Srebrenitsa Soykırımı

11.07.2021
Srebrenitsa Soykırımı

“Srebrenitsa… Bu benim içimdeki en büyük yaradır. Ne kadar yaşayacağımı bilemiyorum. Ama sanırım beni öldürecek tek yara budur.”
-Naser Oric.

İnsanlık tarihinin en karanlık ve acı sayfalarından biri… Srebrenitsa soykırımının üzerinden tam 26 yıl geçti. Avrupa’nın ortasında 3,5 yıl süren ve çok sayıda katliam, soykırım ve insanlık suçunun işlendiği bir savaş yaşandı. Savaş, 1995 yılında imzalana Dayton Barış Antlaşması ile sona erdi. Savaşın ardından kayıpları bulmak için yapılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimliklerinin tespit edilmesinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda toprağa veriliyor. Bugün toprağa verilecek  olan 19 Srebrenitsa kurbanının en küçüğü Temmuz 1995’te öldüğünde 16 yaşında olan Azmir Osmanoviç, en yaşlısı ise öldüğünde 63 yaşında ola Hüseyin Kurbasiç. Srebrenitsa, yakın tarihin kanayan yarası olarak tazeliğini koruyor.

Sürece Nasıl Gelindi?

Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya ve Makedonya’dan oluşan Yugoslavya Federal Sosyalist Cumhuriyeti, 25 Haziran 1991’de Hırvatistan ve Slovenya’nın resmî olarak bağımsızlıklarını ilan etmesi sonrasında patlak veren Yugoslavya İç Savaşı ile dağılma sürecine girdi.

Bosna-Hersek de 29 Şubat-1 Mart 1992’de yapılan referandumla eski Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Bunun sonucunda, 1991’de bağımsızlığını kazanan Hırvatistan’da Hırvat güçleri ile Yugoslav askerleri arasında devam eden çatışmalar, Bosna Hersek’e de sıçradı. Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusu, o dönemde nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvatların oluşturduğu Boşnakların Ravno köyüne saldırdı. Böylece Bosna-Hersek’teki savaş, bu saldırı ile gayrı resmî olarak başlamış oldu.

Srebrenitsa

Coğrafi konumu itibarıyla Srebrenitsa, Bosna-Hersek’in doğusunda, Drina Nehri ile Sırbistan sınırına yakın bir vadidedir. Önemli jeopolitik ve jeostratejik konumundan dolayı şehir, Bosnalı Sırp birlikleriyle Yugoslavya Federal Ordusu’nun öncelikli hedefleri arasında yer almıştır.

Nisan 1992’de Srebrenitsa’yı ele geçiren ve yoğun bombardımana tabi tutan Sırp birlikleri, sivil halka karşı toplu katliamlara başladı. Kuşatma altındaki halk arasında açlık ve salgın hastalık, her geçen gün daha tehlikeli boyutlara ulaşıyordu. Mayıs 1992’de Naser Oric komutasındaki Boşnak birlikleri Sırp kuşatmasını yararak Srebrenitsa’ya girdi ve kasabanın kontrolünü yeniden ele geçirdi. Daha önce burada yaşayan Sırpların kalmasına ve silahlı askerlerin silahlarını bırakarak kasabayı terk etmesine izin verildi. Bu tarihten sonra bombardımandan ve kuşatmadan kaçan Boşnaklar güvenli olduğu gerekçesi ile Srebrenitsa’ya göçtü ve bu göçlere paralel olarak bölgede nüfus artışı yaşanmaya başladı. Etrafı Sırp kuşatması altında olan Srebrenitsa’da açlık ve hastalık had safhaya çıktı, üretim ve tedavi imkânları ilkel şartlarda sürdürülebildi. Aylar boyunca devam eden yoğun bombardıman ve kuşatmaların ardından geriye toplu mezarlar, işkence izleriyle dolu parçalanmış cesetler, tecavüze uğradıktan sonra öldürülen kadınlar, tedavi imkânlarından yoksun yaralılar ve anne babalarını yitirmiş öksüz ve yetim binlerce çocuk kalmıştı.

Neresi Güvenli Bölge?

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 16 Nisan 1993’te yaptığı toplantıda, Saraybosna, Tuzla, Jepa, Gorajde ve Bihaç ile birlikte Srebrenitsa’yı da “güvenli bölge” ilan etti. BM Güvenlik Konseyi’nin Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmesinin ardından, nüfus Bijeljina, Brutunaç ve Zvornik gibi komşu bölgelerden kaçan on binlerce insanın buraya sığınmasıyla 60 bine kadar çıktı. Bu tarihten sonra Srebrenitsa’da Boşnak birliklerinin elinde bulunan silahlar toplanmaya başlandı ve “gerektiği takdirde” bölgede bulunan BM gücüne bağlı Kanada birliğinin Boşnakları savunacağı sözü verildi. İngiltere Hükûmeti de Srebrenitsa’yı savunma görevini üstlenen Kanada birliğinin zor durumda kalması hâlinde gerekirse kuvvet kullanabileceğini deklare etti.

