Jane Elliott Deneyi: “Ayrımcılık” İnsan Yapımı Bir Silah Mıdır?

Jane Elliott Deneyi: “Ayrımcılık” İnsan Yapımı Bir Silah Mıdır?

Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk.”- Martin Luther King

Öteki” olarak adlandırdığımız, bizden farklı mıdır? “Biz”den olmayanı tehlikeli görme eğiliminde miyiz? Renkler, nasıl oldu da dışlamanın sebebi olarak gösterilebildi? Bütün bu hususlar, ayrımcılık adına yöneltilen sorular olarak ele alınabilir. Ayrımcılık, ön yargı ve kalıp yargıların davranışla birleştiği; “öteki”ni, bir diğerini, farklı olanı dışlamaya ve etiketlemeye yönelik eylemler ve girişimler bütünü olarak tanımlanabilir. 1968 yılında, siyahî papaz Martin Luther King, suikast sonucu hayatını kaybetmiş ve bu olay bütün dünyada yankı uyandırmıştır. Bu cinayet, ayrımcılığın bir alt türü olan ırkçılıktan beslenmiş ve suça dökülmüştür. Amerikalı öğretmen Jane Elliott, öğrencilerine kısa bir süre öncesine kadar Martin Luther King’ten, ayrımcılık ve şiddet karşıtı biri olarak övgüyle bahsederken şimdi onun bir nefret suçuyla öldürüldüğünü öğrencilere anlatmak zorundadır. Durumu açıklamak için Jane Elliott’un aklına, daha sonraları klasikleşecek bir deney fikri gelir: “Blue Eyes/Brown Eyes Exercise.” (Mavi Göz/ Kahverengi Göz Egzersizi). Jane Elliott, bu deneyi öğrencilerin sorunun cevabını egzersizin sonucunda kendi kendilerine bulmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirir. Deney, Elliott tarafından Martin Luther King’in suikastından 1 gün sonra, 6 Nisan 1968’de Iowa eyaletinin Riceville şehrindeki 3.sınıf öğrencilerini kapsayacak şekilde başlatılır.

jane-elliott-deneyi-ayrimcilik-insan-yapimi-silah-midir

Şekil I

Deney

Jane Elliott, deneyin ilk aşaması olarak sınıftaki öğrencileri göz renklerine göre mavi gözlü ve kahverengi gözlü öğrenciler olmak üzere iki gruba ayırır. Elliott, sayısal üstünlüğüne sahip olan mavi gözlü öğrencilere bir yönerge vererek kahverengi gözlü öğrencilerin yakasına kahverengi bir kurdele bağlatır. Bunun sebebi, ötekileştirilen grubun ayırt edilmesini belirginleştirmektir. Öğrenciler en başta bu uygulamaya itiraz etse de Elliott, yaptığı konuşmayla mavi gözlü öğrencilerin daha zeki ve ayrıcalıklı olduğunu sınıfa kabul ettirir. Devam eden süreçte mavi gözlü öğrencilere uzun teneffüs süreleri, spor kompleksini kullanım, ön sıralarda oturma, su içecekleri farklı bir çeşme gibi imtiyazlar tanınırken kahverengi gözlü öğrenciler bu haklardan mahrum bırakılır. Ayrıca Elliott, mavi gözlü öğrencilere hak olarak tanıdığı hususları kahverengi gözlü öğrenciler talep ettiğinde uyarır ya da olumsuz dönüş yapar. Mavi gözlü öğrenciler, aldıkları imtiyazlar sonucu üstünlük duygusuna kapılır ve kahverengi gözlü öğrencileri dışlayıp onlara zorbalık yaparlar. Kahverengi gözlü öğrenciler ise aradan geçen bir hafta sonucunda ötekileştirildiklerini ve dışlandıklarını iyice hisseder; tembelleşmeye, başarısızlıklarını kabul etmeye ve daha kolay itaat etmeye başlarlar.

