İngiliz Edebiyatında İz Bırakan Üç Kız Kardeş: Charlotte, Emily ve Anne Brontë

08.12.2020
İngiliz Edebiyatında İz Bırakan Üç Kız Kardeş: Charlotte, Emily ve Anne Brontë

“Jane Eyre”, “Uğultulu Tepeler” ve “Wildfell Konağı Kiracısı” gibi klasiklerin mimarları Charlotte, Emily ve Anne, başyapıt denebilecek eserleriyle İngiliz Edebiyatı’nın klasiklerine girmeyi başarmış şair ve yazarlardır. “Onlar, Victoria Devri’nden günümüze okuyucuları büyülemiş, onlara ilham vermiş ve hatta onları şok etmişlerdir.” (The Bronte Family, 1998).

Brontë Ailesi

Brontë ailesi, Patrick & Maria çifti ve onların altı çocuğundan (Maria, Elizabeth, Charlotte, Branwell, Emily, ve Anne) oluşuyordu. Batı Yorkshire’daki Thornton köyünde yaşayan Brontëler, 1820 yılında bir din adamı olan Patrick Brontë’nin atanmasıyla yine Batı Yorkshire’daki başka bir köy olan Haworth’taki papaz evine taşındılar. 1821 yılında Maria (anne) Brontë’nin ölümünden sonra çocuklara teyzeleri Elizabeth Branwell baktı. Bu çok trajik bir ölüm olmuştu çünkü anneleri öldüğünde en büyük çocuk olan Maria bile henüz 7 yaşındaydı.

ingiliz-edebiyatinda-iz-birakan-uc-kiz-kardes-charlotte-emily-ve-anne-bronte-papaz-evi

Haworth’taki Papaz Evi

Maria, Elizabeth, Charlotte ve Emily, annelerinin ölümünden üç yıl sonra, 1824’te Cowan Bridge Okulu’na gitmeye başladılar. Bir süre sonra Maria ve Elizabeth okulda bulaşan verem yüzünden okuldan çok hasta haldeyken alınıp eve getirildiler. Ancak 1825 yılında biri henüz 11, diğeri 10 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. İki kızını bu şekilde kaybeden Patrick, hemen Charlotte ve Emily’i de okuldan aldı ve Haworth’a geri getirdi. Bu beklenmedik ölümler aileyi çok sarsmıştı bu yüzden Patrick, çocuklarını tekrar okula göndermeye cesaret edemedi. Evin dört küçük çocuğunun eğitimini artık babaları ve teyzeleri üstlenmişti ve çocukların eğitimine 1830 yılına kadar evde devam edildi.

Bu süreçte dışarıdaki hayattan iyice soyutlanmış olan çocuklar birbirlerine daha da yakınlaştılar. Hayal güçleri yüksek ve sanatsal yetenekleri azımsanmayacak derecede iyi olan çocuklar birlikte kendi kurgusal dünyalarını yarattılar ve evde geçirdikleri zaman boyunca kısa öyküler yazdılar. Bu öykülerde kendi hayali krallıklarının sakinlerinin yaşamlarını ve mücadelelerini anlattılar. Başlarda hepsi, birlikte yarattıkları hayali ülkeleri Angria hakkında hikayeler yazarken, sonraları Emily ve Anne ikisine özel bir dünya olan Gondal’ı yarattılar ve onun hakkında makaleler ve şiirler yazdılar. Bu dünyalar oldukça özenle ve detaylı şekilde yaratılmıştı. Bunlar ise sonradan juvenilia olarak yayımlandı. Tüm çalışmaları ve erken yaşta geliştirdikleri yazma yetenekleri, onlara yetişkinlik yıllarında çok önemli eserler vermelerinde yardımcı oldu.

ingiliz-edebiyatinda-iz-birakan-uc-kiz-kardes-charlotte-emily-ve-anne-bronte-soyagaci

Brontë Ailesi Soyağacı

Charlotte Brontë (1816 – 1855)

