Sanal Gerçeklik Teknolojisi İle Maruz Bırakma Tekniği

09.06.2020
Sanal Gerçeklik Teknolojisi İle Maruz Bırakma Tekniği

Maruz bırakma tekniği kişide kaygı uyandıran durumlara yönelik duyarlılığın azalmasını amaçlayan bir Bilişsel Davranışçı Terapi tekniğidir. Birçok psikolojik sorunun tedavisinde önemli bir konuma sahip olan bu teknik ile kişinin kaçınma davranışı sergilediği durum, kişi veya olaylarla yüz yüze gelmesi ve korku duyulan durumun sonuçlarının gözlenmesine katkı sağlayarak kişinin hayat standartlarını düşüren bu olgunun temelinde yatan akıl dışı inanışları fark etmesi sağlanır. Maruz bırakma; hayali, sembolik, canlandırmalı veya gerçek temas şeklinde yapılabilmektedir. Ayrıca gelişen teknoloji ile sanal gerçeklik de danışma ortamında yer almaktadır. Bu derleme, maruz bırakma tekniğinin kullanım biçim ve alanlarına yönelik bir araştırmadır.

Psikolojik danışma süreci, bireyin günlük yaşam becerilerini artırmaya yönelik olmakla beraber özellikle bireyin problemlerini çözmesine, karar vermesine yardım edici ruh sağlığı hizmetidir. Psikolojik danışma, kademeli olarak ilerleyerek bireyi bilişsel ve duyuşsal iyi oluş haline getirmektedir. (Eryılmaz ve Mutlu, 2016) İnsan duygu, düşünce, davranışlarının temelinde yatan nedenleri ile ilgili araştırmalar yapmak, bu konuda yorum üretmek de yine psikolojik danışmanın görevidir. İnsanı ve ona ait her etkinliği yorumlayarak topluma yönelik bakış açısı sunan ve bunları ampirik bir biçimde alana kazandıran bilim insanlarınca ruh sağlığı bilinmezliklerden kurtulmaktadır. Bu noktada birçok bilim insanı, kuram ve yaklaşım geliştirmiştir. (Alpaydın ve ark., 2016).
Maruz bırakma kaygı veya korku uyandıran uyarıcıları yönelik bireyin geliştirmiş olduğu tutumları keşfetmesini ve bu uyarıcılara karşı olan duyarlılığının azalmasını hedeflemektedir. Maruz bırakma ile bireyde kaçınma davranışına sebep olan durumlarla bireyin karşı karşıya getirilmesi ile verdiği tepkilerin ne kadar gerçek dışı olduğunu görmesi sağlanır. İçsel uyaranlara verdiği tepkileri gözlemlemek bireyin bu uyaranlara karşı oluşturduğu yapıları değiştirmesine fayda sağlayacaktır. Bu sayede yaşam standartlarını düşüren duruma karşı duyarlılığının azalması sağlanmaktadır. Bireyin kaygı uyandıran duruma verdiği istemsiz tepkilerin bu sefer kontrollü ve istemli olarak verilmesi beklenmektedir. Bireyin verdiği fizyolojik, zihinsel ve duygusal süreçlere dikkat edilerek tekniğin kullanımı sağlanmaktadır.
Maruz bırakma tekniği dört ana aşamada oluşmaktadır. Öncelikle teknik uygulanmadan önce probleme yönelik bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Sorunun hatlarını belirlemek için ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Bu sayede bireyin tekniğe verebileceği tepkilerin yorumu sağlanmaktadır. İkinci aşama, tekniğin uygulanması için danışanın hazırlanmasıdır. Bu süreçte karşılaşabileceği durumlara yönelik önceden bilgi sahibi olması sağlanarak danışan maruz bırakmaya hazır hale getirilir. Üçüncü aşama yoğun maruz bırakma aşamasıdır. Tekniğin uygulandığı ve danışanın tepkilerinin gözlemlendiği noktadır. Danışanın tepkilerinin azalmaya ve bitmeye yaklaşana kadar devam ettirilen süreç boyunca danışan, cesaretlendirilerek motive edilir. Dördüncü aşama ise kendini kontroldür. Artık korku ve kaygılarında sıyrılmış olan bireyin bundan sonraki yaşamında da bunu devam ettirmesi sağlanmaktadır. Danışana karşılaşacağı olası kaygı yaratıcı durumlara yönelik kendi kendinin danışmanı olmasının sağlaması yapılır.
Maruz bırakma sosyal anksiyete, özgül fobi, agorafobi, obsesif-kompulsif bozukluk gibi panik/kaygı bozukların, öfkenin, yeme bozukluklarının, travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde oldukça kullanılan bir tekniktir.
