Su Altından Yükselen Tarih: İznik Gölü Bazilikası

Su Altından Yükselen Tarih: İznik Gölü Bazilikası

Yapının Keşfi

2014 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen “Tarihi ve Kültürel Mirası Tespit ve Havadan Fotoğraflama Çalışmaları”  projesi kapsamında, İznik Gölü içerisinde bazilikal planda inşa edilmiş bir yapı tespit edilmiştir. Keşif aynı yıl, ABD Arkeoloji Enstitüsü tarafından yayımlanan Archaeology isimli dergide 2014 yılının en önemli 10 keşfi arasında gösterilmiştir. ‘Yapı, İznik Gölü içerisinde korunmuş ve 2014 yılına kadar resmi olarak herhangi bir arkeolojik çalışma yapılmamıştır (Onur, 2019:1).’ Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 14.04.2015 tarihli izni ile Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin’in bilimsel danışmanlığında oluşturulan ekip ile birlikte su altı yüzey araştırmaları başlamıştır. ‘Bu olay aynı zamanda havadan çekilen fotoğrafların arkeoloji bilimi açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur (Şahin, 2018:78-79).’

‘1950’lerde İznik’te yerel bir gazete haberinde su altında kalıntıların olduğu yazılmaktadır. Daha da öncesinde, Anadolu’yu ziyaret eden seyyahlardan Emmanuel Laborde, 1838 yılında Paris’te yayınlanan Voyage de l’Asie Mineure isimli kitabında; İznik’e geldiğini ve İznik Gölü’nün kıyısına indiğinde, Göl Kapı’nın güneyinde kıyıdan biraz açıkta suların çekilmesi sonucu ortaya çıkan bir yapıdan bahsetmektedir. Sonuç olarak göl içinde bir yapıya ait kalıntıların olduğu en azından 19.yy.dan beri bilinmektedir (Şahin, 2018:78).’ ‘Göl içinde keşfedilen bazilika; planı, kullanılan malzeme ve ölçüleri ile Roma İmparatorluğu toprakları genelinde yaygın olarak uygulanan Erken Hristiyanlık dönemi kiliselerinden biri olmalıdır. Çoğu günümüze özgün hali ile ulaşamamış bu yapılar, başlangıçta küçük bazı yöresel farklılıklar dışında ortak plan özellikleri yansıtır. Bazilikanın yakındaki bir benzeri, İznik’te günümüze kadar ulaşabilmiş en eski kilise olarak kabul edilen Hagia Sophia Kilisesi’dir (Şahin, Tok, Kılıç, 2014)’.

Yapı İle İlgili Hipotezler

Yapı kalıntılarının merkezinde olan bazilikal planlı yapının tam olarak ne amaçla kullanıldığı henüz saptanamamıştır. Ancak yapı hakkında 3 hipotez ön plana çıkmaktadır: ‘Birinci hipoteze göre; Nikaia/İznik, 1. ve 7. Konsil Toplantıları’nın yapıldığı kent olmanın yanı sıra Hristiyanlığın ilk dönem kentlerinden bir tanesidir. Nikaialı Hristiyanlar tarafından, Aziz Neophytos için, Romalı askerler tarafından hunharca katledildiği yerde bir kilise inşa ettirildiği bilinmektedir. Kalıntıların bu kiliseye ait olabileceği düşünülmektedir. İkinci hipoteze göre ise I. İznik Konsili’nin toplandığına inanılan Senato Sarayı burasıdır. Üçüncü ve son hipoteze göre ise de İznik Gölü kıyısında olmak üzere sur duvarlarının dışında inşa edilen kayıp Apollon Tapınağının buranın altında olabileceğidir (Şahin, 2018:79).’

Bu hipotezlerden en dikkat çekici olanı, I. İznik Konsili’nin bu bazilikada toplanmış olma ihtimalidir. ‘Vatikan Apostolik Kütüphanesi’nin Sistina Salonu’nda bulunan freskte, İznik’te İ.S. 325 yılında toplanan I. Konsil betimlenmiştir. Freskte dikkati çeken konsülün toplantı yaptığı yer, yapı ile birlikte resmedilmiş ve pencerede ki manzara yapının sur dışında, İznik Gölü yakınında olduğu gösterilmiştir (Onur, 2019:2).’ ‘Yayınlanmış bilimsel verilerin bulunmamasına rağmen, bu bazilikanın M.S. 740 depremiyle su altında kaldığı (çöktüğü) düşünülmektedir (Erginal, 2018:36).’ Bu varsayımlar, arkeolojik çalışmalar tamamlandığında aydınlatılacaktır.