Charlotte, evin üçüncü kızı olarak dünyaya geldi. Ancak iki ablasının trajik ölümünden sonra en büyük çocuk olarak hep kardeşlerinin koruyucusu oldu. Eğitimlerine evde devam ettikleri yıllar boyunca edebi yönü gelişen Charlotte, 1829 yılında henüz 13 yaşındayken ilk şiirini yazdı. Sonrasında da şiirler yazmaya devam etti. 1831-32 yılları arasında babasının gönderdiği Roe Head Okulu’nda eğitimine devam etti. Burada ömür boyu süren arkadaşlıklar kazandı. Arkadaşlarından Ellen Nussey ile olan yazışmaları ömrünün son yıllarına kadar devam etti ve bu yazışmalar, Charlotte’ın hayatına dair mevcut bilgilerin çoğunun kaynağı oldu.

1833 yılında kurgu türündeki “The Green Dwarf” kısa romanını yazdı ve o zamandan sonra, tarzı yavaş yavaş daha gerçekçi hikayelere doğru evirildi. 1835’te öğrencisi olduğu Roe Head Okulu’na öğretmen olarak geri döndü. Orada çalışarak ailesinin pek de iyi olmayan durumunu iyileştirmek ve kardeşlerinin eğitimine destek olmak istiyordu. Bu yüzden kardeşi Emily de onunla birlikte okula gitti ve ablasının öğretmenlik yaptığı okulda eğitim görmeye başladı; ancak okula ve bu düzene alışamadı. Üç ay sonra çok özlediği evine geri döndü. Emily’nin yerine okula Anne devam etti. Kariyerine bir ressam olarak başlamak isteyen kardeşi Branwell’a destek olmaya ve kız kardeşlerinin eğitim masraflarına yetişmeye çalışan Charlotte, zaman geçtikçe Roe Head’de mutsuz ve yalnız hissetmeye başladı. Bunun üzerine, 1838’de buradaki işine son verdi.

Şiir yazmaya devam eden Charlotte’ın bu kederli halleri şiirlerine de yansımıştı. 1835 Aralık’ta yazdığı “We wove a Web in Childhood” şiirinde “bir öğretmen olarak yaşadığı sefil hayatı ile kendisinin ve kardeşlerinin yarattığı canlı hayali dünyaları arasındaki tezatlığı ortaya koydu” (Paddock & Rollyson 2003, Wikipedia’dan, 2020, p. 120). Yazdığı şiirlerin çoğu hayali ülkeleri Angria hakkındaydı. Şair ve yazar olmak isteyen Charlotte, kariyerinde ona destek olmasını istemek için Aralık 1836’da saray şairi Robert Southey’e bir mektup yazdı ancak aldığı cevap pek iç açıcı değildi. Southey cevabında edebiyatın bir kadının mesleği olmayacağını ve olmaması gerektiğini söyledi ancak Charlotte bu tavsiyeye pek aldırmadı.

1839-41 yılları arasında Yorkshire’daki bazı evlerde mürebbiyelik yaptı ancak bu işten nefret ediyordu. Bu yüzden Emily ve Anne’e Haworth’ta kendi okullarını açma fikrini önerdi. Teyzeleri de onlara maddi olarak yardım edeceğini söyledikten sonra bunu gerçekleştirmek için harekete geçtiler. 1842’de Charlotte ve Emily, Fransızcalarını geliştirmek ve biraz Almanca öğrenmek için Brüksel’e, Constantin Héger tarafından yönetilen yatılı okula gittiler. Ancak Haworth’taki teyzeleri Elizabeth Branwell’ın Ekim 1842’de vefat etmesi üzerine geri döndüler. Charlotte 1843’te Brüksel’e tek başına döndü. Öğretmeni Constantin Héger’e aşık olan ama aşkına karşılık bulamayan Charlotte’ın 1844’te evine geri dönene kadar Brüksel’de yaşadıkları, “Profesör” ve “Villette” romanlarına ilham kaynağı oldu. Charlotte döndükten sonra, 1844’te önceden planladıkları okul açma girişimlerine nihayet başlayan Brontë kardeşler, uzaklıktan dolayı öğrenci bulamayınca bu işten vazgeçtiler.

