona göre, hayat bir sahnedir. İnsan, bu sahneyi hayatı boyunca sürdürmek için rol yapar. Bu durumda hepimiz, aslında kendi yaşamlarımızda sahneye karşı aktör veya aktris konumunda sanatımızı icra etmekteyiz.

Yazar: Dicle Bazman
Editör: Emine Türal & Ozan Yazıcı

Kaynakça:

Görsel Kaynakça:

ETİKETLER: , ,
YAZAR BİLGİSİ
Dicle Bazman
Dicle Bazman, 2000 yılında Ankara'da dünyaya gelmiştir. 2018 yılında Kırıkkale Üniversitesi'nde Sosyoloji lisans eğitimine başlamıştır. Liseden beri edebiyat, felsefe gibi alanlarla ilgilenmekte olup, şimdilerde ilgi alanlarını sosyolojiyle birleştirmeye başlamıştır.  MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.  
YORUMLAR

  1. öykü dekli dedi ki:

    Çok başarılı bir yazı olmuş . Bayıldım : )