Aristoteles-Metafizik: Başyapıta Genel Bakış-1

16.01.2021
Aristoteles-Metafizik: Başyapıta Genel Bakış-1

“Tüm insanlar doğal olarak bilmeye iştah duyarlar. Bunun göstergesi de duyumlara düşkün olmamızdır; zira onlara yalnızca kullanımlarından ötürü değil, aynı zamanda kendileri için de değer veririz.”
– Aristoteles.

 

Metafizik Ne Demek?

Metafizik’in kelime anlamı ‘fizikten sonra gelen’ olarak belirtilebilir. Esere bu adı veren Aristoteles‘in kendisi değildir, hatta Aristoteles, eserin hiçbir cümlesinde metafizik kelimesini kullanmamıştır. Esere bu başlığı verenlerin, Aristoteles’in derslerine katılan öğrenciler olduğu ve öğrencilerin fizik derslerinden sonra anlatılanları bir arada toplamak için ‘fizikten sonra gelen’ anlamında “ta meta ta fizika” ifadesini tercih ettikleri düşünülmektedir. Metafizik; varlığı, günümüzdeki bilimler gibi sadece var olanlar (ontik) bakımından incelemez. Varlığı varlık olarak inceleyen, varlığın bizzat kendisini ele alan (ontolojik) bir felsefe dalıdır.

Eserin Bölümleri

Aristoteles, Büyük Alpha(A), Küçük Alpha(a), Beta(B) ve Gamma(Γ) bölümlerinde, kendisinden önceki görüşlerden bahsederek ilk ilke (arkhe) ve varlığa dair yorumlarıyla kendi fikirlerini sunar. Tanımlamalar yaptığı Delta(Δ) bölümü ve bilimleri sınıflandırdığı Epsilon(E) bölümüyle birlikte asıl konuya bir hazırlık veyahut giriş kısmını tamamlamış bulunur. Zeta(Z), Eta(H) ve Theta(Θ) bölümlerinde ise Lambda(λ) bölümünde zirveyi bulacak çalışmanın ‘devindirmeyen devindirici’ anlatımını kavrayabilmek için kilit rol oynayan ousia ve etkinlik kavramlarını anlatmaya çalışır. Zeta, Eta, Theta ve Lambda bölümleri arasında yer alan Iota(I) ve Kappa(K) bölümlerinde, olmakla bir olmanın aynı şey olup olmadığını, karşıtlıkları, farkları ve Fizik eserinin hareketi içeren bölümlerini inceler. Son olarak Lambda’nın devamında gelen M ve N bölümlerinde ise özellikle Pisagor’un matematiksel nesnelerini ve Platoncu ideaları eleştirel biçimde ele alır. Toplam 14 bölümden oluşan bu kitaptaki Küçük Alpha ve Kappa bölümlerinin ise Aristoteles’e ait olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir.

Metafiziğin Direnci

Metafizik; kitap olarak kaleme alınmamış, öğrencilerin notlarından oluşturulmuş bir metin olması ve konunun kavranması güç, soyut bir yapı teşkil etmesi sebebiyle akıcı bir okumanın karşısında direnç gösteren bir metindir. En önemli direncini ise Aristoteles’in Metafizik’in ‘konusuna’ ilişkin yaptığı karmaşık ve çelişkili ifadelerde gösterir.

 

“Var olan olarak var olanı ve ona kendi başına ait olanları temaşa eden bir bilim var.” [1]

 

“…o halde teorik felsefe üçlü olsa gerek: Matematik, fizik ve ‘teoloji’.” [2]

 

Aristoteles ilk alıntıda, metafiziğin inceleme şeklinin ontolojik yani varlığa odaklanan bir yapısı olduğunu belirtir, ikinci alıntıda ise ‘tanrısal’ kavramıyla birlikte açık bir şekilde teolojik ifadesini kullanır ve varlığın ‘olmak’ bakımından değil ‘oluşmak’ bakımından ele alınacağını ifade eder gibi görünür. Yaratılan bu ontoloji-teoloji çatışması metnin birçok bölümünde gözlemlenmektedir.

