Bir Kraliçenin Düşüşü: Marie Antoinette

16.12.2020
Bir Kraliçenin Düşüşü: Marie Antoinette

Kutsal Roma İmparatoru I.Franz ve Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa’nın kızı olan Marie Antoinette, 1755 yılında Viyana’da dünyaya geldi. Çoğu saray mensubunun aksine, annesiyle babası aşk evliliği yapmıştı ve bu onun mutlu bir çocukluk geçirmesinde büyük rol oynadı. Bu çocukluk yılları çok da uzun sürmedi, zira henüz 14 yaşındayken Fransa veliahdı Louis (XVI.) ile evlendirildi. Bu evlilik tamamen iki devletin çıkarları için yapılmıştı ve Marie de çok sevdiği ülkesindeki her şeyi bırakıp Fransa’ya gidiyor olmaktan pek memnun değildi.

Bu kadar genç yaşta evlendirilmeleri ve Louis’in utangaçlığı evliliklerinin ilk yıllarında cinsel bir birliktelik yaşamalarını engelledi, bu da fazlaca saray dedikodusuna ve Marie Antoinette’in itibarının zedelenmesine yol açtı. Marie buradaki hayatından memnun değildi ve Viyana’yı çok özlüyordu.

Sıla hasretiyle yanan bu genç kadının hayatı 1774 yılında değişti. XV. Louis’in çiçek hastalığından dolayı vefatıyla beraber Louis ve Marie, kral ve kraliçe oldular. O zaman Marie 19, Louis ise 20 yaşındaydı. Louis’in taç giyme töreni, halkın ekonomik anlamda çok zorluk  çektiği bir döneme denk geldi ve o meşhur “Ekmek yoksa pasta yesinler.” sözünün de bu dönemde söylendiği iddia edildi. Herkes buna ne kadar inandıysa da Marie Antoinette’in böyle bir cümle söylediğine dair herhangi bir kanıt yoktur.

Bu lafın Fransa kraliçesine mâl edilmesinin sebebiyse kendisinin aşırı harcamalarının halkın gözüne batmasıydı. Marie Antoinette ve sarayda edindiği arkadaşları inanılmaz bir lüks ve şatafat içinde yaşıyor ve fazlaca kumar oynuyorlardı. Hatta Marie sarayın bahçesine bir köy bile yaptırmıştı. Bu hamlesi, o zaman köylerde çok zorluk çeken halka çok aşağılayıcı gelmişti. Halk tarafından iyi karşılanmamasının bir diğer sebebiyse tanıdıklarını başkalarına ait olan mevkilere getirmesiydi.

Bu şatafatlı ve lüks yaşantı pek de uzun sürmeyecekti, zira hem Fransız İhtilali yoldaydı hem de Marie Antoinette’i bekleyen iki tane acı verici ölüm vardı. 1787 yılında, küçük kızı Sophie Helene Beatrix’in ani vefatı kraliçeyi derinden sarstı. Bu olayın acısı henüz tazeyken 1789 yılının haziran ayında oğlu Louis Charles’ı da tüberkülozdan kaybetti.

14 Temmuz 1789’da ise Bastille Hapishanesi’nin ele geçirilip mahkumlarının salınmasıyla kraliyet ailesinin düşüşü resmen başlamış oldu. Bu durumun haberi gece geç saate kadar Versay Sarayı’na ulaşmadı. Gelişmeleri duyan XVI. Louis’in “Bu bir isyan mı?” sorusuna, dük Rouchefaucauld-Liancord “Hayır efendim, bu bir devrim.” cevabını verdi. Marie Antoinette ise bu karışıklıkta Paris’te kalmaya devam etmek istemedi, çocukları ve XVI. Louis ile birlikte saraydan ayrılmayı önerdi fakat kral bu önerisini kabul etmedi.

Bu olaylardan bir süre sonra, şehrin bütün tahıllarının saray mensupları tarafından Versay’da saklandığı haberi yayıldı. Bunun üzerine kalabalık bir grup Versay Sarayı’na doğru yola çıktı. Saray mensuplarının bu durumdan haberdar olması aylar sürdü. Bu bilgiyle beraber Marie Antoinette, saraydan gitmelerini tekrar istedi fakat yine bir sonuç elde edemedi.

Grup saraya ulaştığında kraliçeyi bulmak istedi ve onun çocuklarıyla saklandığı odaya ulaşıp kraliçenin muhafızlarını katletti. Marie Antoinette ve çocukları hayatlarını zar zor kurtardılar ve kendilerini sarayın merkezinde bulunan kralın odasına attılar. Bunun üzerine kalabalık sarayın avlusuna geçti ve Marie Antoinette’i görmek istediklerini belirtti. Bu isteği cevapsız bırakmayan genç kraliçe, üzerinde sabahlığı ve iki çocuğuyla balkona çıktı. Çocukları içeri yollaması talep edilince onları yolladı ve yaklaşık on dakika boyunca üzerine silahlar doğrulmuş bir şekilde bekledi. Bu hareketi ona fazlasıyla bilenmiş olan muhalifler tarafından bile saygı ve hayranlıkla karşılandı. Hatta bir grup insan “Kraliçe çok yaşa!” diyerek tezahürat ettiler.

Bundan sonrası ise Marie Antoinette ve ailesi için tam anlamıyla düşüş oldu. Önce XVI. Louis tutuklanıp idam edildi, bunun üzerinden çok geçmeden Marie Antoinette de tutuklandı ve öz oğlunu taciz ettiğine kadar varan çeşitli iddialarla suçlanıp, sonunda “vatana ihanet” suçundan dolayı ölüm cezasına çarptırıldı.

16 Ekim 1793 sabahı, idamına gitmek üzere vasat bir at arabasıyla Concorde Meydanı’na doğru yola çıkarıldı. Yaklaşık bir saat dolaştırıldıktan sonra meydana varıldı ve kalabalığın tezahüratları eşliğinde idam edildi. Çok erken yaşta çok şey yaşayan genç kadın, bu şatafatlı hayatını işte bu yokluk ve aciziyetle sonlandırdı.

Kaynakça

Britannica, T. E. (1998, Temmuz). Marie-Antoinette. Britannica. Erişim adresi: https://www.britannica.com/biography/Marie-Antoinette-queen-of-France/additional-info#history

Editors, H. (2009, Kasım). Marie-Antoinette. History. Erişim adresi: https://www.history.com/topics/france/marie-antoinette#:~:text=Born%20in%20Vienna%2C%20Austria%2C%20in,was%20just%2015%20years%20old.&text=In%201793%2C%20the%20king%20was,guillotine

Görsel Kaynak 1Görsel Kaynak 2, Görsel Kaynak 3, Görsel Kaynak 4

YAZAR BİLGİSİ
Dilara Ercanlı
Dilara Ercanlı,2002 yılında İzmir'de doğdu.2020 yılında Cihat Kora Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. Şu an eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih bölümünde sürdürüyor. Felsefe, tarih, edebiyata ve fotoğrafçılığa ilgisi bulunuyor ve MozartCultures bünyesinde yazar olarak bulunmakta.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.