Sanat Akımları-3: Dadaizm

Sanat Akımları-3: Dadaizm

Dadaizm (Dada, Dadacılık), 1915-16 yıllarında Alman şair ve yazar Hugo Ball öncülüğünde Zürih’te ortaya çıkmıştır. Daha sonra Avrupa’nın birçok kentine yayılmış ve ABD’ye de ulaşmıştır. ABD’ye tanıtan başlıca sanatçılar ise Francis Picabia, Marcel Duchamp ve Man Ray’dir. Edebiyat, tiyatro ve resim sanatında etkili olan bu akıma adını, Hugo Ball ile birlikte Richard Huelsenbeck, Tristan Tzara ve Marcel Janco vermiştir. Almanca-Fransızca sözlükten gelişi güzel seçilen dada kelimesi, Fransızcada “oyuncak at” anlamına gelir. Tristan Tzara, 1918 tarihli Dada Manifestosu’nu kaleme almıştır.

Ball, Dadaizm’in kamuya açık ilk kurumu olan Cabaret Voltaire ismini verdiği sanatçılar lokalini açmıştır. İsviçre’nin savaştaki tarafsız tutumundan dolayı Zürih’teki bu kabare, çeşitli milletlerden birçok sanatçının buluşma noktası olmuştur. Bu kabareye gelen Alman şair, yazar ve psikanalist olan ve daha sonrasında Berlin’i Dadaizm ile tanıştıran Richard Huelsenbeck, Dadaizm ile ilgili şu yorumu yapmıştır:

Dada, yüreklilik, küçümseme, üstünlük, devrimci karşı koyuş; egemen mantığın, toplumdaki hiyerarşinin yok edilmesi, tarihin yadsınması, köktenci bir özgürlük, anarşi, burjuvanın yok edilmesi anlamına gelir (Ball, 2008:7)

Hugo Ball’ın Dadaistler ile ilgili düşünceleri şu şekildedir:

Dadaist, çağın can çekişmesine ve ölüm karşısındaki bilinçsizliğine savaş açar. Bizim tartışmalarımız, çağın gizli yüzünü en açık günlük parçalar halinde aramaktır (Tunalı, 2008:207)

Absürt ve anlamsızlığın dikkat çektiği, aklın hiçbir öneminin olmadığını savunan Dadaizm’in başlangıcında aydınların başkaldırısı vardır. Düzen adına yaratılan her şeye karşı olmuştur. Çünkü Dadaistler, düzenin insanın yaratıcılığını engellediğine inanırlar. Sanat ve yaşam arasındaki sınırları da yok etmek istemişlerdir.

Savaş yılları olduğu için her şeyin anlamsızlığından, gereksizliğinden söz eden ümitsiz sanatçıların oluşturduğu bir akımdır. Olayları “acı” bir alayla ele alırlar. Yani gösterdikleri tutuma bir çeşit kara mizah da denilebilir. Burjuva toplumunun yaşam tarzını eleştirip geleneksel sanata karşı durarak karşı-sanat kavramının geliştirmişlerdir. Dadaistler, toplumsal yönden uyumsuz bir insanın ruhunu simgeler. Mimar ve sanat kuramcısı olan Marcel Janco bu durumu şu şekilde açıklamıştır:

Kendi kültürümüze olan güvenimizi yitirmiştik (Antmen, 2009:123).

Pesimist ve mutsuz bir görüşü savunan Dadaizm hareketinin sanatsal eğilimi, soyut ve kübist resim yönündedir. Hareketin değişmez bir amacı vardır:

Çağın geçerli değerlerine başkaldırmak, ahlaksal, sanatsal ve kültürel değerleri yıkmak. Dada için, sanat yapmak amacıyla önce bu amaç gelir ve böyle bir görevi üstlenir. Öyle ki, dada en ateşli bir isyancıdır. Onda, Dünya Savaşı’nın körüklediği Avrupa’nın nihilist bilinci ortaya çıkar (Tunalı, 2008:207).

