Kızıl Marakeş’te Bir Vaha: Le Jardin Majorelle

Kızıl Marakeş’te Bir Vaha: Le Jardin Majorelle

Le Jardin Majorelle (Türkçesi Majorelle Bahçesi), Fas’ın halka açık bahçeleriyle meşhur olan ve çölün ortasında bir vaha gibi duran Marakeş şehrinin büyüleyici bahçelerinden biridir. Dokuz bin metrekare üzerinde uzanan ve Art Deco ile Mağribi esintilerinden etkilenen bu botanik bahçe, tasarımcısı ve aynı zamanda isim babası olan Jacques Majorelle tarafından 1923’te, beş kıtadan getirilen egzotik ağaç, bitki ve çiçek türleriyle düzenlenmeye, bir mücevher gibi işlenmeye başlamıştır.

Yeni Bir Renk Doğuyor: Jacques Majorelle’in Kobalt Mavisi

Jacques Majorelle

1886-1962 yılları arasında yaşayan Jacques Majorelle, Art Nouveau stiline özgü mobilya tasarımcısı Fransız Louis Majorelle’in oğlu ve aynı zamanda oryantalist bir ressamdır. Fas’a, dönemin mukim elçisi Hubert Lyautey tarafından davet edilen Majorelle, şehrin canlı renklerine ve ışığına aşık olmuş, 1917’den sonra da kalıcı olarak şehre yerleşmiştir.

İnşasına lüks bir bahçe olarak başlanan Jardin Majorelle’in içine 1931’de kübist tarzda, stüdyo olarak kullanılacak bir villa inşa etmesi için mimar Paul Sinoir görevlendirilmiştir. 1937’de villanın duvarları, daha sonraları “Majorelle Blue” olarak adlandırılan, ülkenin güneyinde yaygın olan ve öteden beri Fas çinilerinde kullanılan bir kobalt mavisi ile boyanmıştır.

Majorelle, “en iyi işim” dediği ve kırk yıl boyunca kocaman bir bahçe, yaşayan bir sanat hâline getirdiği; egzotik ve nadide bitkiler ile çevrelediği bahçesini 1947 yılında, bakım maliyetlerini de karşılayabilmek adına ücretli olarak halka açmıştır.

Majorelle, açılışı takip eden yıllarda eşinden boşanmış ve aynı dönemde bahçesini daha da genişletebilmek, yeterli paraya ulaşabilmek için arsasının parsellerini ve içindeki villasını satışa çıkarmak zorunda kalmıştır. Ancak satıştan sonra bahçe halk nezdinde ilgisini kaybetmeye başlamış ve artık uğranılmayan, bakımsız bir yer hâline dönmüştür.

Yeni Bir Dönem: Yves Saint Laurent ve Jardin Majorelle

O yıllarda, 1980’lerin başında, bir Marakeş tutkunu olan modacı Yves Saint Laurent ile hayat arkadaşı Pierre Bergé de bu bahçeye komşu bir evde yaşamaktadır. Majorelle tarafından satıldıktan sonra hayranı oldukları bu bahçeye bir otel yapılacağını duyan çift, yürütmeyi durdurmak için ellerinden geleni yapmışlar ancak bunun tek çaresinin bahçeyi satın almak olduğunu görünce de mülk sahipleri ile bir anlaşma yapıp, bahçeyi parsel sahiplerinden satın almışlardır.

“Bana renkleri bu şehir öğretti; onun ışığına, cüretkâr melezliğine ve coşkulu keşiflerine tutundum.

İlham bulmak ve ara sıra Marakeş’e kaçmak için bahçeyi restore eden çift, daha sonraları Majorelle’in villasında yaşamaya başlamış ve villanın da adını “Villa Oasis (Vaha)” olarak değiştirmiştir. Bu süreçte bahçeye de birçok yeni bitki türleri dahil edilmiştir.

Saint Laurent tarafından sahiplenildikten sonra bir süre “Marakeş’in İslam Sanatları Müzesi (Islamic Art Museum of Marrakech)” olarak kullanılan; içinde Saint Laurent’in de kişisel koleksiyonunu bulunduran ve seramiklerin, mücevherlerin sergilendiği bu villa günümüzde Berberilerin kültürünü anlatan bir müze (Musée Pierre Bergé des Arts Berbères) olarak misafirlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca yine Laurent’in kolaj tekniğiyle tasarladığı ve yeni yıl tebriği olarak dostlarına gönderdiği “aşk” posterleri de villa içinde sergilenmektedir.

Bahçe içerisinde Kuzey Afrika endemik türü olan on beşten fazla kuş, üç yüzden fazla bitki türü bulunmaktadır. Ayrıca “Dünyanın En Lüks 10 Bahçesi” sıralamasında dördüncü sırada olan bahçe, Gueliz semtine yakın Yves Saint Laurent Caddesi’nde bulunmaktadır.

 

“Laurent’in Marakeş dönemi öncesi koleksiyonlarına bakıldığında çoğunluğunun siyah renklerden oluştuğu göze çarpıyor. Marakeş dönemi ise canlı bir dönem. Rüya gibi, sınırsız, kuralları ve kalıpları tanımayan, günlerin ve harcanan zamanın yetmeyeceği, modanın dakikası dakikasına sanata dönüştüğü bir dönem.” (Canatan, 2020).

 

2008’de hayatını kaybeden Yves Saint Laurent, küllerinin Majorelle Bahçesi’ne gömülmesini vasiyet etmiştir. Bu tarihten sonra bahçe, Jardin Majorelle Vakfı’na bağışlanmış ve o tarihten beri de Fransız tasarımcının ruhu, bahçede yaşatılmaya devam etmiştir.

Pierre Bergé, “Jardin Majorelle, bana yıllarca sonsuz bir ilham kaynağı oldu ve ben sık sık o benzersiz renklerinin hayalini kurdum.” diyen Saint Laurent için, cenaze töreninde, “Ancak biliyorum ki, sana neler borçlu olduğumu asla unutmayacağım ve bir gün, o Fas palmiyelerinin altında sana katılacağım” demiştir.

 

Yazar: Elif Uludağ
Editör: Ece Günen

Kaynakça:

Görsel Kaynakça:

ETİKETLER: , , ,
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.