Lars von Trier’in Üç Dilencisi: Antichrist Filmi Üzerine

Lars von Trier’in Üç Dilencisi: Antichrist Filmi Üzerine

Uyarı: Bu içerik spoiler içerir.

Yönetmen
Lars Von Trier

Oyuncular
Willem Dafoe
Charlotte Gainsbourg

Tür
Gerilim, Dram

Yapım
110 dk. Fransa – İtalya – Polonya – Danimarka -İsveç – Almanya, 2009

 “Bırak da ağlayayım… Kötü kaderime ve uçup giden özgürlüğüme… Belki de azap zincirlerimi kırabilir bu kederim.”

Antichrist, Danimarkalı yönetmen Lars von Trier tarafından yazılıp yönetilen 2009 yapımı uzun metrajlı bir filmdir. Film, Cannes Film Festivali’nde gösterildiğinde yönetmenin kadın düşmanlığı yaptığını ileri süren kişiler tarafından fazlasıyla eleştiri toplamıştır. Senaryosunun Nietzsche’nin “Antichrist” (1895) adlı kitabından esinlenilerek yazıldığını bilen entelektüel diğer bir kısım ise filmi başyapıt olarak ilan etmiştir. Yoğun metafor ve imgelere sahip olan filmin ismi, İncil’de kıyametten sonra yeryüzüne gelen ve insanları günahları sonucunda birbirine düşüren sahte peygamber anlamına gelmektedir. Filmin başında görünen “Antichrist” kelimesi, yeşil zemine kırmızı renkle yazılmış olup kelimenin sonundaki “t” harfi de kadın sembolü şeklindedir. Bu noktada, filmin içeriğine yönelik bir simgeleştirme görülmektedir. Nietzsche’ye yeniden değinmek gerekirse Antichrist kitabı bir Hristiyanlık eleştirisidir ve Hristiyanlığın ontolojisi kadının ontolojisine eşittir dolayısıyla filmde kadının Hristiyanlığı temsil ettiği açıktır. Erkeğin yeri tam olarak belirli değildir ancak bir üstünlüğe sahip olduğu terapötik ilişkide görülmektedir. Erkeğin çok zeki, akıllı ve güçlü olması bu ilişki içerisinde net bir biçimde gözler önüne serilmektedir. Ayrıca, bazı eleştirmenler erkeği “ruhban” olarak yorumlamıştır.

Filmde, pencereden düşmesiyle üç-dört yaşlarındaki çocuklarını kaybeden bir çiftin yaşadıkları travma süreçleri konu edilmektedir. Filmde Charlotte Gainsbourg yasta olan anneyi, Willem Dafoe ise eşini tedavi etmeye çalışan babayı canlandırmaktadır. Çocuğunun ölümünde kadın kendini “günahkâr” hissetmektedir. Çocuğunun ölümünden sonra kadının yas süreci bir tür psikolojik bunalıma dönüşmüş, ilerleyen süreçlerde filmdeki karakterlerin yaşamlarındaki gizli gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. Çocuğun ölümüyle beraber eşinin travmasını iyileştirmek için terapist olan adam, eşini ormanın içinde bir kulübeye götürmüş ancak ikisinden başka kimsenin bulunmadığı bu ormanda olaylar çığırından çıkmıştır. Nitekim, çocuğun otopsi sonucunu bulması ve çocuğun olduğu bir fotoğrafı incelemesiyle çocuğa ayakkabılarının ters giydirildiğini adamın fark etmesi ilk kırılma noktası olacaktır. Kadının çocuğu istemediği ve bilerek cezalandırdığını görmesi, adamın  kadına karşı iyi niyetlerle başlayan tedavi sürecinin öfke ve nefrete dönüşmesine sebep olacaktır. Bunlar ortaya çıktıkça bir yandan kadın da sinirlenmeye başlayacaktır.

