Bir Alman Basın Özgürlüğü Skandalı: Der Spiegel Krizi

16.05.2021
Bir Alman Basın Özgürlüğü Skandalı: Der Spiegel Krizi

Almanya tarihinin, özellikle Batı bloğunun, belki de en büyük siyasal ve medyatik skandallarından biri olan Der Spiegel krizi (The Spiegel affair) 1962 yılında meydana gelmiştir. Krizin ana aktörleri: Siyasi tarihte bir efsane olarak anılan, dönemin şansölyesi Konrad Adenauer, dönemin savunma bakanı Franz Josef Strauss, krizin oluşmasına sebebiyet veren gazeteci (siyasetçi) Conrad Ahlers ve derginin yayıncısı Rudolf Augstein’dir. Krizin detaylarına girmeden önce, dönem Almanyası ve Konrad Adenauer’den bahsedilecektir.

Konrad Adenauer

Konrad Adenauer

Batı Almanya’nın ilk şansölyesi Konrad Adenauer, siyasi hayatına 1906 yılında kökten bağlı olduğu Köln şehrinin kent konseyine seçilerek başladı. Uzun yıllar şehirde belediye başkanlığı görevini yürüten Adenauer, bölgesinin Katolik kimliğini de benimsemiştir. Nitekim bu tavrı, onun hem kiliseyi yıkıp yeni bir din inşa etmeye çalışan Naziler’den hem de ateist sosyalistlerden uzak durmasına sebep olmuştur. İyi bir Hristiyan olarak uzun süre merkez partiyi destekleyen geleceğin şansölyesi, Hristiyan-Demokratlar isimli -günümüzde Almanya’nın en büyük partilerinden biri olan- partinin kurulmasına öncülük etmiştir. Merkez partinin dindarlığından ziyade, eski olan ve Alman değerlerini savunan bu partide ve şansölyeliğinde Adenauer, Köln yıllarındaki yaklaşımını yani otoriter baba tavrını sürdürdü. Hatta öyle denir ki son yıllarında ofiste bu yaklaşımının eseri olan sözleri  “Tanrım, ben olmadan Almanya ne olacak?” kendi kendine söylermiş. Görüldüğü üzere Adenauer, iki dünya savaşından da yara almamasının getirdiği toplumsal etki, siyasal ve askeri galibiyetleri, döneminde yaşanan ekonomik mucize ile Alman politik yaşamını tamamıyla domine etmiştir.

Der Spiegel Krizi

Savaş sonrası dönemde iyi bir şekilde sürdürülen bu tutum, altmışlara doğru çatırdamaya başlamıştır.

Rudolf Augstein

Rudolf Augstein

Ülke artık savaş şokunu üzerinden atmaya başlamış; Adenauer’in, nitelikli insan eksikliğinden dolayı görevlerine geri döndürdüğü ya da görevlerinden almadığı eski Naziler, halk nazarında gözle görülür hâle gelmiştir. Altmışlar kuşağının getirdiği bu sorgulamalar ve “Yaşlı Kurt”un koltuğu bırakmak istemeyişi, basının ona gösterdiği tepkileri de artırmıştır. Batı Almanya, o dönemde Doğu Almanya’yı tanımama amacında olduğundan kıtanın doğu kısmı hâlâ Sovyet işgalinde sayılmıştır. Dolayısıyla bütün ilişkiler; Batı Almanya’nın, Almanlar’ın tek ve gerçek temsilcisi sayılması yönündedir ve bu konuda başarılı olunmuştur. Ama söz konusu uluslararası itibar, Conrad Ahlers’in 1962 yılında yayınladığı köşe yazısı ile büyük darbe almış ve Alman kamuoyunda muhafazakârlığa ve Adenauer’e tepkiye sebep olmuştur.

