Babalar ve Oğulları

Babalar ve Oğulları

Andrey Zvyagintsev yönetmenliğindeki The Return, 2003 tarihli Rus yapımı bir filmdir. Başrollerini Vladimir Garin, İvan Dobronravov ve Konstantin Lovronenko’nun üstlendiği film, Venedik Film Festivali’nden 5 ödülle dönmüştür.

Not: Yazının devamı “spoiler” içermektedir.

Film, baba ve iki oğlu arasında geçen bir yolculuk etrafında şekillenirken kadın karakterler filmde sadece simgesel olarak yer alır ve diyaloglar içerisine dahil edilmez. Akış açısından önemli olan, annenin oğullarını tek başına büyüttüğü ve babanın ortalıkta olmadığıdır. Tekil olarak ele alındığında tüm karakterler, baba, İvan ve Andrei, hikâyenin başından sonuna dek spesifik bir özelliği simgeleyen sabit karakterlerdir. Baba karakteri otorite, baskı ve erkeklik kalıpları üzerinden babanın bir ebeveyn olarak üstlenmesi beklenen geleneksel rolleri yerine getirir. İvan sorgulayan, hırçın ve anarşist sayılabilecek bir karakterdir. Bu üçlü arasında düzene uymayı reddederek onu bozar ve baba tarafından manevi olarak cezalandırılır. Andrei, babanın yokluğundansa kendi zihninde idealize ettiği varlığını tercih eder. Duygusal ve sadık bir karakter olduğu kadar gerekli durumlarda mantıklı ve soğukkanlı davranmayı da bilir.

The Return

The Return

Filmin başında, erkek çocuklarının cesaretlerini kanıtlamak amacıyla nehire atladıkları sahne, erkeklik ve bunun gerektirdiği koşullara kısa bir ön izleme sağlar. Yüzme bilmeyen İvan, her ne kadar diğerlerine cesaretli olduğunu kanıtlamak istese de bunu başaramaz. Arkadaşları tarafından ödlek, korkak veya cesaretsiz olarak adlandırılacağını bilen çocuk, annesinden bunu onlara söylememesini ister. Bu sahnede merhameti simgeleyen anne karakteri filmin devamında çocuğun babasına olan hıncını açıklamaya yardımcı olur. Babasının yokluğuna alışmış, zaman içerisinde ona olan öfkesini içinde beslemiş olan İvan, annesi ve anneannesiyle hâlinden memnun bir hayat sürer. Karakterin düzeni bozan kişiye karşı düzen bozucu tavrı arasında bir tezat bulunsa da bu durum, İvan’ın baskın ve güçlü karakterini kuvvetlendiren bir çelişkidir.

Yıllar sonra geri dönen babaya karşı şaşkınlık ve merak duyguları dışında bir tepki görülmez. Anne ve Andrei, İvan’ın “Neden geldi?” sorusuna aynı yanıtı vermekle birlikte “Geldi işte.”den başka bir cevap bulamazlar. Babanın dönüşünün ardından ailenin masada bir araya geldiği sahne metaforlarla doludur. Kapıya yakın taraftaki kadınlar, masanın iki ucunda oturan iki erkek çocuk ve cam tarafında tek başına oturan baba ile masa düzeni kurulmuştur. Son Akşam Yemeği‘ni de çağrıştıran bu sahne, filmin devamında yaşananlar düşünüldüğünde önemli ipuçları içerir. Babanın tek başına oturması üstlendiği otorite figürünü vurgularken tavuğu çıplak elle parçalaması ve aile üyelerine pay etmesi de buna hizmet eder. Babalarının şarap içmelerine izin verdiği, masanın iki ucunda yer alan oğlanlar hem ailenin diğer fertlerinden ayrılır hem de potansiyel otorite figürü simgesi oluştururlar. Babalarının oğullarına verdiği şarap ile çocukların büyümelerine vurgu yapılırken babanın filmin devamında üstleneceği sorumluluğa da göndermede bulunulur.

Filmin ana simgesi olarak baba, çocukların ona olan davranışlarını belirleyici figürdür. Çıktıkları yolculukta en ufak bir olayı derse çevirmesi çocuklarla olamadığı zamanı telafi çabası olarak görülebileceği gibi erkeklik ve kadınlığa bakışta geleneksel yönelime göre bir kadının veremeyeceği dersleri veren ebeveyn olarak görevini kaldığı yerden devam ettirdiğini de gösterir. Karakter, baba sıfatının getirdiği otoriteye güvenerek çocuklarıyla arasındaki ilişkiyi bir geziyle onarabileceğine inansa da İvan ile bu sekteye uğrayacaktır.