1847’de Charlotte Brontë’nin “Jane Eyre” adlı romanı yayımlandı. Charlotte’ın yaşamından büyük izler taşıyan bu kitap büyük ilgi gördü. (Değindiği önemli konular nedeniyle döneminin ilerisinde olduğu düşünülen bu roman, kadın özgürlüğünü ve haklarını savunan ilk romanlar arasındadır.) Yazarın 1849’da “Shirley”, 1853’te “Villette” ve 1857’de (ölümünden sonra) “Profesör” romanları yayımlandı. 1854’te Arthur Bell Nicholls ile evlenen Charlotte, 1855 yılında, 39 yaşında hayata veda ederken hamileydi.

ingiliz-edebiyatinda-iz-birakan-uc-kiz-kardes-charlotte-emily-ve-anne-bronte-jane-eyre

Emily Jane Brontë (1818 – 1848)

Emily, Brontë ailesinin altı çocuğundan beşincisiydi. İki ablasının ölümünden sonra kardeşlerine iyice bağlandı. Evde eğitim gördükleri süre boyunca o da kardeşleri gibi sürekli şiirler, makaleler ve öyküler yazarak kendini geliştirdi. Emily henüz 13 yaşındayken kardeşi Anne ile kurguladıkları dünya Gondal‘ı hayatları boyunca canlı tutmaya çalıştı ancak Gondal hakkındaki yazıların çoğu günümüze kadar ulaşamadı. Emily 17 yaşındayken ablasıyla birlikte gittiği Roe Head Okulu’nda çok mutsuz oldu. Kendine ait o sessiz, gürültüsüz, sınırsız ve yapay olmayan hayatından çıkıp okula gitmek ona hiç iyi gelmedi ve bu yüzden fazla dayanamayıp geri döndü.

Emily 1838’de, Halifax’taki Law Hill Okulu’nda öğretmen oldu. Uzun ve stresli çalışma şartlarına fazla dayanamayıp 1839’da evine geri döndü. Evde kaldığı bu sürede kendini geliştirmeyi de unutmayıp kitaplardan piyano çalmayı ve Almancayı öğrendi. Fransızca ve Almanca dillerini geliştirmek için gittikleri Brüksel’de ablasının aksine Emily pek de mutlu değildi. Yine de öğretmeni Héger’i etkilemeyi başarmıştı. Orada kaldıkları süre boyunca müzik öğretmenliği de yapan Emily, teyzelerinin ölümünden sonra ablası Charlotte ile birlikte 1842’de Haworth’a geri döndü.

1847 yılında tek romanı olan “Uğultulu Tepeler” yayımlandı. (İlk zamanlarında olumlu ve olumsuz birçok tepkiyle karşılaşan roman bugün İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasındadır.) Emily, 1848’de kardeşi Branwell’ın ölümünden üç ay sonra vefat etti. Yalnız olmayı seven, kendine özgü kişiliğiyle hayatına dair sınırlı bilgiye ulaşılabilen Emily Brontë; edebiyat tarihinde gizemli bir figür olmayı sürdürmektedir.

Anne Brontë (1820 – 1848)

Anne, Brontë ailesinin en küçük çocuğuydu. Annesi öldüğünde henüz 1 yaşındaydı. Söylenene göre Anne, kardeşleri arasından teyzesinin en sevdiğiydi. Eğitimlerine evde devam ettikleri beş yıl boyunca Anne, teyzesiyle aynı odayı paylaştı. (Bu durumun onun kişiliğini, hayat görüşlerini ve dini inançlarını etkilemiş olabileceği söylenmektedir.) Anne evdeki eğitimlerinde müzik ve resme dair şeyler de öğreniyordu. Teyzeleri kızlara bir evi nasıl yöneteceklerine dair şeyler öğretmeye çalışsa da onların aklı hep edebiyattaydı. Babalarının evdeki kütüphanesi sayesinde çocuklar bol bol okudu ve hayal güçleri küçük yaşta gelişmeye başladı.