The Council Of Nicea

Yüzey Araştırmaları ve Arkeolojik Çalışmalar

Prof. Dr. Mustafa Şahin’in, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 38. ve 41. Kazı Sonuçları Toplantısı’nda aktardıklarına göre:

‘’Çalışmalara 2015 yılında İznik Gölü Su Altı Araştırma Merkezi’nin kurulmasıyla başlanmış ve burada su altında kazı yapmaya yönelik ekipmanların bazıları imal edilmiştir. Kalan ekipmanların da dışarıdan temin edilmesiyle birlikte ilk olarak yüzen bir platform oluşturulup göle indirilmiştir. Yüzer platform üzerine; nargile sisteminin hava dağıtma ünitesi, su altı kazısında kullanılacak santrifüj ve bir elektrik panosu monte edilmiştir. Platform üzerine ayrıca bir de elek sistemi eklenmiştir. Bunun nedeni kazıda açığa çıkan toprağın su pompasıyla yüzer platforma aktarılmasının ardından elekten geçirilip gözden kaçabilecek küçük buluntuları tespit etmektedir. 

Dalışlar için 2 ayrı grup oluşturulmuştur. Suyun altındaki kazı çalışmalarında 2 dalgıç arkeolog bulunurken, aynı anda 1 arkeolog platformda, 1 arkeolog da eleğin başında görev almıştır. 2 dalgıç arkeolog ise kıyıda bir sonraki dalış için hazırlanmışlardır.

Çalışmalara, alanın değişik noktalarına memleket koordinatlarına göre poligon atma ile başlanmış, daha sonra kalıntıların bulunduğu alanın sınırları belirlenmiş ve olası alanın sınırlarını göl yüzeyinde görünürleştirmek için alan mantar şamandıralar ile çevrilmiştir. Yoğunlaştırılmış yüzey araştırmasına ön hazırlık olmak üzere 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak belirlenen saha 10×10 m. ölçülerinde karelere ayrılmıştır. Başlangıç noktası, bazilikanın ortasından geçirilen hayali bir doğruya göre belirlenmiştir.

Yüzey araştırmasında ilk aşamada göl tabanında yüzey taraması yapılmış ve tespit edilen buluntular şamandıralandıktan sonra kıyıya yerleştirilen total-station yardımıyla plana aktarılmış ve sonrasında in situ fotoğrafları çekilerek kayıt altına alınmıştır. Bu çalışmalar esnasında göl tabanında yarı gömülü halde bir adet pitos, pişmiş toprak profil veren seramikler, amphora parçası ve göl tabanında bol miktarda pişmiş toprak kiremit parçaları tespit edilmiştir. Yüzey araştırmasının bir diğer keşfi ise bazilikanın içinde ve etrafında olmak üzere tespit ettiğimiz çok sayıda mezar olmuştur.

Kalıntıların merkezinde bazilika yer almaktadır. Kıyıdan yaklaşık 50 m. uzakta, doğu batı istikametinde uzanan üç nefli yapı kalıntısının dıştan dışa toplam uzunluğu 41,32 m., genişliği ise 18,61 metredir. Orta nefin uzunluğu 20,03 m., genişliği 7,95 metredir. Yan neflerden kuzeydeki 3,32 m., güney nef ise 3,15 metredir. Duvar kalınlıklarında ortalama 1 metredir. Yapının doğusunda yer alan apsisin çapı 6,85 metredir. Apsisin güneyinde yer alan diakonikon bölümünde bir lahit yer almaktadır.

2017 kazılarında yapının planını daha iyi anlayabilmek için yüzeyde moloz taş temizliği yapılmıştır.  Yüzey buluntuları arasında en önemli eser, taht üzerine oturmuş “Pantakrator İsa” (Evrenin Hâkimi İsa) betiminin bulunduğu disk biçimli hacı puludur. Bazilikanın Hıristiyanlar açısından önemini gösterir bir diğer buluntu ise Barruc’a ait kurşun mühürdür.

