Cinsel Çekim Olmadan Aşk Olur mu?

Cinsel Çekim Olmadan Aşk Olur mu?

Atatürk’ün sözünden ilham alarak konuya uyarlama yapılmak istense, “Cinselliğin olmadığı bir ilişkinin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” demek doğru olur mu? Bir kişiyle seks yapmak için romantik bir ilişki gerekmeyebilir fakat sağlıklı bir romantik ilişkide seks olmazsa olmaz mıdır? İnsanlar, kodlarında üreme güdüsünü taşıyan canlılardandır. Bu yüzden cinsel çekim doğalarında bulunur (aseksüellik burada istisna olarak kabul edilebilir). Freud ve onun gibi düşünürler cinselliğe hayatın odağında bir önem atfetmişlerdir. Freud; insanın kişiliğini, duygularını ve davranışlarını şekillendiren temel güdüye libido adını vermiştir. Freudyen psikolojide libido, cinsel enerjiyle örtüşmektedir. Freud için romantik ilişki bir nevi cinselliğin yüceltilmesidir. Diğer bir yandan ise cinselliğin bu kadar merkezî bir önemi olmadığını söyleyen düşünürler, Freud ve takipçilerine karşı çıkar. Peki hayatın merkezinde yer almasa da romantik ilişkilerin merkezinde bu baştan çıkarıcı güdü yer alıyor mudur?

Aşk, Tutku ve Baharatlar: “Powerpuff Relationship”

Strenberg, aşk ilişkisinde üç temel bileşenden söz eder: yakınlık, tutku ve bağlılık. Bu teorisinin ismi ise Üçgen Aşk Kuramıdır. Yakınlık; duygusal açıdan beraberliği, karşılıklı anlayışı ve iletişimi kapsar. Bir ilişkide tutku; romantizm, fiziksel çekicilik, cinsellik ve beğenme gibi dürtülere önderlik eder ve cinsel arzular birçok ilişkinin tutku yönünü oluşturur (Atak ve Taştan, 2012, s.528). Cinsel ilişki ve cinsel gerilimin giderilmesi isteği, tutku bileşeninin bir getirisidir. Bağlanma ise kişinin karşısındakine değer verdiğine, karşısındakini sevdiğine karar vermesi ve sonraki zamanlarda da kendini bu ilişkiye adamasıdır. Strenberg, romantik ilişkiyi ve kişiler arası çekimi içeren her aşk modelinde tutkuyu kesinlikle değişmez bir bileşen olarak görür. Mükemmel bir aşk ve ilişki için üç bileşene de gerek varken romantik bir aşk ve ilişki için tutku ve yakınlık bileşenlerine ihtiyaç vardır. Strenberg, tutkuyu yani dolaylı yoldan cinsel çekimi romantik bir birlikteliğin temel bileşenlerinden biri olarak kabul eder.

Hatfield ve Walster, tutkulu aşkı tanımlarken kişinin partneriyle birlikte olmak için duyduğu yoğun isteği, arzuyu ve ilişkiden alacağı hazzı öne sürer. Karşılıklı istek çerçevesinde geliştiğinde bir ilişki adı altında şekillenen bu aşk, kişilerin cinsel çekim duymalarına, fiziksel olarak uyarılmalarına ve heyecana kapılmalarına yol açar.

Moss ve Schwebel romantik yakınlığı açıklarken beş ana bileşen kullanır ve bunların hepsinin bulunduğu bir ilişkiyi “ideal romantik ilişki” olarak görür. Bu bileşenler bağlılık, duygusal yakınlık, bilişsel yakınlık, fiziksel yakınlık ve karşılıklılıktır. Beş bileşen arasında yer alan fiziksel yakınlık, diğer kuramlarda incelediğimiz tutkuya denk düşmekte ve cinsel çekimi nitelemektedir.

Aşk mı, Seks mi?

Yapılan çoğu araştırmanın da gösterdiği üzere kişilerin birbirleriyle romantik ilişki kurmasında cinsel çekim ve ilişki önemli bir faktördür. Özellikle teknolojinin de gelişmesiyle ve beyin fonksiyonlarını farklı yollarla incelemenin önünün açılmasıyla aydınlatıcı deneyler yapılmıştır. Bunlardan biri beyin görüntüleme cihazlarının yardımıyla romantik aşk ve cinsel arzu faktörlerinin beyindeki yansımasının incelenmesidir. Bu inceleme sonucu göstermektedir ki iki faktörde de beynin benzer kısımları aktivasyona geçmiştir. 