Soykırım

Sırplar, 6 Temmuz günü BM tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’yı bombalamaya başladı. 9 Temmuz’da ise Sırp birlikleri BM Barış Gücü‘nü temsil eden Hollanda gözetleme mevzilerine saldırıda bulundu ve 30 Hollanda askerini rehin aldı. Bütün bunlar dahi BM ve uluslararası güçleri müdahaleye sevketmedi. 10 Temmuz’da gerçekleştirilen Sırp bombardımanlarına iki NATO bombasıyla karşılık verildi. Sırp lider Ratko Mladic’in elindeki Hollandalı rehineleri öldürme tehdidi karşısında NATO müdahalesi durdu ve Sırpların bombardımanı devam etti. Binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, Srebrenitsa’nın hemen dışındaki Potocari’de bulunan 400 Hollandalı askerin denetimindeki BM Barış Gücü karargâhına sığındı. Hollandalı askerler, karargâha sığınan Boşnaklar’a burada güvende olacaklarını söyledi. Ancak Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerin 11 Temmuz 1995’te Hollandalı (BM) askerlerinin koruması altındaki güvenli bölge Srebrenitsa’ya girmesi sonucu binlerce Boşnak, kaderine terk edildi. Mladiç komutasında Srebrenitsa’ya giren Sırp ordusu en az 8 bin 372 Boşnak sivili ormanlık alanda, fabrikalarda ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü.

NATO Müdahalesi

11 Temmuz 1995 yılında BM’nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da binlerce Boşnak erkeğin katledilmesi Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO)’ne yönelik tepkileri artırdı. 28 Ağustos’ta Saraybosna’nın merkezi Markale’deki pazar yerine yapılan havan topu saldırısı sonucu 43 kişinin yaşamını yitirmesi sonrasında ise NATO uzun süren sessizliğini bozdu. 30 Ağustos 1995 tarihinde Bosna’daki Sırp hedeflere yönelik ”Kararlı Güç Harekatı” (Operation Deliberate Force) başlatıldı. Operasyon, 21 Eylül 1995’te sona erdi. Yaklaşık 400 savaş uçağı ve 15 ülkeden 5 bin askerin katıldığı müdahalede çok sayıda Sırp hedefi vuruldu. NATO’nun müdahalesinin ardından savaştaki denge bozuldu ve Sırplar barış masasına oturmaya ikna oldu.

Sonuç

Srebrenitsa soykırımı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa topraklarında yaşanan en büyük vahşet, en acımasız katliam ve etnik temizlikten biridir. Yugoslavya topraklarında kontrolsüzce yükselen ve yükseltilen etnik milliyetçilik, ekonomik ve sosyal problemler, beraberinde kanlı bir savaş getirmiştir. Savaşın ardından küllerinden yeniden doğmaya çalışan Bosna-Hersek halkı için aslında birçok şey yeniden başlamıştır. Adalet sağlanmadığı için suçlularla beraber yaşamak zorunda kalan insanlar, toplumdan dışlanma korkusu ile tecavüzcüsünü açıklayamayan kadınlar ya da ailesiz büyüyen çocuklar…

Yıkılmış bir ülkeyi onarmak için gereken birlik ve beraberlik de ne yazık ki Dayton Barış Antlaşması ile sağlanamamıştır. Bosna-Hersek’in üzerine geçirilen bu antlaşma ile gerilim ve bölünmüşlük hâlâ oldukça keskindir. Öte yandan, savaş suçlularının ve liderlerin uzun yıllar saklanması hatta Sırbistan ve Hırvatistan tarafından korunup gözetilmesinin uluslararası adalete olan inancı zedelediği söylenebilir. Öyle ki binlerce insanın kanını elinde taşıyan, “Bosna kasabı” olarak bilinen Radovan Karadzic, geçtiğimiz günlerde müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır fakat birçok Srebrenitsa annesi bu kararı görememiştir.

Yazar: Sündüs Adaş
Editör: Emine Türal

Kaynakça

  • Srebrenitsa Katliamı: 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’daki en büyük insanlık trajedisi. (2017). BBC Türkçe. Erişim adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42074470
  • Srebrenitsa Soykırımı: Sürece nasıl gelindi, neler yaşandı? (2021). Euronews. Erişim adresi: https://tr.euronews.com/2021/07/10/srebrenitsa-soykirimi-surece-nasil-gelindi-neler-yasandi
  • İlker, A. L. P. (1995, Temmuz). Srebrenitsa Soykırımı. Avrasya Etüdleri52(2), 127-171.
  • Ünlü, Y. (2020). Avrupa Birliği dış politikasında soykırım yaklaşımları: srebrenitsa vakası analizi (Master tezi).
  • Vatansever, M. (2011). Zamanın Unutturamadığı Dram: Srebrenitsa. International Strategic Research Organization (USAK).

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Sündüs Adaş
Sündüs Adaş, 1994 İstanbul doğumludur. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında Yüksek Lisans mezunu olan Sündüs, Balkan coğrafyasına özel ilgi duymakta ve yazılarını, araştırmalarını bu alanda yoğunlaştırmaktadır. Farklı kültürler tanımak, yeni insanlarla tanışmak, gezmek ve okumak en büyük tutkularındandır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.