Anne’in kardeşleri arasından en yakın olduğu kişi Emily’di. Charlotte’ın arkadaşı Ellen Nussey bile bir gün Haworth’a ziyarete geldiğinde Anne ve Emily’nin ikiz gibi olduklarını söylemişti. Chralotte Roe Head Okulu’ndan döndükten sonra Anne ondan dersler almaya başladı. 1835’te ablasıyla gittiği okuldan birkaç ay sonra geri dönen Emily’nin yerine giden Anne, eğitimine orada devam etti. Roe Head’e gittiğinde Anne henüz 15 yaşındaydı. Orada yeni arkadaşlar edindi. Ablası Emily’nin aksine o, okulda kalmaya ve kendini desteklemek için ihtiyaç duyduğu eğitimi almaya kararlıydı. İki yıl boyunca okulda kalan Anne, 1837 yılında hastalandığı için babası tarafından eve getirildi.

1839’da artık 19 yaşına gelmiş olan Anne, öğretmenlik yapıp para kazanmak istiyordu. Aynı yılın nisan ayında Blake Hall’da Ingham ailesi için mürebbiye olarak çalışmaya başladı. Orada kötü günler geçiren Anne, en sonunda kovuldu ve ailesinin yanına geri döndü. Blake Hall’da geçirdiği günler Anne için öyle trajikti ki bunun etkileri onun “Agnes Grey” romanına bile yansıdı. Mürebbiyeliğe devam eden Anne, 1840’tan 1845’e kadar Thorp Green Hall’da çalıştı. Çalıştığı süre boyunca Haworth’a sadece tatillerde geldi.

1846’da “Agnes Grey”, 1848’de “Wildfell Konağı Kiracısı” romanları yayımlanan Anne Brontë, 1849 yılında henüz 29 yaşındayken hayata gözlerini yumdu.

Charlotte, Emily ve Anne’in Şiir Kitabı

1844’te Emily yazdığı şiirleri titizlikle defterlere geçirmeye başladı. Bu defterlerden birine Gondal Poems adını vermişti. 1845 yılında Charlotte, Emily’nin gizli tuttuğu bu defterleri buldu ve yazıya geçirilmesi konusunda ısrar etti. Şiirlerini sadece Gondal dünyasındaki ortağı olan Anne ile paylaşan Emily başta mahremiyetini ihlal ettiği için Charlotte’a kızsa da Anne de kendi yazdığı şiirleri getirip Charlotte’a gösterdiğinde biraz yumuşadı. En sonunda ortak bir noktada buluştular. Anne ve Emily her biri 21, Charlotte ise 19 şiirini ortaya koydu ve hepsini birleştirip bir şiir kitabı yayımlamaya karar verdiler. Ne babalarına ne erkek kardeşleri Branwell’a ne de herhangi bir arkadaşlarına yaptıkları şeyden bahsettiler.

O zamanlar kadın yazarlar pek ciddiye alınmadığı için onlar da kendi isimlerini vermekten çekindiler. Her biri kendine bir takma erkek ismi buldu. Charlotte, Currer Bell; Emily, Ellis Bell; Anne, Acton Bell oldu. Mayıs 1846’da “Poems by Currer, Ellis, and Acton Bell” satışa çıktı.

Brontë Kardeşler

Üç kardeş arasında en çok tanınan ve en başarılı bulunan Charlotte Brontë iken, Anne Brontë en az ilgi gören olmuştur. “Uğultulu Tepeler” ve “Jane Eyre” eserleri ise hala Brontë kardeşler tarafından yazılan en iyi eser olma rekabetlerini sürdürmektedir. Her şeye rağmen böylesine trajik bir hayat yaşamış olan Brontë ailesi, İngiliz Edebiyatı’na çok değerli isimler ve birbirinden başarılı eserler kazandırmıştır.

Kardeşleri Branwell Tarafından Çizilmiş Anne, Emily ve Charlotte Brontë Portresi

Yazar: Betül Açı

Kaynakça

ETİKETLER: , ,
YAZAR BİLGİSİ
Betül Açı
Betül Açı, Bursa’da doğup büyüdü. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Edebiyat, sinema ve gastronomi ile ilgileniyor; piyano, gitar ve ukulele çalıyor. Müzik başta olmak üzere sanata dair her şeye hayatında yer veriyor. İlgi alanları doğrultusunda ürettiği içerikleri okuyucularıyla buluşturmak için 2020 Ekim ayından beri MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.