Film, birincil sahne gösterisi ve bu sahneye şahit olan küçük çocukları Nic’in aşağı düşmesiyle başlamaktadır. Birincil sahne, psikanalitik kuramda ebeveynlerinin cinsel birleşmelerine çocukların doğrudan ya da dolaylı olarak şahit olmasına verilen isimdir ve birincil sahnenin bazı kullanımlarında bilinç dışı bir fanteziden bahsedilmektedir. Trier’in film boyunca anne ve babaya doyum verici bir cinsel ilişki fırsatı tanımaması ve anne-babanın cinsellikleri yüzünden çocuklarının ölümüne neden olması gibi sebepler, bazı eleştirmenler tarafından yönetmenin geçmişinde halledemediği konuları abartılı düzeylerde işlediği şeklinde yorumlanmaktadır. Çocuğun düştüğü sahnede modern bireyin hazcılığı üzerine büyük bir eleştiri bulunmaktadır. Bu eleştiri, çocuğun pencereyi açıp düştüğü sırada annesinin çocuğun düşüşünü görmesi ancak sevişmeye devam etmesiyle ilişkilidir. Nitekim, film boyunca kocanın hiç öğrenemeyeceği ama izleyicinin filmin sonuna doğru öğrendiği bu gerçek, haz ile günah arasına sıkışan modern insanın ızdırabını net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Çocuğunun ölümüne yol açan etkenin kadının arzuları olduğu gösterilirken kutsal annelik kavramının da eleştirildiği düşünülmektedir. Ayrıca bu sahnede, doğurgan olan kadının yaşamı sağlamasına rağmen ölümden kaçamayacağı gösterilmektedir.

Çocuk düşmeden önce pencereyi açmak için masaya çıktığında masanın üzerinde üç biblo gözükmektedir. Yere düşen bibloların üzerinde grief (ızdırap), pain (acı) ve despair (umutsuzluk) yazmaktadır. Trier filmde “üç dilenci” metaforunu kullanmıştır. Filmin bölümleri, bibloların üzerinde yazan ızdırap, acı ve umutsuzluk olarak üçe ayrılmaktadır. Bu üç dilenci üç hayvanla temsil edilmiş olup bunlar ızdırap-ceylan, acı-tilki ve ümitsizlik karga şeklindedir.

Birinci Dilenci: Istırap

Filmin ilk (Izdırap) bölümünde kadının yas evresi ve kocası tarafından Freudyen bir şekilde üstlenilmiş tedavi süreci anlatılmaktadır. Tedavi süreci kadının daha önce kaldığı bir ormana giderken başlamaktadır. Bu ormanın adı ise cennet bahçesi anlamına gelen “Eden”dır. Yoğun acı ve korkunun seyrettiği bu filmde, ormanın cennet bahçesi anlamında bir isme sahip olması hiç de tesadüfi değildir. Orman yolunda başlayan ilk seansta adam, karısından gözlerini kapatarak doğayla bütünleştiğini hayal etmesini isteyerek aslında “Eden (bilinç dışı)” ve “Eden dışı dünya” olmak üzere iki farklı mekanda bulunmasını istemiştir. Bu noktada, insanoğlunun ruhsal ikiliğini de görmemiz istenir. Başladığı tedavide adam, her ne kadar obsesyonları açığa çıkararak sağaltıma gitmek istese de kendini obsesyonları pekiştirirken bulacaktır. Bu durum işlerin çığırından çıkmasına da sebebiyet verir.

Her bölümün sonunda üç dilenciden biriyle karşılaşan koca, bu bölümün sonunda ceylan ile karşılaşmaktadır. Gördüğü ceylanın rahminden bir cenin sarkmaktadır ancak ceylan bu doğum karşısında “ızdırapsızdır.” Bu bölümde ceylan Tanrı’yı temsil ederken rahimden sarkan cenin de açık bir şekilde insanoğluna işaret etmektedir.

İkinci Dilenci: Acı

Filmin ikinci (Acı) bölümünde, “Eden” yolunda gerçekleşmesi istenilen  kadın-doğa bütünleşmesi gerçekleşmemektedir. Doğanın acımasızlığı, ölü doğmuş bir kuşun yırtıcı bir kuş tarafından parçalanması sahnesi ile anlatılmaktadır. Bu bölümde her ne kadar kadın ısrarla iyileştiğini söylese de ormandan duyduğu sesler kadının sanrılarının devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca, kadının “İyileştim.” dediği zaman adamın keyfinin kaçması “erkeğin güçlülüğünün” azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Kadının bunu fark etmesi ile ikili arasındaki ölümcül güç savaşını başlamıştır.

Bu bölümün sonunda tilkinin karnı kesilip bağırsakları deşilmektedir ancak hiçbir yeri “acımıyordur.” Nietzsche’nin Antichrist kitabında tilkinin kurnazlığı temsil etmesi ve bağırsakları yemesi kaos olacağını işaret eder. Nitekim, adamın karşısına çıkan tilkinin ona “Kaos hüküm sürecek.” demesi bunu doğrular niteliktedir.