Maruz bırakma hayali, sembolik, canlandırmalı veya gerçek temas şeklinde uygulanabilmektedir. Ayrıca gelişen teknoloji ile sanal gerçeklik de danışma ortamında yer almaktadır. Sanal gerçeklik ile görülmektedir ki bulunduğumuz çağın imkanları kullanılarak danışma uygulamaları çok daha ekonomik ve verimli hale gelebilmektedir.
Sanal gerçeklik gözlüğü ile yapılan maruz bırakma etkinlikleri, kaygı uyandıran durumu hayali ve canlandırma yapmaya oranla daha etkili, gerçek temasa oranla daha kullanışlı ve denetimli yapmaktadır. Sanal bir durumun olduğunun bilinmesine rağmen bu deneyime maruz kalan kişiler yine de kaygı tepkilerini vermekte ve yoğun duygulanımlar yaşadıkları görülmektedir. Ampirik bilgilere dayalı olarak şu sonuca da ulaşılmıştır ki: Sanal gerçeklik ile maruz bırakma tekniği önemli ölçüde tedavi edici etkiler göstermektedir. (Üzümcü ve ark., 2018)
Bilişsel Davranışçı Terapi, son yüzyılda kullanımı en çok tercih edilen yaklaşım olmayı başarmış ve sağaltım açısından ruh sağlığı alanına önemli katkılar sağlamıştır. Birçok bozukluğun ve günlük yaşam becerisine dair durumun iyileştirilmesinde etkin bir öneme sahiptir.
Bilişsel Davranışçı Terapi önemli ve etkin birçok tekniği bünyesinde barındırması açısından da geniş bir uygulama alanını tek başına karşılamaktadır. Maruz bırakma tekniği bu yaklaşım ile kullanılarak birçok bozukluğun tedavisinde kullanılmaktadır. Anksiyete grubu bozukluklarından yeme bozukluklarına, öfkeden sınav stresine kadar hemen her problemde yeri geldiğinde kullanılabilmektedir. En sık kullanılma biçimi özgül fobiler gibi görülmektedir ki bu da haksız bir yakıştırma değildir. Zira teknik ilk olarak özgül fobilerin tedavisine yönelik olarak ortaya çıkmış ve daha sonra diğer alanlara da yayılarak kullanım gücünü artırmıştır.
Tekniğin uygulanışında farklılıklar görülmesi ile terapötik süreçte kullanımından daha yüksek verim alınmaktadır. Hayali ve canlandırmalı maruz bırakma danışma sürecinde ekonomik ve kontrollü uygulanırken gerçek temas ve sanal gerçeklik şeklinde olan uygulamaları ise kesin sonuç almaya daha uygundur. Yapılan araştırmalar sonucu özellikle değişen toplumun ihtiyaç ve olanaklarına yönelik olarak sanal gerçeklik uygulamasının çok yönlü uygulanabildiği görülmektedir.
Sanal gerçeklik uygulamaları ile maruz bırakmaya yeni bir soluk gelmiş ve tekniğin yapısını sağlamlaştırmıştır. Yapılan çalışmalarda özellikle sosyal kaygı ile çalışmaların yapıldığı ve kısa sürede olumlu sonuçların alındığı tespit edilmiştir. Takılan gözlük kişiye bir sınıf ortamının görselliğini yansıtmakta, bir sınıfa girdiğini düşündürmektedir. Bu görseller tedavinin aşamalarına göre değişmektedir. Kiminde ilgili bir sınıf ortamı, kiminde ise az kişiden oluşan ve ilgisiz bir sınıf ortamı olmaktadır. Sosyal kaygılı birey, bu gözlük ile yapılan alıştırmalar daha sonrasında da danışma oturumları yapılması ile kaygısını optimum düzeye getirebilmektedir.
Sanal gerçeklikle ilgili yapılan araştırmalarda genel olarak görülmüştür ki birey her ne kadar bu durumun gerçek olmadığını bilse kendini ikna etmeye çalışsa da yine de duruma yönelik kaygı duymaktan bilişsel ve fizyolojik tepki vermekten kendini alamamaktadır. Bu konuyla ilgili olarak izlenen yapımlarda, karşılaşılan gerçek örneklerde de bu durum benzer şekilde olmaktadır. Yükseklik korkusu olan, sosyal fobi yaşayan veya travma sonrası stres bozukluğu olan bir bireye uygulanabilmekte, bu uygulama sonucunda kişi kaygı durumuna geçebilmektedir. Danışanlar her ne kadar kendilerini tehdit altında hissetmeseler de karşılaşılan görsel uyarıcıya aşırı tepkiler verebilmektedirler.