Fyodor Dostoyevski

Dostoyevski ve Zvyagintsev Evrenlerinde Paralellikler

The Return ve Karamazov Kardeşler arasında güçlü bir bağlantı kurulabilir. Her iki hikâye de baba ve oğullar arasında geçerken oğullar babalarına karşı hınç ve içerleme içindedir. Kurgulanan baba figürü otorite bağlamında güçlü olsa da karakter ve ahlaki olarak sorunludur. Bu sebeple oğlanlar, babalarının bu kusurlarından ötürü onu hor görürken baba kavramının getirdiği saygıyı kenara bırakamazlar.

Her iki eserde de İvan ismiyle işlenen karakterler sorgulama hâli ve duygusal yoğunluk bakımından oldukça benzerdir. Kitaptaki İvan, Dostoyevski’nin en güçlü argümanlara sahip, savaşması ve reddedilmesi en zor karakterlerinden biridir. Dostoyevski’nin kendi fikirleriyle çatışan karakteri İvan, kitaptaki en güçlü karakterdir. Bunun sebebi yazarın kendisi ile girdiği çatışmanın ve kendi fikrini çürütme olanağının sınırlarını zorlamak istemesinden ötürüdür. Nihilizm, tanrı, inanç, ahlak ve iyilik kavramları üzerine nutuklar çeken İvan’ın alt edilmesi güç bir karakter olmasının sebebi, mantıklı olduğu kadar vicdani ve duygusal da olabilmesidir. Filmdeki İvan ise babasının kendisine çektirdiği duygusal boşluğu kapatamadığını gizlemez; aksine babadan alenen hesap sorarak bunu sıklıkla dile getirir. Kitaptaki İvan ile çocuk İvan arasındaki analoji, her ikisinin de kendi içlerinde yaşadığı dilemmayı, çatışmayı ve sorguyu isyan edercesine çevrelerine duyurmaya çalışmalarıdır.

İvan ve Andrei

The Return

Babasının sözlerine ve davranışlarına karşı itaatkar olan Andrei, yaşanan değişikliğe karşı uyumludur. Babasız büyümüş bir çocuk olması sebebiyle onun geri dönüşünü sorgulamaz. 12 yıldır sahip olmadığı baba figürünü bulmuşken onu kaçırmamak için elinden geleni yapar. Babası burnunu kanattığında öfkelense de ondan aldığı onaylayıcı bir sözcük ile hemen memnun ve itaatkâr hâline geri döner. Yıllardır yokluğuyla yaşadığı kişinin geri dönüşünü olduğu gibi kabul eder ve bundan memnun olur. İvan’ın aksine uyumlu ve sadık bir karakter izler. İki karakteri tanımlarken kullanılan sıfatlar anlam bakımından olumlu ve olumsuz olarak algılansa da her iki kişinin de kendine has karakterleri onları birbirinden üstün kılmaz. Belirli durumlarda Andrei’nin itaatkâr oluşu filmde sönük bir karakter gibi görünmesine sebep olsa da kriz anlarında ve sağduyunun korunması gerektiğinde bu görevi üstlenen olgun karakter hâline hızla bürünür.

Karamazov Kardeşler’deki Alyoşa, filmdeki Andrei karakteri ile özdeşleşir. Alyoşa gibi Andrei de uysal ve itaatkâr bir karakterdir. İki karakter de içinde bulundukları sorgulama hâlini belli bir raddeye kadar devam ettirseler de başlarını belaya sokacak, rahatlarını bozacak durumlardan uzak dururlar. Kötücül kabul edilen öfke, kin, düşünmeden hareket etme gibi konularda temkinlidirler. Dostoyevski’nin okuyucunun tabiri caizse güvenli alanı olarak kurguladığı kişi Alyoşa’dır. Okur onun merhametine ve sevgisine güvenir. Doğru olanı yapacağının yanında adaleti de sağlayacağına inanır. Filmde Andrei böyle bir görev üstlenmese de filmin sonunda onun sağduyusuna başvurulacaktır.