Üçüncü Dilenci: Ümitsizlik

Filmin üçüncü (Ümitsizlik) bölümünde erkek, evin çatı katını keşfettikten sonra karısının tez için yaptığı çalışmaları görür. Kadının çalışma odasında bulunan gökyüzü haritasındaki yıldız isimlerinde üç dilencinin adı bulunmaktadır. Adam, karısının paganizm, kadın, doğa ve cadılıkla suçlanarak öldürülen kadınlarla ilgili olan tezinde, “katliam” olayını yereceği yerde desteklediğini görmektedir. Bu noktada kadının konuya kendini kaptırarak pagan bir inanış içerisine girdiği görülmektedir.

“Kadın kendi bedenini yönetemez, doğa yönetir. İnsan doğası kötü olduğuna göre kadınlar da kötüdür.”

Bu noktada annenin, kadınlığın ve anneliğin yaşam boyunca taşınmak zorunda olunan bir yük olduğunu gösterdiği düşünülmektedir. Nitekim, bu bölümde kocasının penisine yönelik saldırganlığı ve çocuğunun ayağını ortopedik olarak deforme etmesi de “kadının katliamı” olarak görülmektedir.

Filmin sonunda ayağı kadın tarafından deşilen adam sürünerek kaçmaya çalışırken bir tilki yuvasına saklanmıştır. Tilki yuvasının içindeki kargayı görmüş fakat ne kadar uğraşırsa uğraşsın kargayı öldürememiştir. Karga susmayınca adamın saklandığı yer anlaşıldığı için adam tamamıyla “ümitsizdir.”

Kadının kendini kaptırdığı inanışa göre yıldızlar belirli bir konumdayken üç dilenci olarak adlandırılan geyik, tilki ve karga bir araya geldiğinde insanlardan bir kurban seçilip kurbanın öldürülmesi gerekecektir. Bu üç dilencinin filmde de yer yer metaforlaştırılmış olan Hristiyanlık inancındaki Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u temsil ettiği düşünülmektedir. Nitekim, kadının söylediği “Üç dilenci geldiğinde biri ölecek.” cümlesi, kıyamet gününde İsa’nın yeniden dünyaya kurtarıcı olarak geleceğine dair inancı temsil etmektedir.

Rus yönetmen Andrei Tarkovsky’e adanan bu filmde cinsiyet ve cinsellik, insan psikolojisi, toplumsal cinsiyet rolleri, kadın erkek ilişkileri, kadın doğası, annelik-babalık ve kültür-doğa karşıtlığı gibi çeşitli kavramlara rastlanmaktadır. Ayrıca, estetik kaygının ürünü olan görsel tercihler de Tarkovsky sinemasının özellikleriyle benzerlik göstermektedir. Filmdeki derin metaforlar ve şiddet içerikleri, kimilerini fazlasıyla rahatsız ederken Trier’in sinemasını beğenenler ve psikolojik imgeleri çözümlemeyi sevenler için bir başyapıt niteliğinde değerlendirilmektedir.

Yazan: Canan Önerli
Editör: Dila Taşdelen

Kaynakça

Foldager, M. L. (Yapımcı), & von Trier, L. (Yönetmen). (2009). Antichrist [Film]. Danimarka: Zentropa Entertainments.

Oruç, A. (2018, Ağustos 26). Lars Von Trier’in Antichrist Filmi Üzerine. Türkçe Yayın. Erişim adresi: https://medium.com/t%C3%BCrkiye/lars-von-trierin-antichrist-filmi-%C3%BCzerine-a81ef9cb09a8

Rüstemov, K. (2017, Ekim 2). Antichrist ve Lars von Trier’in Mitolojisi. Oggito. Erişim adresi: https://oggito.com/icerikler/antichrist-ve-lars-von-trier-in-mitolojisi/41434

Yılmaz, T. ve Yılmaz, B. (2014). Lars von Trier’in Antichrist Filminin Görsel ve Psikolojik Analizi. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, 1(3), 60-71.

Görsel Kaynakça:

Antichrist

YAZAR BİLGİSİ
Canan Önerli
Canan Önerli 2000 yılında Bursa'da dünyaya geldi. 2018 yılında Bursa Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. MEF Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler lisansına ek olarak Psikoloji ile çift anadal yapmakta. İçindeki çocuğu sanatla ve güzellikle büyütmeye çalışan Canan, kendisini bildi bileli kitap okuyor ve resim yapıyor. Tutkulu bir şekilde bağlı olduğu, yaşamına anlam katan alanlarda içerik üretiyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.