Yapılan araştırmalar da göstermektedir ki sanal gerçeklik ile yapılan maruz bırakmalar sonucu bireylerin problem alanına yönelik kaygılarında ve fizyolojik tepkilerinde istenen düzeye geldikleri görülmektedir. Özellikle özgül fobiler ve agorafobinin tedavisinde oldukça verim sağlamaktadır.
Maruz bırakma tekniğinin sanal gerçeklik ile kullanıldığı bir başka örnek de yeme bozukluklarıyla alakalıdır. Yeme bozuklukları ile maruz bırakma tekniği oldukça ufuk açıcı bir çalışma alanını oluşturmaktadır. Aşırı yemeye bağlı olan uyarıcılara yönelik uyarılma düzeyini azaltmayı amaçlayan teknik, bireyin yemek yeme isteğini etkinleştirecek uyarıcılara maruz bırakarak sonucunda bu uyarıcıya ulaşamayan bireyin yemek yeme davranışının verdiği bu hazdan uzaklaşması sağlanır. (Kaşmer, 2014)
Maruz bırakma tekniğinin uygulama biçimlerinden her biri oldukça değerlidir. Sanal gerçeklik daha ekonomikken hayali ve sembolik danışanı daha konfor alanında tutmakta, gerçek temas ise daha etkin olabilmektedir. Hangi yöntemin kullanılacağına danışanın ihtiyaçlarına ve terapötik ilişkiye bakılarak karar verilmelidir.
Sonuç olarak maruz bırakma tekniği ile kişinin uyarıcılara yüklediği anlamların ve kaygı toleransının değişmesi amaçlanmaktadır. Bireyin bu uyarıcılara yüklediği anlamları ona göstermek ve kabul edip değiştirmeye açık hale gelmesi sağlanmaktadır.
Bireyin, yaşamında olumsuz etkiler yaratan durumlara karşı kendisini savunmasız bırakmamasına yönelik önemli bir adımdır. Kaygı duyulan durum ile bir daha karşılaşabilme olasılığı olduğu için kişinin içsel güçlerini sağlamlaştırmak gerekir.
Maruz bırakma bu noktada tedavi amaçlı olduğu kadar geleceğe ve gelecekte karşılaşılabilecek durumlara karşı da önleyici bir çalışma olması bakımından önem arz etmektedir. Doğru ve zamanında kullanımı ile yüksek düzeyde sağaltım sağlayan bir teknik olarak Bilişsel Davranışçı Terapinin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Kaynakça
Alpaydın, N., Çimen, M., Erol, B., Sevi, O. (2016). Bilişsel Davranışçı Terapide Direnç ve Motivasyonel Görüşme Teknikleri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. 8(2):95-101.
Aydın, C., Genç, A. (2015). Uzun Süren Yas Döneminde Bütünleyici Psikolojik Danışma Uygulaması: Bir Olgu Sunumu. İnternational Journal of Social Science. 33: 491-501.
Eryılmaz, A., Mutlu, T. (2016). Kuramdan Uygulamaya Bireyle Psikolojik Danışma. Ankara: Anı Yayıncılık.
Hoşrik, M. (2017). Çocuk Evlerindeki Ergenlerde Gevşeme Tekniği ve EFT’nin Tanrı İmgesi, Affetme Eğilimi, Öfke ve Kaygı Kontrolü Üzerindeki Rolü. Ankara Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din bilimleri Anabilim Dalı, Ankara.
Kaşmer, N. (2014). Kadınlarda Yeme Stili Ve İpucu Etkisi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Ve Obezite Sorununda Maruz Bırakma Ve Tepki Önlemeye Dayalı Psikoeğitim Programının Etkinliğinin Araştırılması (Pilot Çalışma). Hacettepe Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Klinik Psikoloji Bilim Dalı, Ankara.

Üzümcü, E., Akın, B., Nergiz, H., İnözü, M., Çelikcan, U. (2018). Anksiyete Bozukluklarında Sanal Gerçeklik. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. 10(1):99-117.

YAZAR BİLGİSİ
Ayşenur Güzel
Ayşenur Güzel 1997'de Bursa'da doğdu. 2015'te Nilüfer İMKB Fen Lisesi'nden, 2019'da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü'nden mezun oldu. Çalışma hayatına henüz adım atmamış bir psikolojik danışman olarak okumayı, izlemeyi, dinlemeyi ve dinginliği, yenilik ve farklılığı sevmektedir. Yazı yazmaya ise yeni başlamıştır. MozartCultures yazar ekibinde araştırma yapıp yazı yazıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.