Akan Zaman Duran Zaman: Melih Cevdet’in Hatıraları

08.08.2021
Akan Zaman Duran Zaman: Melih Cevdet’in Hatıraları

Duran Zaman

“Yaşadığıma inanılmaz benim

Masal kahramanı gibiyim

Kimse görmeden yittim gittim.” (Anday, 2016, s.184)

Melih Cevdet Anday, 1915’te Çanakkale’de doğdu. Garip akımının üç öncüsünden biri olarak adını duyurdu. 87 yıllık yaşamı 2002’de sona eren Anday; şair kimliğinin yanında, edebiyatın her türünde (deneme, anı, roman, öykü, tiyatro) yetkin eserler vermesinden ötürü bilge unvanını da taşır. Anday’ın 25 Ocak 1982 – 12 Aralık 1983 arasında Cumhuriyet gazetesindeki “Akan Zaman Duran Zaman” köşesinde anlattığı anılar, 1984’te kitaplaşmıştır. Kitap, iki bölüm olarak tasarlanmasına karşın yalnız bir bölüm yayımlanmış; Anday anılarına devam etmemiştir. Yayımlanan bu tek bölümde şairin 50 yıla yaklaşan edebiyat-tiyatro-kültür hayatındaki anıları, artık hayatta olmayan kişiler eksenindedir. Anday, bu kısma Duran Zaman adını vermiştir. 1936’da Varlık dergisinde yayımlanan Ukde şiiriyle beraber Türk kültür hayatının o dönemki önemli isimleriyle tanışmaya başlayan Anday, kendinden ziyade tanıdıklarını ve tanıklıklarını anlatır.

“Ben çok az varım, içinden geçtiğim bir dönemi yansıtmak istedim.(Anday, 2009, s.304).

 

Akan Zaman Duran Zaman köşesinden ressam Abidin Dino’yu anlatan bir yazı.

Dönem

“Yahya Kemal, bizim şiirlerimizi ilk okuduğunda, ‘Boks eldivenle oynanır; bunlar tabanca çekiyorlar’ demiş. (Anday, 2009, s.4)

 

Melih Cevdet’in içinden geçtiği dönem, Türkiye’nin de bir kültür devriminin içinden geçtiği yıllara tekabül eder. Bu kültür devriminin devrimcileri içinde avangart bir şair, bir Garip olarak elbette kendisi de vardır. Anıları da tabii ki ilk olarak bu yıllarını anlatmaya götürür şairi. Kitabın ilk sayfalarında Orhan Veli ile Oktay Rifat’ı, Garip şiiriyle nasıl alay edildiğini, gördükleri tepkileri okuruz. Bir türlü ciddiye alınamamaktan yakınır şair:

 

“(…) bizden öncekiler bize ‘genç’ dediler, öyle ki ‘genç ozan’lıktan kurtulamadık. Yıllar boyu ‘genç ozan’ ise, ‘çoluk çocuk’ anlamına geliyordu.” (2009, s.4)

 

İlerleyen sayfalar, Anday’ın şiir ve şairlik hakkında bazı görüşlerini tanık olduğu veya başından geçen olaylar çerçevesinde dile getirdiği anıları içerir. Bu anılarda Abdülhak Hamid’den Ahmet Haşim’e, Abidin Dino’dan Nazım Hikmet‘e uzanan geniş bir isim havuzuna dalacaktır okur.

Devrin genç ozanları.

Sonra olgunluk devri gelir genç ozanın. Bu devir, Türkiye’nin de kültürel bir olgunlaşma hareketine soyunduğu yıllara tekabül eder. Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde çalışmaya başlayan Anday da bu hareketin bir parçasıdır. Bugün “Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi” olarak bilinen klasiklerin Türkçeye kazandırılması faaliyeti o yıllarda başlar. Kitapta geniş yer bulan yayın müdürlüğü anılarında; o dönem Türkiye’sinin önemli kültürel sorunlarına, entelektüel ayrılıklarına, Köy Enstitüleri aracılığıyla köye ve köylüye bakışına, siyasi havasına dair birçok şey bulabilecektir okur. Yanı sıra Nurullah Ataç, Sakallı Celal, Arif Dino, Cevat Şakir gibi yaşamları boyunca hep kendi çizgilerini takip eden isimler hakkında da bu yönlerini berkiten anılar bulmak mümkündür.

Bilge ve Zaman

“Zamanın art arda gelen anların bir sürekliliği olarak yani soyut bir akış olarak tasarlanmasından Melih Cevdet fazla etkilenmez. Onunki; bir tarih kavrayışı, ‘eşzamanlıklar’ tasarımı zemininde yayılan bir ‘zaman’dır. Gelecekten geçmişe uzanan bir zaman.” (Akatlı, 2016, s.266).

 

Anday’ın anılarını aktarmadaki bilgece başarısının nedenlerini anlayabilmek için, ömrü boyunca uğraştığı, şiir ve denemelerinde işlediği zamanın kavranışı sorunsalına, Troya Önünde Atlar şiirine yazdığı bir açıklama ile eğilelim:

 

“(…) geriye, daha geriye baktıkça, tarihsel zaman başka bir biçime giriyor, hatta yok oluyor, ortaya anakronik bir geçmiş, giderek zamansız bir geçmiş bütünü çıkıyordu.” (Anday, 2016, s.118).

 

Akatlı’nın tespiti ve Anday’ın deyimi takip edilecek olursa, kitaba Akan Zaman Duran Zaman adının verilmesi de anlaşılabilir. Anday’ın anılarına bakışı, onun düşünsel yaklaşımı bakımından zaten anakronik olmak durumundadır; zira onun başından beri usçuluğu yeğleyen tavrı, yaşantısını aktarırken dahi duygulanımlara kapılmaz çünkü anlatıcı anlattığı anda değildir. Kitabın son yazısı Birinci Perde‘de de bunu yadsımaz:

“Kısaca söylemek gerekirse, son elli yıla yüz yıl öteden bakmayı denedim sanki.” (Anday, 2009, s.304).

 

Yazar: Mehmet Ali Demir

Editör: Merve Bektaş

Kaynakça:

Akatlı, F. (2016). Eleştirinin Sesi. İstanbul: Kırmızı Kedi.

Anday, M.C. (2009). Akan Zaman Duran Zaman. İstanbul: Everest.

Anday, M.C. (2016). Dünyada Geçirdim Çocukluğumu. (haz. Sönmez, S. ve Armağan, Y.). İstanbul: Everest.

Görsel Kaynaklar:

https://www.birgun.net/haber/melih-cevdet-anday-olumunun-16-yilinda-aniliyor-238274

https://tr.pinterest.com/pin/19970656469643190

https://core.ac.uk/download/pdf/38324151.pdf

https://www.hepsiburada.com/akan-zaman-duran-zaman-pm-keverest603

YAZAR BİLGİSİ
Mehmet Ali Demir
Mehmet Ali Demir, 2000 yılında Konya'da doğdu. Uludağ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görüyor. Türk edebiyâtı, dünya şiiri, kıta felsefesi, mitologya alanlarında okuma ve araştırmalar yapıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.