Uluslararası İlişkilerde Strateji Düşüncesi ve Büyük Strateji

05.07.2021
Uluslararası İlişkilerde Strateji Düşüncesi ve Büyük Strateji

Uluslararası İlişkilerde Strateji Düşüncesi

Strateji kavramı, genel olarak askerî araçların politik amaçlar için kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Fakat bu kavram, zamanla üst düzey konuların incelenmesinde kullanılan bir kavram hâline gelmiştir. Strateji kavramına atfedilen anlamlar incelendiğinde, kavramın tarihsel süreç içerisinde anlam değişimi veya genişlemesi yaşadığı görülmüştür. Bunun sebebi, globalleşen dünyanın ekonomik, siyasal, sosyal ve teknolojik ilerlemeler sonucu yaşamış olduğu değişimin sonucudur. Stratejik çalışmalar ile ilgili önemli tartışmalar, geniş disiplin tartışmaları etrafında dönmüştür. Bu tartışmaların olması, sahadaki krizle ilgilidir. Bu krizin birçok olası sebebi olmakla beraber, en önemlisi stratejik çalışmaların bir disiplin olarak çalışılmasının gerekli olup olmamasıdır. Bu krizin iki ana argümanı vardır. Bunlar, geleneksel askerî perspektifle olarak sınırlanması veya bunun ötesine geçerek daha geniş, disiplinler arası ve çok perspektifli olması şeklindedir. Askerî görüşe bağlı olanlar, askerî bir bakış açısı ve odağı olmadan strateji ve stratejik çalışmaların olamayacağını savunmaktadır.

Stratejik çalışmaların kurucu babası olan Clausewitz, hem lidere hem de orduya özel önem vermiştir. Clausewitz’in strateji düşüncesi “tanımlama” ihtiyacını vurgulayarak başlamaktadır. Başka bir deyişle, yapılacak hamleyi belirlemek için çevredeki itici faktörlerin ve rekabet edilenin tanımlanması gerekmektedir. Clausewitz, stratejiyi “muharebelerin savaşın amacı için kullanılması” şeklinde tanımlamaktadır.

Stratejik çalışmaların uluslararası alanda bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmasından bu yana, küresel meselelerin yapısı değişmiştir. Strateji tartışmaları ise başlı başına küresel siyasi ilişkilerde önemli değişikliklere yol açmıştır. Strateji, ortaya çıkışı itibariyle “savaş çalışmaları”, “güvenlik çalışmaları” ve savaşı daha geniş bir bağlamda inceleyen “uluslararası ilişkilerin” altında yer almaktadır. Strateji, askerî alanda ortaya çıkmasına rağmen zaman içerisinde genişlemiş ve birçok alanın incelenmesinde kullanılan bir kavram olmuştur. Bu durum ile birlikte, günümüz uluslararası ilişkilerinde hem devletin hem de devlet dışı aktörlerin fazla olması da bu alanın ayrı bir disiplin olarak çalışılması gerektiğini düşündürmektedir. Sınırlı askerî anlayışlarının ötesinde, “büyük stratejiler”den birine dönüşmesi durumunda ise değerli ve temel unsurların yok sayıldığı söylenmemektedir. Orijinal Clausewitzyen bakış açılarından ziyade, daha çok onları genişleterek daha güncel bir noktaya ulaşmak için uluslararası ilişkiler kavramlarını kullanarak yaklaşımı açıklamaya çalışmaktır.

Büyük Strateji

18. ve 19. yüzyıl boyunca uygulayıcılar, savaşların etkili bir şekilde nasıl yapılması gerektiğine dair düşüncelerini sistematik olarak toplamaya başladıkça büyük strateji kavramı ortaya çıkmıştır. Büyük strateji veya “grand strategy”, bir devletin/devletlerin veya bir ülkenin nihai amacına yönelik hedeflerini elde etmek için; askerî, diplomatik, politik, ekonomik ve diğer güç kaynaklarını kurguladıkları en yüksek devlet politikasıdır. Devletin bekasını sağlama, belirli iç çıkarları veya fikir koalisyonlarını takip etme veya belirli bir bölgesel veya küresel düzen kurma gibi en minimal hedefe odaklanılmaktadır. Büyük strateji, bir milletin menfaat ve kazanımlarını olabilecek en yüksek seviyeye taşımak için kurguladıkları bu uygulamadır. Nihai amaçtan kasıt geniş kapsamlı hedeflerden ziyade devletin siyasi, sosyolojik, ekonomik ve askerî faaliyetlerinin algılanan amaç doğrultusunda yöneltilmesini ve istenen statüye ulaşılması için rehberlik etmesini vurgulamaktadır. Kısacası, gerçek “büyüklük”, amaç ve uygulama arasında uyumlu bir tutarlılık olduğu stratejilere atfedilmektedir.

Büyük strateji, askerî alandan ortaya çıkmış olup askerî gücün başarılı olarak kullanılmasını ifade etmektedir. Bu, kısa vadeli hedef ve amaçlardan farklı olarak uzun vadeli bir uygulamadır. Askerî gücün ötesindeki diğer araçlar; ittifak kurma, diplomasi, ekonomi politikası, mali teşvikler, istihbarat, kamu diplomasisi/propagandası ve ulusun siyasi iradesinin seferber edilmesi şeklindedir. Grand stratejinin gerçekleştirilebilmesi için gereken bileşenler; askerî, ekonomik, kültürel ve dinsel güçtür. Grand strateji, askerî, diplomatik, politik, ekonomik ve diğer güç kaynakları ile beslenmekte ve gerçekleştirilebilmesi için zaman gerekmektedir.

Büyük stratejiyi inceleyen teorik yaklaşımlar; uluslararası çevrenin tehdit ve imkânları ile iç politikanın kısıtlamaları veya itici güçleri arasındaki etkileşimi kabul etmekte fakat her bir yaklaşım bunları farklı yorumlamaktadır. Örnek vermek gerekirse, Realistler birincisini veya her ikisi arasındaki etkileşimi vurgularken, Liberaller ikincisini vurgulamaktadır. Realistler, büyük stratejinin amaçlarını, güvenliği sağlamak, devleti ve ulusal çıkarı sorunsuz olarak ele almak olarak tanımlama eğilimindedir. Liberaller ise ideolojiye ve yerel koalisyonların fikirlerine daha fazla önem vermekte ve uluslararası düzen gibi daha geniş stratejik sonuçları da dahil etmektedir.

Yazar: Canan Önerli
Editör: Ece Günen

Kaynakça

Görsel Kaynakça

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
Canan Önerli
Canan Önerli 2000 yılında Bursa'da dünyaya geldi. 2018 yılında Bursa Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. MEF Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler lisansına ek olarak Psikoloji ile çift anadal yapmakta. İçindeki çocuğu sanatla ve güzellikle büyütmeye çalışan Canan, kendisini bildi bileli kitap okuyor ve resim yapıyor. Tutkulu bir şekilde bağlı olduğu, yaşamına anlam katan alanlarda içerik üretiyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.