Romantik Dönemin İkonu: Fryderyk Chopin
Fryderyk Chopin’in Hayatı
Polonyalı sanatçı, piyanist ve besteci olarak tanınan Fryderyk Franciszek Chopin, 1 Mart 1810 (bazı kaynaklarda 22 Şubat olarak belirtilir.) yılında Polonya’nın Żelazowa Wola köyünde dünyaya gelmiştir. Chopin, bir ablası ve iki kız kardeşinin arasında, ailenin tek erkek çocuğudur.
Chopin doğduktan kısa bir süre sonra Chopin ailesi, Varşova’ya taşınır. Chopin ailesinin Varşova’ya yerleştiği yıllarda, kentte kültür ve sanat yaşamı önemli bir atılım içerisindedir. Varşova’nın müzik yaşamının şekillenmesi sürecinde, Varşova Üniversitesi yeni yapısına kavuşmuş, kısa süre içinde ciddi müzik eğitimi almak isteyenlere yardımcı olmak amacıyla konservatuvar oluşturulmuştur. Chopin bu süreçte Fransızca öğretmeni olan babasından Fransızca öğrenirken diğer taraftan annesinden piyano dersleri alır. Chopin 6 yaşına geldiğinde annesinden müzik konusunda öğrenecekleri artık tükenmiştir. Daha iyi bir öğretmenden yardım istemek gerekmiştir. Dostlarının tavsiyesi ile Chopin, Bohemyalı piyanist Wojciech Zywny’den beş yıl boyunca ders alır. Bu süreçte Chopin’in özellikle piyano derslerinin temelini oluşturan Bach ve Mozart’a olan bağlılığı, tüm yaşamı boyunca sürecektir. Bach’ın prelüd ve füglerini her zaman, büyük bir hayranlıkla çalmıştır. Yaşamının son yıllarında bunları ezbere çaldığını gören öğrencisi, bu denli zor yapıtları nasıl aklında tuttuğunu sorduğunda Chopin şu yanıtı vermiştir: “Böylesi bir müziği, insan tüm yaşamı boyunca unutamaz.” Annesi ve öğretmeni sayesinde Polonya halk ezgilerine ilgi duyan Chopin, 1817’de henüz bir yıldır düzenli piyano dersleri alırken iki polonez bestelemiş; notaları iyi yazamadığı için yapıtların kâğıda geçirilmesini babası Mikolaj Chopin üstlenmiştir.
1818 başlarında Chopin, halk önünde ilk konserini vermiştir. Konserde Adalbert Gyrowetz’in Sol minör Piyano Konçertosunu seslendiren Chopin, olağanüstü yeteneği karşısında dinleyicileri hayrete düşürmüştür. Chopin 1826 yılında üniversiteye bağlı Varşova Lisesinde beste ve müzik teorileri üzerine eğitim görmeye başlamış, bu süreçte Josef Elsner ile çalışmıştır. 1823-1826 yıllarında yeni besteler yazan Chopin, birbiri ardına gelen konserlerden sonra 1829 yılında Viyana’ya gitmiş ve bu sanat merkezinde aynı yıl iki konser vermiştir. Polonya’nın en büyük piyanisti ve bestecisi olarak kabul edilen Chopin, 8 Eylül 1831’de Paris’e yerleşme kararı almış, Paris’teki sanatçılar arasında Liszt ile çok yakın arkadaş olmuştur.
Chopin’in sanatsal anlayışında öne çıkan bir diğer nokta da geleneksel motiflere olan tutkusudur. Polonya kültürü ve halk müziğini o kadar derinden benimsemiştir ki klasik müzik ile ikisini sürekli olarak, bir araya getirerek yaratıcı sonatlar ve konçertolar ortaya çıkarmıştır.
Aynı şekilde sanatçının serbest çalışmaları da Avrupa’da dönemin romantik sanat anlayışını yeniden şekillendirmiştir. Beethoven ve Mozart gibi duayenlerin eserlerini bile kendine has bir çizgide yorumlayan Chopin, klasik müziğe yeni bir soluk getirmiş, dolayısıyla dönemin en önemli sanat insanları arasına girmiştir.
Fryderyk Chopin’in Başlıca Eserleri:
- Piyano Konçertosu No 1,
- Piyano Konçertosu No 2,
- Cenaze Marşı,
- Piyano Sonatı No 3,
- Fantasie İmpromptu,
- Nocturne No 1,
- Nocturne No 2,
- Grande Valse Brilliante,
- Vals No 6,
- Vals No 7,
- Mazurka No 5,
- Polonez No 3,
- Polonez No 6,
- Prelude No 15,
- Etüd No 3,
- Etüd No 5,
- Etüd No 12,
- Balad No 1.
17 Ekim 1849 sabahı Chopin’in gitgide ağırlaşan ve günümüzde “verem” olduğu tahmin edilen hastalığı, artık son noktasına ulaşmış ve Fryderyk Chopin hayata gözlerini yummuştur. Chopin’in ölüm haberi Paris’te büyük yankı uyandırmıştır. Gazeteler ölüm haberini duyurmuş, müzik dünyası onun kaybı karşısında duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir. Chopin’in ölmeden önce bestelediği ve yazdığı fakat ölümünden sonra yayımlanmamasını vasiyet ettiği eserleri mevcuttur. Fryderyk Chopin her ne kadar o eserlerinin yayımlanmaması için vasiyet verse de ablası, bu eserleri görmezden gelemeyerek yayımlatmıştır. Bugün dinlediğimiz Opus 66-74 numaralarıyla yayımlanan notalar ve eserler, Chopin’in ölümünden sonra müzik dünyasına kazandırılmıştır.
Mezarı Paris’te olmasına karşın, Chopin öldükten sonra bedeninden çıkarılan kalbi Varşova’ya gönderilmiş ve bir kilisede sütunun içerisine yerleştirilmiştir. 1880 yılında ise sütunun üzerine, İncil’den alınmış şu satırlar yazılmıştır: “Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.”
Chopin’in adı sonraki kuşaklar için bir anlamda piyano ile özdeşleşmiştir. Kimi zaman aşırı romantik ögeleri öne çıkarılarak aktarılan yaşam öyküsü, geniş kitlelerin ilgi odağı olmuştur. Yaşamı boyunca yarattıkları, sonraki kuşak bestecilerini farklı yönlerden etkilemiştir.
Tümüyle tuşlara adadığı otuz dokuz yıllık kısa yaşamı, büyük hayranlık duyduğu Bach ve Mozart’tan öğrendiklerini sonraki kuşaklara ustaca aktarmasına yetmiştir.
Yazar: Burak Akdere
Editör: Emine Türal
Kaynakça:
- Büke, A. (2018). Chopin: Tuşlara Adanmış Bir Yaşam. İstanbul: Can.
- Büke, A. (2017). Mozart: Bir Yaşamöyküsü. İstanbul: Can.
- Taş, E. (2020, 12 Nisan). Frederic Chopin Hayatı ve Eserleri. Erişim adresi: https://www.polonyadayiz.com/frederic-chopin-hayati-ve-eserleri/
- Fryderyk Franciszek Chopin. (t.y.). TOVAK Chopin Uluslararası Akademisi. Erişim adresi: https://www.chopintovak.org/chopin-hayati
- Frédéric Chopin. (2005, 30 Temmuz). Vikipedi Özgür Ansiklopedi. Erişim adresi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Fr%C3%A9d%C3%A9ric_Chopin
Görsel Kaynakça: