Görünmeyenin ve Görünenin Paydaşlığı

26.07.2019
Görünmeyenin ve Görünenin Paydaşlığı

İran Sineması’nın duayen yönetmenlerinden olan Abbas Kiarostami sinemasını kendi değimiyle “şeylerin” bir araya gelmesi ile oluşturmuş ve kendine dünya sinemasında yer bulmuştur. Tamamen tesadüfen yönetmen olduğunu bir röportajında dile getiren Rostami’nin Cannes Film festivalinde “Kirazın Tadı “ filmi ile Altın Palmiye ödülüne layık görüldü. (1997)
İslam Devrimi’nde bir çok yönetmen ve sanatçının aksine ülkesini terk etmemiş kalıp yaşam mücadelesini seçmiştir. Siyasetten uzak olması bu kararında etkili olmuştur.
Klişeden korkmayan tarzını olduğu gibi beyaz perdeye yansıtan Rostami klişelerden çok güzel hikayeler çıkabileceğini klişeden çekinmemek gerektiğini savunuyordu . Hayatın klişelerden oluştuğunu atölyelerinde sürekli dile getiren Rostami bilindik bir fikrin her zaman yeniden şekillenebileceğini yaptığı filmlerle de kanıtlıyordu.
Kamerasını sabitliyor sıkılan çıkabilir edasıyla filme başlıyor hatta bir asansör de bir arabanın içinde küçük bir kuytuda bir köylünün evinde kazılmış bir mezarda kendisinin ve kamerasının girebileceği her yerden hayatları en dar açıdan en geniş açıya biz sine fillere eşsiz görüntüleriyle ikram ediyordu adeta.
Onun için televizyon izleniyorsa bir sahnede tv ‘ de ne oynadığının gösterilmesine gerek yoktu duysalar yeterdi . Bahçede kuyu kazan adamı göremesek de olurdu. Bazı şeylerin bilinmesine gerek yok hissedilmesine gerek vardı. Böylelikle sinema izleyicisinin hayal gücünü de geliştiriyordu usta yönetmen .
Örneğin Rüzgar Bizi Sürükleyecek filminde kendilerini mühendis diye tanıtan birkaç film yapımcısı film çekmek için küçük bir kasabaya iner. Köyün en yaşlı kadını ölmek üzeredir. Bu kadının ölmesini beklerken film ekibi kendilerini köylülerin günlük yaşantısının içinde bulur. Yönetmen Behzad, sürekli çalan telefonuna bir türlü cevap veremez çünkü köyde telefon çekmemektedir. Bu nedenle bir tepeye doğru yol alır. Bu tepede de bir adam hazine aramaktadır. Behzad hazine için çukur kazan adamla iletişim kurmak istemesine karşın adam çukurdan çıkmaz. Seyirci tarafından merak edilen bu adam bir türlü kamera karşısına çıkmaz. Zaten filmin bir sürü karakteri de seyirciye gösterilmez . Usta yönetmen böylelikle hayal kurmalarını ve zihinlerini çalıştırmalarını bekler seyircisinden.
Ayrıca kameranın bir kaleme benzediğini, iyi bir hattat olmak için durmaksızın yazmak gerektiğini, iyi bir gözünüzün olmasını istiyorsanız önce herkesten farklı bakmayı öğrenmeli ağaçlara tepelere ve denizlere .. kamerayı en son almalısınız elinize diyor.
Sanatın sıkıntılı zamanlarda değerlendiğini hükümetlerin sınır koyduğunu sanatçıların bu sınırı kaldırmakla mükellef olduğunu belirtiyor.
son olarak ; Doğaya , ağaçlara ve yollara tutkusunu sanki bir fotoğrafmışcasına filme alan usta yönetmen yolu yitirmekten korktuğunu ve sürekli yalnız bir ağacın bir-kaç tane ağaçtan daha ağaç olduğunu vurgular bizlere
Seni seviyoruz Abbas Kiarostami !
Mikail Karaman – Görünmeyenin ve görünenin paydaşlığı
Kaynak : Paul Cronin / Abbas Kiarostami ile Sinema Dersleri kitabı
Abbas Kiarostami Atölyeler ve anıları
Paul Cronin / Rostami ile söyleşiler .
Abbas Kiarostami / Afrika Gezileri

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.