Şekil II

Deneyin bir sonraki aşamasında Elliott, bu sefer kahverengi gözlü öğrencileri “üstün” grup yapmaya karar verir. Sınıfa bir açıklama yapar ve bu açıklamada, bir hata yaptığını, ayrıcalıklı ve bütün olumlu özelliklere sahip grubun aslında kahverengi gözlü öğrenciler olduğunu söyler. Mavi gözlü öğrencilerin elindeki bütün haklar ve imtiyazlar, bir anda kahverengi gözlü öğrencilerin eline geçer. Uzun teneffüs sürelerine sahip olanlar da ön sıralarda oturanlar da kahverengi gözlü öğrenciler olur. Fakat Jane Elliott, bu sefer farklı bir durum gözlemler: Kahverengi gözlü öğrenciler, mavi gözlü öğrencilere, kendilerine davranılan kadar zorba ve acımasızca davranmazlar. Mavi gözlü öğrencilere göre daha anlayışlı ve durumdan daha memnuniyetsizlerdir.

Jane Elliott, yaklaşık iki hafta sonra deneyi bitirir ve bütün öğrencilere gerçeği açıklar. Yaşadıklarının, Martin Luther King’in olayını daha iyi anlamaları için bir deney olduğunu öğrencilere izah eder. Elliott, öğrencilerden deneyimleri ve hissettikleri hakkında bir kompozisyon yazmalarını ister. Yazılan kompozisyonlar bir belgesele dönüştürülür. Böylece deney, ayrımcılık adına yapılmış ve tarihe “damga” vuran deneylerden biri olur.

Şekil III

Sonuç

Elliott, Martin Luther King’in ırkçılığa maruz kalması ve bir nefret cinayetine kurban gitmesi sonucu gerçekleştirdiği bu deneyle üçüncü sınıf öğrencilerine ayrımcılığı anlatarak öğretmeyi değil, öğrencilerin deneyimleyerek öğrenmelerini sağlamaya çalışmıştır. Bu çabasının sebebi ayrımcılığın kendiliğinden var olmadığını, insanları ayrıştırmak ve bölmek için yine bir insan tarafından üretilip satıldığını göstermektir. Öğrencilerin yaşadıkları ve hissettikleri doğrultusunda Elliott; ötekileştirilmiş grup olmanın acısını ve izolasyonunu deneyimlemelerini, empati yapabilmelerini ve durumun ne kadar “kötü” olduğunu görebilmelerini sağlamıştır. Çocuk yaştaki öğrencilerin psikolojisinde tahribatlara yol açabileceğini düşünenler tarafından deneyin etik geçerliliği ve sorunları günümüzde hâlâ tartışılmaktadır. Her ne kadar etik açıdan tartışılsa da “Mavi Gözler/Kahverengi Gözler Deneyi” sosyal psikoloji tarihine adını yazdırmıştır. Jane Elliott, 2020 yılında Amerika’da yaşanan George Floyd olayından sonra verdiği bir röportajda şu sözleri söylemiştir:

İnsanlara ırkçılığın neden durması gerektiğini anlatıyorum ve onlar, “Bunu nasıl yaparız?” gibi aynı soruları sormaya devam ediyorlar ve cevapları görmezden geliyorlar… Bunları 52 yıldır anlatmaya çalıştığım için gerçekten kızgınım (The New York Times, 2020).

Şekil IV

Yazar: Ozan Yazıcı

Editör: Emine Türal

“Sosyal Deney Serisi” ile ilgili diğer yazılar:

Kaynakça

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Ozan Yazıcı
Ozan Yazıcı, 1997 yılında Samsun'da doğdu. İki senedir Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Psikoloji ve Sosyoloji programlarında eğitim görmektedir. Yazarımız seyahat etmekten, yeni şeyler keşfetmekten, okumaktan ve araştırmaktan, resim çizmekten ve sanatla ilgilenmekten, arkadaşlarıyla zaman geçirmekten keyif almaktadır. Sosyoloji ve Psikoloji alanında birikimini ve yazılarını aktarmak amacıyla Eylül 2020 tarihinde MozartCultures ekibinin bir parçası olmuştur.
YORUMLAR

  1. Alpagut Aykut Tüzemen dedi ki:

    Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk.”- Martin Luther King

    Yazıya muhteşem bir giriş yapmışsınız. Ellerinize sağlık 🤓✌🏻