Cinsel ihtiyacın giderilmesi genel anlamda temel ihtiyaç olarak kabul edilir. Bu durumda cinsel ihtiyacın karşılanması kişiye haz ve doyum vermektedir. Yani kişi cinsel ilişkiyi bir ödül olarak nitelendirebilir. Cinsel birliktelik yaşandığında beynin ödül sistemi (dopaminerjik sistem) devreye girer. Bu yüzden aynı kişiyle düzenli yaşanan cinsel birlikteliğin o kişiye bağlılığın artmasına yol açma ihtimali yüksektir.

Young ve arkadaşlarının (1998) yaptığı bir çalışmada yakınlık, fiziksel duygulanım miktarı, aşk ve ilişki doyumu cinsel doyumla ilişkili bulunmuştur. Byers (2005) ise yaptığı çalışmalarda, cinsel doyum yaşamayan çiftlerin çatışmalar yaşadığını, sevgi duymalarında düşüş olduğunu ve duygusal olarak uzak hissettiklerini saptamıştır (Öztürk ve Akar, 2004).

Cinsel Çekimin Olmadığı Romantik Bir İlişki Mümkün Müdür?

Romantik bir ilişkiden söz edildiğinden, fiziksel ve cinsel çekimin olmadığı bir romantik ilişki mümkün müdür sorusunun cevabı tartışmalı bir “hayır”dır. Yapılan birçok araştırma ve çalışma göstermektedir ki romantik bir ilişkide tutku önemli bir bileşendir. Fakat bazı kesimlerce yapılan çalışmalar ve paylaşımlarda aseksüel ilişkilerde de romantik birlikteliğin olabileceği iddia edilmiştir. Bu iddia göz önüne alındığında yapılan birçok araştırmada yer alan tutku bileşeninin romantik bir ilişkide “olmasa da olur” sınıfına geçtiği söylenebilir.

Cinselliğin romantik bir ilişkideki yeri ve gerekliliği üzerine teoriler üretilmiş ve yıllarca tartışılmıştır. Peki ya sizce romantik bir ilişkide tutku “olmazsa olmaz” mıdır, yoksa “olmasa da olur” mu?

 

Yazar: Ozan Yazıcı
Editör: Emine Türal

 

Kaynakça:

  • Ömeroğlu, A. (22 Eylül 2018). Bir İlişkide Seks Neden Önemlidir?. Erişim adresi: https://www.yakiniliskiler.com/blog_post.php?entry_number=7022&title=Bir-%c4%b0li%c5%9fkide-Seks-Neden-%c3%96nemlidir
  • Byers, E. (2005) Relationship satisfaction and sexual satisfaction: A longitudinal study of individual in longterm relationships. The Journal of Sex Research, 42(2), 113-118.
  • Young, M. &  Denny, G. & Young, T. & Luquis, R. (2000) Sexual satisfaction among married. American Journal of Health Studies, 16(2).
  • Öztürk, C. & Arkar, H. (2004). Evli Çiftlerde Evlilik Uyumu ve Cinsel Doyum Arasındaki İlişkiler. Literatür Sempozyum, 1(3), 16-24. Erişim Adresi: http://www.literatursempozyum.com/pdf/m_1410519731.pdf.
  • Atak, H. & Taştan, N. (2012). Romantil İlişkiler ve Aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4), 520-546. doi:10.5455/cap.20120431.
  • Özcan, S. & Güleç, H. & Güler, J. & Tamam, L. & Soydan, A. (2017). Sex Nedenleri Ölçeği’nin (YSEX?) Türkçe Uyarlamasının Güvenilirliği ve Geçerliği. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 9(1), 101-114. doi: 10.18863/pgy.281130

Görsel Kaynakça:

YAZAR BİLGİSİ
Ozan Yazıcı
Ozan Yazıcı, 1997 yılında Samsun'da doğdu. İki senedir Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Psikoloji ve Sosyoloji programlarında eğitim görmektedir. Yazarımız seyahat etmekten, yeni şeyler keşfetmekten, okumaktan ve araştırmaktan, resim çizmekten ve sanatla ilgilenmekten, arkadaşlarıyla zaman geçirmekten keyif almaktadır. Sosyoloji ve Psikoloji alanında birikimini ve yazılarını aktarmak amacıyla Eylül 2020 tarihinde MozartCultures ekibinin bir parçası olmuştur.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.