Kitaptaki İvan ile sorgu anlamında benzerlik taşıyan çocuk İvan, babasına neden geldiğini sorduğu sırada ağlamaktadır. Duygularını, içinde biriktirdiği kini ve öfkeyi gizleme ihtiyacı duymazken bu duygulardan güç alır. Onu filmde güçlü kılan yön, babası ve Andrei’nin aksine duygularını kaçınılması gereken olgular olarak değerlendirmekten ziyade güç kaynağı olarak görebiliyor olmasıdır. Baba, somut olarak baba figürünün yanında Tanrı; bağlantılı olarak ise güç ve otoriteyi simgeler. Bu sebeple İvan’ın babasına karşı çıkması onun otoritesine olan kırılgan inancının da bir göstergesidir. Bu başkaldırı, karakterini tehlikeli bir yola soktuğu gibi onu empati kurulması kolay biri yapar.

Baba Katli ve Diğer Paraleller

The Return

“Bir daha bana elini sürerse onu öldürürüm.” (Dobronravov, 2005)

Çocuk İvan’ın Andrei’ye söylediği bu cümle babaya, diğer bir deyişle otorite figürüne duyulan öfkenin somut bir biçimde dile gelmiş hâlidir. Seyirci, karakterin buna yeltenip yeltenmeyeceğini kestiremese de İvan’ın öfkesinin boyutunu bir kez daha görmüş olur. Çocuk İvan bu cümleleri hiçbir zaman kasten yerine getirmese de İvan Karamazov ile aralarında bir benzerlik bulunur. İvan Karamazov’un baba figürü ile olan ilişkisi Tanrı ile kavramsallaşmış bir sorguya dayalıdır. Tanrı ile özdeşleşen baba kavramı İvan için yanıltıcı olduğu kadar kötücüldür de. Kitapta Büyük Engizisyoncu bölümü ve öncesinde İvan, uzun şiiriyle Tanrı’nın insanları iyilik ve merhametten uzak yaratmasına isyan eder. Sırf kötü emeller için atını yük ile dolduran bir çiftçiden bahseder, çocuklarına eziyet eden ebeveynlerin gaddarlığına değinir. İvan, çocukların bile bu kötülükleri yaşadığı bir dünyada Tanrı’nın varlığına ve onun iyiliğine inanmakta zorlanır.

Çocuk İvan ise babanın yokluğu ile yüzleştiği yılların hatırına onun geri dönüşüne sıcak bakamaz. İvan Karamazov’un aksine filmde baba figürü otorite olarak sergilense de çeşitli şekillere kesişirler. Baba, itaatsizliği nedeniyle oğlunu cezalandırdıktan sonra kendisine beslenen öfkeyi daha da derinleştirmiş olur. Başlardaki pasif itaatsizlik babasının onu yolun ortasında bırakmasından sonra açık seçik bir sorgulamaya, yüzleşmeye, diğer bir ifadeyle hesaplaşmaya dönüşür. Çocuk tepeden inme, kendisini itaate zorlayan bir figürü tümden reddeder ve onunla savaşır.

Sağduyu ve Soğukkanlılık

The Return

Filmin sonunda baba karakterinin ani ölümü çocukların her ikisinde de farklı tepkilerle karşılık bulur. Öfke ve nefretini uçlarda yaşayan İvan, pişmanlık ve yasını da olabildiğince görünür bir biçimde ifade eder. Bunun yanında, film boyunca uyumlu bir karakter sergileyen Andrei, babasının ölümünün ardından yapılması gerekenleri sırasıyla yapan, duygularını kontrol eden ve sağduyusunu koruyan kişidir. Gerektiği anda büyük abi rolünü üstlenen, yapılması gerekeni uygulayan ve anın hezeyanına kapılmayan kişi rolünü Andrei üstlenir. İki kardeş babalarının ölü bedenini kayıkla şehre döndürdükten sonra onu denize feda ederler. İki erkek çocuğu ve bir babanın 12 yıllık arayı kapatmak ve bağ kurmak için çıktıkları yol, birkaç günlüğüne babaya sahip olan çocukların tekrar babasız kalmalarıyla sonuçlanır.

Yazar: Melin Durmaz
Editör: Emine Türal

Kaynakça

  • Dostoyevski, F. (2019). Karamazov Kardeşler. İstanbul: Can.
  • Levnevsky, D. (Yapımcı) & Zvyagintsev, A. (Yönetmen). Vozvrashchenie. [Film]. (2003). Rusya: Lenfilm

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Melin Durmaz
Melin Durmaz, 1997 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema, sosyoloji ve iletişim gibi alanlarda içerik üretiyor. Deneme ve hikâye yazıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.