Cazın Renkleri

08.08.2019
Cazın Renkleri

Siz de benim gibiyseniz, caz denince aklınıza siyah beyaz Amerikan filmlerinden fonda piyanonun olduğu sahneler geliyor olabilir. Peki, hiç merak ettiniz mi caz gerçekten Amerika kökenli bir müzik türü mü veya ilk çıktığı günlerde, akşam yemeklerine eşlik edeceği öngörülmüş müydü? Aslında caz konusunda hepimiz biraz bilgili sayılırız. 

caz-renkleri

Cazın gerçekten de ilk olarak Amerika’nın New Orleans şehrinde ortaya çıktığı düşünülüyor. Tam olarak ne zaman oluştuğunu ya da oluşmasında kimin öncü olduğunu bilemediğimiz cazın çıkış noktasının New Orleans olmasının aslında belirgin sebepleri bulunuyor. Öncelikle konum olarak bir liman kenti olan New Orleans, ülkenin ekonomik faaliyetlerinin canlı ve aktif olduğu bir yer. Ekonomik olarak iyi durumda olan bir yerde doğal olarak eğlence sektörü de gelişimini gösteriyor. Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden birçok müzisyenin New Orleans’a gelmesi, farklı müzik fikirlerine de açık olmayı beraberinde getiriyor. Bunun dışında oldukça güzel diyebileceğimiz bir iklimi olan New Orleans, kentin sakinlerinin pozitif bir moda girmesine ya da kolayca neşelenmesine katkı sağlıyor. Eğlence ve festivaller yılın her döneminde yerini alıyor. 

cazin-renkleri-siyah

Cazın New Orleans’ta oluşmasının en önemli diyebileceğimiz sebebi ise geleneksel cenaze törenleri. Başka bir kültürde örneği bulunmayan bu cenaze törenleri iki aşamalı olarak yapılıyor. Birinci aşama kilisede, ikinci aşama ise caddelerde ve sokaklarda gerçekleşiyor. Törenin ikinci ayağında daha hızlı tempoya sahip, hatta zaman zaman dansların da eşlik ettiği doğaçlama müzikler çalınıyor. Ellerinde trompet, trombon, klarnet gibi taşınabilir enstrümanları olan çalgıcılar, paralel doğaçlama yaparak caz müziğini icra ediyorlar. Paralel doğaçlamaya bir belirlenmişlik, planlama ya da ayarlama yapılmadan her enstrümanın kendi müziğini ortaya koyması diyebiliriz. Buna ek olarak bu müzikte aksak ve çoklu ritimler de ortaya çıkıyor. Belli bir müzikal tema üzerinden çeşitlemeler yapılarak gerçekleştiriliyor bu geleneksel törenleri bambaşka kılan caz. Böylece çoklu enstrümanlar ile kendilerini anlatan, açıklayan çoksesli müzikler var oluyor. Bu enstrümanlar arasında yukarıda bahsetmiş olduğumuz trompet ana melodiyi verme, trombon bası oluşturma, klarnet ise müziği süsleme görevini üstleniyor. New Orleans kentinin bahsettiğimiz bu özellikleri de cazın karakter bulmasını sağlıyor. Her müziğe ve müzikal fikre açıklık, doğaçlama, aksak ve çoklu ritim, temalar ve çeşitlemeler, swing dansı ve “blue notes” dediğimiz daha çok duyguları temsil eden müzikler cazı caz yapıyor. Hatta geleneksel caz biçimlerinden New Orleans Jazz’ına isim veren kent de kendisi oluyor.

Sonrasında popüler müzik temsili olan caz; saksafon, piyano, bateri, kontrbas, gitar, vibrafon ve daha başka birçok enstrümanı müziğine katıyor. Her ne kadar zamanla değişiklik gösterecek olsalar da bazı enstrümanların ağır ve taşınamaz olması, bu enstrümanların caz gruplarındaki görevlerini de etkiliyor. Örneğin başlarda piyano, bateri ve kontrbas, müzikte arkadan ritim verme işlevini görüyorlar, ileriki zamanlarda sabit bir göreve bağlı kalmadıkları halde.

Caz denince akla ilk gelen isimlerden Louis Armstrong başta olmak üzere King Oliver, Nick La Rocca, Kid Ory, Bix Beiderbeck, Jelly Roll Morton ve daha birçok müzisyen ise cazın şekillenmesi ve ilerlemesinde oldukça önemli rol alıyorlar. 

Caz tarihi hakkındaki bu kısa bilgiler bile eminim sizlere de cazın, siyah beyaz filmler dışında var olan, aslında düşünüldüğünden çok daha geniş bir kitleye hitap eden ve hatta sanattan öte bir amaç güden bir müzik türü olduğunu düşündürmüştür. Son olarak da gerçek hayattaki tüm renkli karakterler için sizlerle, Amerikalı yazar Vera Nazarian’ın sözlerini paylaşmak istiyorum, “If music is a place then jazz is the city.”* Cazla kalın.

*Eğer müzik bir yerse caz şehrin kendisidir.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.