1952 Londra Öldüren Sisi

23.03.2022
1952 Londra Öldüren Sisi

Londra öldüren sisi, 1952 yılının aralık ayında 5 gün boyunca sürmüş ve şehir hayatını önemli ölçüde etkilemiş bir tarihi hava olayıdır. 5 Aralık’ta şehre çöken ve 9 Aralık gününe kadar süren bu sis, doğal hava koşullarının yanında endüstriyel kirliliğin de bir ürünüdür. Binlerce kişinin ölümüne ve daha fazlasının hastalanmasına yol açan bu felaket, Birleşik Krallık tarihinde hava kirliliğin en ölümcül sonuçlarından biri olarak görülmektedir (McKie ve Townsend, 2002).

Neden Böyle Bir Sis Oluştu?

5 Aralık 1952 sabahı Londra sakinleri için oldukça sıra dışı bir sabah olmuştur. Şehri daha önce hiç görülmemiş yoğunlukta bir sis kaplamıştır. Kapalı ve kasvetli havalara alışkın olan Londra halkı için bile alışılmamış bir görüntü olmuştur. Gündüz genellikle kuru bir duman şeklinde etkisini gösteren sis, akşama doğru giderek yoğunlaşır. O dönemde görüş mesafesi öylesine azalmıştır ki ertesi sabah doğan güneş bile günü aydınlatmaya yetmemiştir. Hatta bundan dolayı Thames Nehri üzerindeki tekne trafiği bile durma noktasına gelmiştir. Uçuşlar durdurulup tren seferleri iptal edilmiştir. Yeraltı hariç tüm ulaşım sektörü durma noktasına gelmiştir. Gündüzleri arabaların farları açıktır; yayalar yürürken adımlarını adeta görememektedirler.

Londra’nın coğrafi özellikleri düşünüldüğünde sis şaşırılacak bir hava olayı değildir. Hatta yoğun, sarı görünümleri nedeniyle “pea souper” olarak bilinen, dumanla birleşmiş bu tür sisler, 19. yüzyıl Londrası’nın ayırt edici bir özelliği hâline gelmiştir. Ancak 1952 aralığındaki bu sis ne alışılagelmiş bir pea souper ne de basit bir hava olayıdır. Bu durum, tehlikeli boyutlara gelmiş hava kirliliğin bir göstergesi ve ciddi bir sonucudur. Bu kirliliğin temeliyse 18. yüzyılda başlayan ve 19. yüzyılda yükselişe geçen Sanayi Devrimi ve şehirleşmeye dayanır. Büyüyen şehirlerde onlarca evi ısıtmak için yakılan kömür ve gelişen sanayinin getirdiği fabrikaların havaya saldığı zararlı gazlar düşünülünce bu kaçınılmaz bir sonuçtur.

Londra’da ölümlerle sonuçlanan yalnızca 1952 sisi değildir. Sanayileşmenin artmasıyla sis kaynaklı ölümler de hayatın bir parçası olmaya başlamıştır. Elbette bu ölümler, sanayileşmenin çığır açtığı bu yeni modern ve endüstriyel dünyada büyük bir sorun olarak görülmeyerek ölümleri önlemek adına bir aksiyon alınmamıştır. Ancak 1952 yılında yaşanan sisin yol açtığı olumsuz sonuçların etkisi bu geleneği bozmuştur.

Bu Sisin Sonuçlarında Ne Oldu?

9 Aralık 1952 günü sis, sonunda Londra’nın üzerinden kalkmış olmasına rağmen atmosfere olan etkileri kolaylıkla ortadan kalkmamıştır. 5 gün boyunca atmosfere 1.000 ton duman partikülü, 2.000 ton karbondioksit, 140 ton hidroklorik asit ve 14 ton flor bileşikleri yayılmıştır. Buna ek olarak ve belki de en tehlikelisi, bu sis boyunca 370 ton kükürt dioksit 800 ton sülfürik aside dönüşür (Met Office, t.y.). Sis, havada kaldığı 5 gün boyunca 4.000 kişinin ölümüne, çok fazla sayıda insanın da hastalanmasına neden olmuştur. Bunun yanında, uzun süre etkileri devam eden sisin, günümüz tahminlerine göre toplamda 12.000 kişinin ölümüne neden olduğu biliniyor (Klein, 2018).

Bu olaydan sonra Londra’nın hava kirliliği yadsınamaz hale gelmiştir ve önlem almak şart olmuştur. Geç de olsa İngiliz hükûmeti 1956 yılında “Temiz Hava Yasası”nı (Clean Air Act) çıkarmıştır. Bu yasa ile şehir genelinde dumansız hava sahasını yaratmak amaçlanır. Kömür kullanımını azaltmak adına ev sahiplerine doğalgaz, petrol ve elektrik gibi farklı ısıtma kaynaklarını kullanmaya teşvik amaçlı ödenekler verilir. Temiz Hava Yasası, çevrecilik tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. Her şeye rağmen bu dumanın tamamen Londra’yı terk etmesi kolay olmamış ve hatta 1962 yılında benzer ama daha az etkili bir sis olayı daha yaşanmıştır. Zamanla Londra, o yoğun, dumanlı sisten yavaş yavaş kurtulmuş, geçen yıllarla birlikte kömürün yerini başka ısınma kaynaklarına bırakmasının da etkisiyle Londra’nın kirli havası geçmişte kalmıştır.

Yazar: Betül Açı
Editör:
Ece Günen

Kaynakça

Görsel Kaynakça

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
Betül Açı
Betül Açı, Bursa’da doğup büyüdü. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Edebiyat, sinema ve gastronomi ile ilgileniyor; piyano, gitar ve ukulele çalıyor. Müzik başta olmak üzere sanata dair her şeye hayatında yer veriyor. İlgi alanları doğrultusunda ürettiği içerikleri okuyucularıyla buluşturmak için 2020 Ekim ayından beri MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.
YORUMLAR

  1. Adnan Açı dedi ki:

    Bu konuda en son gelişme Hindistan’da. O kadar kirlilik var ki güneş enerjisinden elde edilen enerjiyi %29 oranında azaltıyor. Ayrıca dünyanın hava kirlilik oranı en yüksek 10 kentinden 9’u Hindistan’da bulunuyor. Bu bakımdan Türkiye’de de soruna duyarlılık açısından güzel bir inceleme.