Machiavelli’nin Vatandaşı olmak, Sekülerleşme.

29.09.2020
Machiavelli’nin Vatandaşı olmak, Sekülerleşme.

3 Mayıs 1469 tarihinde doğan ünlü diplomat ve siyasetçi Niccolò Machiavelli’nin tanınırlığı, dönemin gaddar askeri, siyasetçisi Ceasare Borgia’yı örnek alarak, Lorenzo de Medici’ye ithafen yazdığı “Prens” isimli eseri ile olmuştur. İtalyan birliğinin felsefi babası diyebileceğimiz Machiavelli bu eserde o zamanlarda şehir devletleri şeklinde örgütlenmiş olan İtalya’nın, bu bölük pörçük siyasi yapılaşmanın birleşmesini, İtalya’nın monark tarafından yönetilen tek bir devlet olmasını önerir ve ister. Elbette Machiavelli’yi Machiavelli yapan, onu siyaset felsefesinin mihenk taşı haline getiren tek fikri İtalyan birliğini sağlayacak bir prensin özelliklerini anlatmak değildir. Onu farklılaştıran bu hedefinin, isteğinin gerçekleşmesini açıkladığı metinde daha önce görülmemiş bir vatandaşlık anlayışı yaratmış olmasıdır.

Felsefi anlamda vatandaşlık temeli olmayan herhangi bir devlet yoktur. Hepsi yurttaşlığı benzer ya da farklı kalıplara sokarak servis eder ve bunlar çağa, tarihsel gelişmelere uygun olmak zorundadır. Machiavelli’nin eserlerinde ise çağa uygunluk Rönesans Hümanizmini benimsemesinde gizlidir. Hümanizm genel olarak “Her türlü dini dogmaya, vahiye karşıdır. Kutsal olanı ölümlü olana indirger ve insanın herhangi bir spritüal, soyut doğaya sahip olmadan tamamıyla evrimsel sürecin bir ürünü olduğu konseptini benimser. (Hankins, 2007: 30-31) Yani insanın spritüal bir varlıktan öte biyolojik bir varlık olduğu görüşü kabul edilmiştir. Bu da onu -orta çağ düşünürlerinin aksine- pek çok dini bağdan soyutlar. Çünkü insan bu biyolojik süreç doğrultusunda kazandıkları ile hareket etmektedir yani birey davranışları dini savlarla yönetilmemektedir. Özetle sadece dini kurallar, anlayışlarla yapılan herhangi bir açıklama Hümanistlerce kabul görmez.

Machiavelli de bir Hümanist olarak, Hristiyan kilisesini halkı uyuşturmak ile suçlar. Ona göre halkın bu dünyadaki eylemsizliğinin öteki dünyada ödüllendirileceğini söylemek, siyasi otoritenin varlığına karşı onları kışkırtmak halkın topraklarına yapılan saldırılarda bile pasif kalmasına, politik otoriteye karşı saldırgan olmaları da siyasi karmaşaya sebebiyet vermektedir. İtalyan şehir devletleri bu yüzden sürekli işgal altındadır. Durumun İtalyan birliği için sağladığı imkansızlık Machiavelli’yi insanı gözlemlemeye ve yurttaşlığı belirten iki temel kavramını oluşturmaya iter: Fortuna ve Virtu. Nitekim bu kavramlar siyasetin sekülerleşmesine yani dini olmayan yönetici merkezinde ilerlemesine, modernleşmesine katkıda bulunacaktır.

Fortuna, hareketlerimize sebebiyet veren her şeydir ve değiştirmeye çabalamadığımız takdirde bizden bağımsız gelişir. Mesela bulunduğumuz mahallede tek bir okul vardır ve biz o mahalleden taşınmadığımız için oraya gitmek bizim Fortunamızdır. Yani Fortuna kutsallıkla uzaktan yakından alakası olmayan, bizi etkileyen şeylerin bütünüdür. İnsan kaderine bu yaklaşım Orta Çağ’da uzun süredir varlığını gösteren Tanrı direkt olarak hareketlerinizin belirleyicisidir anlayışına terstir ve insanı Tanrı’nın, hayatı tayin edilmiş kuklası olmaktan kurtarır. Bu anlayışa göre gelecek ve şartlar, talih belirsizdir başka olaylara göre şekillenir. İkinci kavram Virtu burada devreye girer; Virtu, kabul edebileceğimiz bir Fortuna yaratmakta kullanacağımız erdemlerin bütünüdür. Bu durumda ideal insan aslında da ideal yurttaş erdemlerinin önemini kavramalı ve buna bağlı olarak hareket etmeli, talihini yönlendirmelidir. Oy verme, siyasete katılma gibi politik beklentiler burada devreye girer. Erdem sahipleri erdemlerini eyleme dönüştürerek vatanlarının ve dolayısıyla da kendi Fortunalarını belirlemelidirler. Gereken erdemler siyasi rejim türlerine göre farklılık gösterir ama temelde Machiavelli insan ruhunun ve hareketlerinin bu tanımlamalarını yaparak halk iradesini kilise tekelinden kurtarmış, onları Rönesans Hümanizminin ön gördüğü gibi biyolojik bir varlık olarak düşünmüş, bu doğrultuda “kendi kaderlerinin efendisi olma” savını ortaya atmıştır. Vatandaş ise bu şekilde hareket eden herkestir. Çünkü bulundukları yerin ve kendilerinin mutluluğu artık ellerindedir. Bu yolla hem bireysel hem de toplumsal Fortuna değişebilir ve bireylerin, toplumun çıkarına olacağından bir ulus devlet; “Birleşik İtalya” inşa edilebilir. Vatandaşlık sekülerleşmiştir.

Yazar: Ece Kartal

Kaynakça:

  • Critchley, P. (2004). Machiavelli and the Citizen Ideal. The City of Reason,(3), 1-47.
  • Hankins, J. (2012). Humanism, Scholasticism, and Renaissance Philosophy. The Cambridge Companion to Renaissance Philosophy, (Pp: 30-48), The United kingdom: The Cambridge University Press.
  • Hankins, J. (2014). Machiavelli, Civic humanism, and the Humanist Politics of Virtue. Italian Culture, (22) 2: 98-109
  • Lister, R. (2003). What is Citizenship?, Citizenship: Feminist Perspectives, The United Kingdom: Red Globe Press.
  • Runkle, G. (1968). Nicolo Machiavelli. History of Western Political Theory, (Pp: 174-183) New York: The Ronald Press Company.
  • Smith, R. (2011). Machiavellian Democracy, Differentiated Citizenship, and Civic Unity. The Good Society, (20) 2, 240-248.

 

 

 

 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.