Ahlers’in makalesinde, gazetenin aldığı gizli istihbarata göre NATO’nun Fallex 62 planları açıklanmıştır. Bu planlarda, NATO’nun olası bir üçüncü dünya savaşı durumu için hazırlık yaptığı ve Batı Almanya’nın böylesi bir duruma herhangi bir şekilde (ne askerî ne ekonomik) hazır olmadığı yazılıdır. Savunma Bakanlığı, bu çok gizli bilginin kamuya açıklanması ile sarsılmıştır. Der Spiegel gazetesi yazarları, muhabirleri ve çalışanları -özellikle de derginin editörü Rudolf Augstein ve makalenin yazarı Conrad Ahlers- hükûmet, özellikle de Adenauer ve Josef Strauss tarafından vatan haini ilan edilmiştir. Çalışanların davranışları, basın özgürlüğünden ziyade “korku yaratma” adı altında ele alınmıştır. Savunma Bakanı Franz Josef Strauss, şansölyeden aldığı yetkiyle beraber derginin Hamburg ve Bonn ofislerinin aranmasını –aslında yağmalanmasını- talep etmiştir ve gazeteciler gözaltına alınmışlardır. Makalenin yazarı Conrad Ahlers, İspanya’da tatildeyken gizlice tutuklanıp ülkeye getirilmiştir. Bütün hükûmetlerin başına gelebilecek olan bu durumdan sonra ülkenin “entelektüel”leri tarafından protestolar düzenlenmiş, siyasetçiler arasında da karışıklıklar başlamıştır.

Grup 47 ve Önemi

Conrad Ahlers

68 kuşağına öncülük edecek olan savaş sonrası Alman entelektüelleri (Grup 47) bu tutuklamalara karşı gösteriler düzenlemeye, üniversite mensupları ise gerek öğrenciler gerek akademisyenler olarak  tutuklamaları protesto etmeye başlamıştır. Atmosfere hâkim olan genel sorular  şunlardır: “Hükûmet neden bakanlığın içindeki olası vatan hainini aramak yerine bunu meydana çıkaran gazetecileri tutukluyor? Conrad Ahlers’in tutuklanmasının arka planı neden anlatılmıyor?”

Basın özgürlüğü gibi birtakım haklar, Grundgesetz denilen Alman anayasası ile korunduğu için bu suçlamalar/sorular ayrıca önem kazanmıştır. Gestapo korkusunun ve hatıralarının hâlâ hüküm sürdüğü bir coğrafyada hükûmete duyulan güven, bu olayla daha da sarsıldı. Öyle ki parlamentodan da yapılan baskılara dayanamayan Josef Strauss, Ahlers’in tutuklanmasında İspanya’da bulunan Alman askeri ataşesini şahsen aradığını, tutuklamayı gerçekleştirmesini istediğini belirterek bu olayda hükûmetin değil, zümre bazlı ilişkilerin önemini göz önüne sermiştir. Koalisyon hükûmetinin sürdüğü bu dönemde liberal parti FDP, ülkenin itibarı yurt dışında yerle bir olduğundan Strauss istifa etmezse hükümetten çekileceklerini söyleyerek Adenauer tarafını tehdit etmiştir. Olay Strauss’un istifası ile sonuçlanmıştır. Adenauer ise Strauss’u desteklediği için zaten zedelenen itibarı ile ekim ayında istifa etmiştir. Yaşanan bu durum, Almanya’da parlamento dışı muhalefet olan APO’nun (Außerparlamentarische Opposition) güçlenmesine sebep olmuştur. Bu kitle daha sonra 68 kuşağını etkileyecek, Almanya’nın Nazi sonrası politik dönüşümünü tamamlayacaktır.

Yazar: Ece Kartal
Editör: Emine Türal & Ozan Yazıcı

Kaynakça:

  • Berghan, R. V. (2019). Journalists between Hitler and Adenauer. The Princeton University Press, Princeton. 204-215.
  • Bunn, F. R. (1966). The Spiegel Affair and The West German Press: The Initial Phase. Public Opinion Quarterly, 30 (1), 54-68.
  • Freund, G. (1963). Adenauer and The Future of Germany. International Journal. 18 (4). 458-467.
  • Gimbel, J. (1965). The “Spiegel Affair in Perspective.” Midwest Journal of Political Science, 9 (3), 282-297.
  • Orlow, D. (2018). A History of Modern Germany 1871 to Present. (8). New York: Routledge Publishing. 231-308.

 Görsel Kaynakça:

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.