Çatışmaya İki Farklı Yorum: Jaeger ve HeideggerHeidegger

Jaeger; metnin Aristoteles’in düşüncelerinin son hâli olmadığını, Aristoteles’in düşünceleri gelişmekteyken alınan notlardan oluştuğunu ve ilk zamanlarında Aristoteles’in Platon’un etkisi altında teolojik bir metafizik bakışına sahip olduğunu daha sonrasında ise kendi metafiziğini geliştirerek ontolojik bir yaklaşımı benimsediğini ifade eder. Ancak bölümlerin hangi sıralamada yazıldığının kesin olarak bilinemediği ve bazı pasajlarda [3] Aristoteles’in ontolojik ve teolojik yaklaşımı bir arada kullanmasından ötürü Jaeger’in belirttiği gibi zamanla gelişen ve teolojiden ontolojiye yönelen bir düşünce yapısından söz etmek pek mümkün gözükmemektedir.

Heidegger ise Aristoteles’in fikir değiştirmediği ya da çelişkili duran bu iki yaklaşımı bir arada benimsemediğinden; metafiziğin, özü gereği ontoteolojik bir yapısı olduğundan söz eder. “Varlığı varlık olarak incelerken (ontolojik)” varlığın kendisini dolaysız ele alamadığımız ve “varlığı ancak var olanlarla birlikte düşünebildiğimiz (teolojik)”, aynı zamanda herhangi bir var olanı düşünmek yerine hem var olanların ilki hem de bir varlık olan tanrıyı incelemenin daha pratik olduğunu düşündüğünden dolayı “mecburi” olarak metafiziğin ontoteolojik bir yapısı olduğunu belirtir.

Heidegger

Heidegger’in ontoteolojik okuması her ne kadar Jaeger’den üstün gözükse de ontoteolojik yapı, tanrıyı hem bir varlık olarak kabullenmiş oluyor hem de bir var olan olarak diğer var olanlardan farksız hale getiriyor. Oysa Metafizik, aslında ne tanrının varlığını kabul ediyor ne de bir var olan olarak tanrıyı ele alıyor. Metafizik sadece, varlık sorunun ‘ilksel’ olanla ele alınabileceği ve bu ilksel olanın yalnızca ‘var olanlarla’ kavranabileceğini söylemeye çalışıyor. Ancak Metafizik’in konusu ve yapısı gereği gösterdiği direnç sebebiyle yalnızca ontoteolojik bakışı aşmak, onu zapt etmeye yetmiyor.

Serinin ikinci yazısı: Aristoteles-Metafizik: Başyapıta Genel Bakış-2

 

Yazar: Ömer Özdal
Editör: Emine Türal

 

Dipnot

1: Metafizik, [Gama, 4]

2: Metafizik, [Epsilon, 1026 a, (18-23)]

3: Metafizik, [Kappa, 7, (34-35)]

Kaynakça

  • Yücefer, H. (2014). Aristoteles’in Metafiziği. Cogito, 77, 9- 20.
  • Aristoteles. (2015). Metafizik. Sev, Y.G. (Çev.), İstanbul: Pinhan.

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Ömer Özdal
Ömer Özdal, 1999 yılında Bursa'da doğmuştur. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü'nde örgün, Felsefe ve Sosyoloji bölümlerinde ise açık öğrenim olarak eğitimini sürdürmektedir. MozartCultures ekibinde yazar olarak görev almaktadır.
YORUMLAR

  1. Erdem Öztaşa dedi ki:

    Gerçekten başarılı ve güzel bir yazı olmuş. Kalemine sağlık. Bu tip çalışmaların devamını bekliyoruz.

  2. Alpagut Aykut Tüzemen dedi ki:

    Muhteşem bir yazı olmuş, tezimde Aristo’yu kullanacaktım. Sayenizde nereden başlayacağımı biliyorum.