ABD ve Türkiye’nin Anayasal Sistemlerinin Soğuk Savaş Sonrası Dış Politikalarına etkileri -3

09.06.2020
ABD ve Türkiye’nin Anayasal Sistemlerinin Soğuk Savaş Sonrası Dış Politikalarına etkileri -3

Bu serinin ilk ve ikinci yazılarına ulaşmak için 1 2

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması sonrasında daha önceden iki kutuplu olan dünya düzeni ABD lehine tek kutuplu bir hale bürünmüştür. SSCB’nin dağılmasından sonra Doğu Bloku dağılmış ve yeni devletler ortaya çıkmıştır. ABD de Soğuk Savaş’tan zaferle ayrılan taraf olduğundan hem bu devletlere hem de diğer devletlere daha müdahaleci bir yaklaşım içinde bulunma fırsatına erişmiş ve ilk Irak’ın Kuveyt’i işgaline askeri müdahalede bulunmuştur. (Ermağan, 2012) Ayrıca yeni bağımsızlığını kazanan eski Doğu Bloku ülkelerinin de NATO’ya ve küresel kapitalist sisteme eklemlenmesini onların istikrarsız olmaları fırsat bilerek hızlandırmış ve sadece askeri değil ekonomik ve siyasi konularda da müdahaleci davranacağını hissettirmiştir. Sonrasında gelen Bosna müdahalesi de bunu desteklemiştir.
11 Eylül 2001’de ABD’deki İkiz Kulelere olan saldırı ABD’nin hem dış politikasının hem de askeri stratejisinin değişmesine sebep olmuş bu olaydan sonra, ABD, önleyici müdahale denilen terörü veya tehdidi ABD sınırları dışında ve saldırının kaynağında askeri güç kullanarak önleyeceğini açıklamış ilk olarak da Afganistan’a askeri müdahalede bulunmuştur. (Kalaycı & Yetim, 2012) 2003 yılında Irak’a da müdahalede bulunan ABD, bu kez önleyici savaş yerine nükleer silah veya kitlesel imha silahlarının kullanımı ve üretilmesini bahane etmiş, kısa sürede Irak’ı işgal etmiştir. (Çiftçi, 2009)
2008 yılında başlayan ekonomik krizin ve ABD’nin dış politikasındaki bu müdahaleci tavrın kamuoyunda yarattığı tepki sonucunda aynı yıl yapılan seçimleri Demokrat Parti kazanarak Barack Hussein Obama yeni ABD başkanı olmuştur. Obama dönemi ABD dış politikasının önceliği o zamana kadarki askeri müdahalenin önce çıkmasından çok diyalog ile çözüm olmuş, uluslararası kamuoyunun terörizme karşı kitlesel mücadele vermesi gerektiğini, diplomasinin daha çok kullanılması gerektiğini, tek başına ABD’nin değil bir ittifaklar bütününün müdahaleciliğine daha sıcak bakılmıştır. (Ermağan, 2012)