Bazilika kalıntısında 2017-2018 yıllarında gerçekleştirilen su altı kazılarında toplam 432 adet sikke ele geçirilmiştir. Seramik buluntuları büyük çoğunlukla Roma İmparatorluk Dönemine tarihlenmektedir. En erken tarihli buluntular M.S. 1. yüzyıla, en geç olanlar ise M.S. 7. yüzyıla aittir. 2017-2018 kazılarının sonunda prothesis, apsis, diakonikon ve narteks bölümlerinde çalışmalar önemli ölçüde tamamlanmıştır. Narteks bölümünde yapılan kazılarda ise ana girişin olasılıkla ahşaptan bir kapısı olduğu tahmin edilmektedir.’’

 

Sözlük

Total station: Mesafe, açı ve yükseklik ölçmeye yarayan elektronik bir alet.

İn situ: ‘yerinde’ anlamına gelen Latince kelime.

Pitos: Büyük boyutlu saklama küplerine verilen ad.

Amphora: Gövdesinden daha ince olan boyun kısmının altında dibe doğru daralarak sonlanan iki kulplu, Antik Dönemlere özgü bir çeşit Yunan çömleği.

Narteks: Kiliseye girişten sonra ziyaretçiyi karşılayan ilk kapalı giriş mekânı.

Diakonikon: Kiliseye sunulan hediyelerin saklandığı mekân.

Apsis: Kiliselerin sunak odasını kapsayan, çoğunlukla yarım daire ya da çokgen, çok nadir durumlarda dikdörtgen planlı bir yapı unsurudur.

Hagia Sophia: Ayasofya.

Yazar: Yusuf Gül
Editör: Emine Türal

 

Kaynakça:

Şahin, M. (2018). Hava Fotoğrafları ve  Arkeoloji Biliminde Yeni Bir Keşif İznik Gölü Bazilikası. Yüksek Öğrenim Dergisi. 10. 79-81.

Şahin, M. (2015). İznik Gölü Bazilika Kalıntısı Sualtı Yüzey Araştırması. Denizcilik Arkeolojisi Dergisi. 4. 34-51.

Şahin, M. (2016). İznik Gölü Bazilika Kazısı. 38. Kazı Sonuçları Toplantısı. 3. 435-450.

Şahin, M. (2020). İznik Gölü Bazilika Sualtı Kazıları 2017-2018 Ön Rapor. 41. Kazı Sonuçları Toplantısı. 3. 443-454.

Şahin, M. & Tok, E. & Kılıç, Ş. (2014). İznik Gölü’nde Keşfedilen Bazilika. Atlas Dergisi. 252.

Onur, İ. S. (2019). İznik Gölü Sualtı Bazilikası Mezarları. (Yüksek Lisans Tezi). Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Bursa.

Erginal, E. E. (2018). MS 740 İznik Depreminin Yalı Taşlarındaki İzi ve Su Altındaki Bazilika ile İlişkisine Dair Tartışma. TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu. 35-38.

 

Görsel Kaynakça:

https://www.youtube.com/watch?v=SiqEz3LJbSA

https://www.youtube.com/watch?v=Sy5UD4KWCTg

https://www.dha.com.tr/yurt/2-bin-yillik-bazilika-su-alti-kamerasiyla-goruntulendi/haber-1804727/video/

https://www.youtube.com/watch?v=kTy-VFXaw_A

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/bf/THE_COUNCIL_OF_NICEA_Fresco_in_the_Sistine_Salon_Vatican.jpg

http://iznikbazilika.uludag.edu.tr/

https://www.ntv.com.tr/sanat/iznik-bazilikasina-gobeklitepe-modeli,SbHGyIZEmEuSGKY-WLKyQw

YAZAR BİLGİSİ
Yusuf Gül
Yusuf GÜL, 1997 yılında Bursa'nın Osmangazi ilçesinde dünyaya gelmiştir. Liseden 2015 yılında mezun olmuştur. Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünde eğitimine devam etmektedir. İlkokul dönemlerinde keman eğitimi alan Yusuf GÜL, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosunun 2019 yılında açmış olduğu ‘’Gençlik Korosu’’ sınavlarını kazanarak buraya dâhil olmuştur. Okumayı, yazmayı ve seyahat etmeyi hobilerinin arasında saymaktadır. Araştırmaya ve yazmaya yoğunlaştığı konular ise Restorasyon, Müzeler, Mimariye Bağlı Süsleme, Bizans Mimarisi ve Osmanlı Mimarisidir. Mozaik sanatıyla yakından ilgilidir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.