Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Aşk Üzerine Kısa Bir Film (Krótki film o miłości) Krzysztof Kieślowski yönetmenliğinde, 1988 yapımı bir Polonya filmidir. Filmin başrollerini Olaf Lubaszenko (Tomek) ve Grażyna Szapołowska (Magda) üstlenmektedir. Film, Kieślowski’nin televizyon için çektiği ve her biri 10 emirden birini konu edinen Dekalog serisinin altıncı filmidir. Film “Thou shalt not commit adultery” (Zina Yapmayacaksın.) emrini, postanede çalışan ve her akşam 8.30’da 30’lu yaşlardaki komşusunu gizlice izleyen Tomek üzerinden anlatır. Başlangıçta izleyici, Tomek’in saplantılı davranışlarını izleyip kadını bir teleskobun arkasından tanırken; film ilerledikçe ikili tanışacak, roller tersine dönecektir.

Uyarı: Buradan sonrası “spoiler” içermektedir.

Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Arkadaşının annesiyle birlikte yaşayan, onun eski odasını ve Magda’yı gözetleme mirasını devralan Tomek, gündüz postanede çalışan, boş vakitlerinde dil öğrenen ve saat 8.30’u vurduğunda teleskobuna sarılan 19 yaşında bir gençtir. Bakışları ve davranışları göz önüne alındığında oldukça utangaç ve içine kapanık bir karakter sergileyen genç adam, âşık olduğu kadına doğal yollardan yaklaşmak yerine sahte tebligatlar göndermek, cevapsız aramalarda bulunmak, başka bir erkekle birlikte olmasını engellemek için kaçak doğal gaz ihbarı yapmak gibi çeşitli yollara başvurur. Tomek’in bu tek taraflı ve saplantılı davranışları karakterle empati kurmak konusunda engeller oluştursa da söz konusu davranışlar aşkın pek çok yönünü simgeler.

Krzysztof Kieślowski moderniteyle birlikte yeniden tanımlanan aşk kavramını ve aşkın yeni ideal hâllerini Tomek’in kalıplaşmış davranışları üzerinden gösterir. Kıskançlık, arzu, yasak olan cinselliğe merak, gözetleme gibi pek çok durum kutsal olarak tanımlanan aşk duygusuyla açıklanıverir. Tomek ile tanıştığında mektuplarını çaldığını ve bir yıldır kendisini gözetlediğini öğrenen Magda, bu davranışı taciz olarak tanımlar. Buna karşılık, genç adamın bakirliği üzerinden vurgulanan masumiyeti kadından cinsel bir beklentisi olmadığını ifade etmesiyle birleştiğinde karakter sempatik genç âşık imajı kazanmaya başlar. Magda’nın görüldüğü sahnelerde çalan, Zbigniew Preisner imzalı parça, Tomek’in el değmemiş duygularını vurgular niteliktedir.

Altıncı Emir

Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Magda’nın 30’lu yaşlarında, Tomek’in yaşamadığı pek çok şeyi görüp geçirmiş bir kadın oluşu ikisi arasında bir zıtlık oluşturur. Kieślowski’nin sıklıkla başvurduğu bu zıtlık durumları seyirci üzerinde bir ikilik oluşturarak içsel bir çatışma yaratır. Yönetmenin meşhur Üç Renk Üçlemesinin son filmi Red‘de de genç Valentine ile emekli yargıç arasında kurulan zıtlık, Aşk Üzerine Kısa Bir Film söz konusu olduğunda hazmetmesi güç bir çetrefil yaratır. 10 emirden altıncısını temsil eden film hâlihazırda yasak olan bir konuyu işler. Fakat bu tema siyah ve beyaz gibi keskin ayrımları olan durum ve kişiler üzerinden değil; Kieślowski’nin psikoloji ve bireysel ilişkilerle harmanladığı olaylar üzerinden aktarılır.

Seyircinin film boyunca içinde bulunduğu ahlaki çıkmaz Kieślowski’nin yarattığı akıştan kaynaklanır. Kişiler iyilik ve kötülük üzerinden kolaylıkla tanımlanabilecek özelliklere sahip değildir. Ziyadesiyle hayatın içinden insanları temsil ederler. İzleyici Tomek’e tacizci olduğu için öfke duyacağı sırada onun karşılıksız ve saf aşkıyla karşılaşarak kafa karışıklığı yaşar. Magda’dan ise aşkı cinselliğe ve arzuya indirgediği ve Tomek’i hor gördüğü için nefret edeceği anda kadının pişmanlığıyla karşılaşarak onunla empati kurmaya başlar. Kieślowski sınırları bir kez daha soyut bir biçimde çizmiştir.

Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Filmdeki tek ikilik zinanın yasak oluşundan ötürü kurulan ahlaki dilemma değildir. Karakterlerden biri olgunluğu, öteki gençlik ve toyluğu simgeler. Biri aşkın masum hâlini, diğeri ise saflıktan uzak durumunu temsil eder. Magda, Tomek’in niyetinin cinsellik olduğu düşüncesiyle yönelttiği “Benden ne istiyorsun?” sorusuna aldığı yanıt karşısında şaşırır. Hayatın aşkın masum olduğu dönemini geride bırakmış bir kadın olan Magda, Tomek’in aşkının karşılık beklemiyor oluşunu kabullenemez. Gözetlenen kadın gözetlendiğini öğrendiğinde Tomek’ten intikam alırcasına başka biriyle birlikte olduğunun haberini verir. Bu tepki kadının Tomek’in cinsel bir beklenti olmadan kendisine ilgi duyamayacağına olan inancından kaynaklanır. Tomek ise başlangıçta kadını başkalarıyla birlikte olurken izlediğini fakat sonrasında bunu yapmayı bıraktığını itiraf eder. Genç adamın hissettikleri cinsel dürtüden fazlasına; aşka ve sevgiye dönüştüğünde bu duyguları cinselliğe indirgemenin yanlış olacağına vurgu yapılır.

İkilinin aynı evde bulunduğu ve ilişkinin cinselliğe dönüştüğü sahnede Magda, Tomek’e aşkın her yanını gördüğünü söyler. Bu sahneden sonra ise işler tersine dönmeye başlar. Masumiyetini kaybettiğini düşünen Tomek intihar ederken Magda aşkın, cinselliğin ötesinde bir yanı olduğunu hatırlar.

Beyaz ve Kırmızı

Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Tomek genç ve bakir oluşuyla henüz kirlenmemiş olanı temsil eder. Kieślowski’nin sıklıkla başvurduğu renkler üzerinden taşınan alt mesajlar da bunu destekler niteliktedir. Tomek’in Magda’yla konuştuktan sonra sokakta karşılaştığı beyaz kıyafetli yabancı, Magda’nın üzerine gözyaşlarını akıttığı ve ilişkilerinin ilerlemesine vesile olan süt masumiyete vurgu yapar. Öte yandan Magda’nın evinde sıklıkla kullanılan kırmızı rengi tutkuya, yasağa ve aşka bir göndermedir. Kadının çarşaflarında ve duvarında görülen renk müzikle birleşerek Tomek’in duygularına işaret eder. Zira Tomek’in teleskobunu örttüğü kumaş parçası da kırmızıdır. Yüreğinde hissettiği hüznü fiziksel acıyla bastırmaya çalıştığında Tomek, aynı kırmızı kumaş üzerinde elini yaralar ve akan kanı tüm olağanlığıyla kabullenir.

Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Fakat ilişki ilerledikçe ve Tomek’in idealiyle gerçeklik birbirini tutmadıkça söz konusu tutkulu duygular geri dönülemez bir acının dışa vurumu olarak kanla birleşir. Filmin doruk noktası sayılabilecek Tomek ve Magda’nın aynı evde bulunduğu sahne Tomek’in intihar etmesiyle çözülmeye başlar. Magda’nın aşkı temsil eden kırmızısı Tomek’in bileklerinden akan kanla birleşir. Başta tutkuyu temsil eden renk, genç adamın acı ve ıstırabına dönüşmüştür. Filmin çözülme kısmında Tomek, günah ve yasak olan duygularından ötürü kendisini cezalandırır. İnsanın kalp kırıklığından ağlaması konseptine uzak olan karakter, hüznünü farklı yollardan ifade etmeyi seçmiştir.

 

Yazar: Melin Durmaz
Editör: Emine Türal

 

Kaynakça

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Melin Durmaz
Melin Durmaz, 1997 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema, sosyoloji ve iletişim gibi alanlarda içerik üretiyor. Deneme ve hikâye yazıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.