TÜRKİYE’NİN SOĞUK SAVAŞ SONRASI DIŞ POLİTİKASI

SSCB Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin en büyük güvenlik tehdidi kaynağı olmakla beraber dağıldıktan sonra birçok yeni devlet kurulmuş ve bunların bazıları da Türkiye ile komşu olmuşlardır. Türkiye hem yakınındaki bir tehditten kurtulmuş hem de Sovyet sistemi ile yönetilen ülkelerin bağımsızlıkları ile birlikte küresel sisteme geçişlerinde bir aracı ve model olma şansı yakalamış, özellikle Türk devletlerine örnek ve lider olmaya çalışarak AB ve NATO içindeki çevre ülke olma konumundan merkez ülke olma konumuna ulaşmaya çalışmıştır. (Ege, 2008) Türkiye, en büyük güvenlik kaygısı ortadan kalkınca daha çok yönlü, rahat ve müdahaleci bir dış politika izleyebilmiştir. S-300 krizi, Kardak krizi, Suriye ile PKK elebaşı Abdullah Öcalan krizi bunun örnekleri olarak verilebilir. Balkanlar’daki olaylara ve Körfez Savaşı’na müdahale de küresel bir işbirliği ile yapılmıştır.
Türkiye 90’lı yıllar boyunca ekonomik sıkıntılar, siyasi istikrar sıkıntıları, Kürt ayrılıkçıların yarattığı sıkıntılar ve derin devlet-askeriyenin siyasete müdahalesi ile uğraşmıştır. İçeride büyük sıkıntılar olduğundan bunun dış politikaya da yansıması olmuş, özellikle AB tarafından insan hakları ihlalleri yapıldığı ve demokrasiden uzaklaşıldığı gerekçeleri ile büyük baskı altına alınmıştır.
90’larda askeri müdahale, ekonomik kriz, siyasi istikrarsızlık, insan hakları ihlalleri iftiraları, Kürt ayrılıkçılar sorunları ile mücadele etmeye çalışan Türkiye’de 2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesi ile yeni bir perspektife bürünmüş, iç politikada bunlarla uğraşırken dış politikada da özellikle Ortadoğu ile ilgisini artırmıştır. ABD’nin Irak’a müdahale etmesinden sonra istikrarsızlaşan bölgede güç boşluğu oluşmuş ve Türkiye’nin bu dönemde doğal olarak Ortadoğu’da ekonomik ve politik bir model olma çabası haklı olarak artmıştır. (Kaya, 2015) ABD ile kurulan model ortaklık ilişkisi ile de bunu sağlamlaştırmaya çalışmıştır.
Bu dönemde çok yönlü ve aktif bir dış politika izlemeye çalışan Türkiye, 90’lar dönemine kıyasla daha rahat hareket etmiş, komşularla sıfır sorun politikasını hayata geçirmiş ve 90’lardaki merkez ülke olma çabasını devam ettirmiş ancak bu kez milli değil dini öğeler kullanılarak yapılmaya çalışılmıştır. Komşular ile sıfır sorun politikası Ortadoğu’da başlayan Arap Baharında ciddi bir sınama geçirmiş ve çoğu çevrelerce başarısız olmuştur. Model ortaklık ise Suriye, Mısır gibi ülkeler üzerinden bakılacak olursa pek etkili olamamıştır.
2016 yılında FETÖ tarafından başarısız bir darbe girişimi olmuş ve bu da Türk dış politikasında değişimlere neden olmuştur. 90’larda ABD ve AB ile yakın durmaya çalışan Türkiye AKP döneminde yakın durmak ancak onlara rağmen istediklerini yapmak gibi bir arayışa giderken başarısız darbe girişimi sonrası ABD ve AB karşıtı söylemleri, FETÖ’yü destekledikleri gerekçesi ile, artırmıştır. Bu dönemde Türkiye’nin eksen kayması tartışmaları başlamış ancak siyasi iktidar tarafından bu çokça reddedilmiş, Türkiye’nin Batı’nın değişmez bir ortağı olduğu söylemi açıkça dillendirilmiş ancak Rusya ve Doğu ile olan ilişkiler de gün geçtikçe olumlu bir seyir izlemeye başlamıştır. Ayrıca Suriye iç savaşına ve Libya iç savaşına doğrudan müdahale etmeye başlayan Türkiye, bölgedeki hem askeri hem siyasi gücünü artırmaya çalışmış ve dış politikasını da buna göre şekillendirmeye başlamıştır. Bu durum göç, ulusal güvenlik, sınır güvenliği, enerji politikaları gibi dış politika kavramlarının ön plana çıkmasına ve bu kavramlar çerçevesinde bir dış politika yapımı arayışına sebep olmuştur.

Kaynakça
Çiftçi, K. (2009). Soğuk Savaş Sonrasında ABD: “Rıza”ya Dayalı “Hegemonya”dan “İmparatorluk” Düzenine. ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 5(10), 203-219.
Ege, A. (2008). Türk Dış Politikasında 1990’lı Yıllar: Soğuk Savaş Sonrası Dönüşüm ve İstikrar. Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, XXIV(1), 321-335.
Ermağan, İ. (2012). Soğuk Savaş Sonrası Dönemde ABD Dış Politikası – Obama Dönemi ve Ak Parti. Elektronik Siyaset Bilimi Araştırmaları Dergisi, 3(2), 21-35.
Kalaycı, R., & Yetim, M. (2012). Dış Politikada Karar Verme Süreçlerinin Karşılaştırmalı Analizi I: ABD, Brezilya, Almanya ve Türkiye. E. Efegil, & R. Kalaycı içinde, Dış Politika Teorileri Bağlamında Türk Dış Politikasının Analizi (Cilt 1, s. 103-137). Ankara: Nobel.
Kaya, E. (2015). Dış Politika Değişimi: AKP Dönemi Türk Dış Politikası. Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 7(12), 71-91.

Ömer Göksoy

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.