Hiçbir estetik ön yargıya ve kurala bağlı kalmayan otomatizm kavramı da ilk defa Dadaizm’de kullanılmıştır.

Anti-sanat terimini ilk kez kullanan Marcel Duchamp’ın hazır nesnelerinden ve kübistlerin kolaj tekniklerinden yararlanmışlardır.

Dadaizm 1922’de dağılmış ve sanatçılarının birçoğu Gerçeküstücülük (Sürrealizm) akımını oluşturmuştur.

 

Dadaizm Akımını Benimseyen Başlıca Sanatçılar

 Kurt Schwitters (1887-1948)

Kolaj ve birleşme tekniğiyle yaptığı; kabartma ve üç boyutlu uygulamaları, mekan düzenlemeleri ve grafik çalışmalarıyla tanınmıştır. Avant-Grade düşünce biçiminin yaygınlaşmasına yardımcı olmuştur.

Merz ismini verdiği atık malzemelerden kolajlar ve konstrüksiyonlar yapmıştır. Merz’in sözlük anlamı yoktur. Schwitters’in amacı, sanatı geleneksel tekniklerden ve gereçlerden kurtarmaktır. Schwitters, artık nesnelerden yaptığı yapımcı heykellere de Merzbau ismini vermiştir. Merz sözcüğünü kommerz (ticaret) kelimesinden esinlenerek oluşturduğu söylenmiştir. Ama aynı zamanda Schmerz (acı) sözcüğünden geldiği de ileri sürülmüştür.

Schwitters, Dadaizm’in yıkıcı ve estetiğe karşı tutumunu benimsemiş ancak Dadaizm’in getirdiği özgürlüğü ve olağan nesnelere yönelttiği ilgiyi yepyeni bir sanat türünün temeli olarak kullanmıştır. Her türlü nesneyle çalışmış, kırılmış veya parçalanmış nesneler olmasını önemsememiştir. Çöplüklerde bulduğu her şeyi toplamıştır. Eserleri biçimsel amaçlar taşıyormuş gibi görünseler de I. Dünya Savaşı’nın yarattığı ruhsal bunalımı yansıtır. Schwitters şunu söylemiştir:

Sanatçının tükürdüğü her şey sanattır (Sürmeli, 2012:337)

Undbild, Kurt Schwitters (1919)

Marcel Duchamp (1887-1968)

Fransa doğumlu ve yaşamının bir kısmını Amerika’da geçiren Duchamp; ressam, heykeltıraş ve yazardır. Satranca olan tutkusuyla tanınan Duchamp, estetiği kökünden reddetmiştir. Karşı sanat anlayışıyla çalışan sanatçı, hazır nesneler (ready made) yaratmıştır.

Pierre Restany, Duchamp’ın hazır nesne kavramını şu şekilde anlatmıştır:

İçinde bulunduğumuz durumda Marcel Duchamp’ın hazır-nesnesi yeni bir anlam kazanmaktadır. Modern varoluşun organik tüm kesitlerini oluşturan kente, sokağa, fabrikaya, kitlesel üretime ait doğrudan ifadenin bir tercümesidir. Sıradan nesneye yönelik bu sanatsal vaftiz, tipik bir dada eylemidir. Ret ve sıfır noktasının ardından, efsanenin üçüncü ayağı hayata geçmektedir: Marcel Duchamp’ın sanat karşıtı eylemi, olumlanmaktadır. Dada aklı, modern dünyanın dışsal gerçekliğini kendine mal etmeyi kendine uygun bulmuştur. Hazır-nesne artık olumsuzluğun ya da polemiğin değil, yeni bir ifade repertuarının temel ögesidir (Antmen, 2009:177).

L.H.O.O.Q. (Marcel Duchamp, 1919)

Francis Picabia (1879-1953)

Fransız ressam, heykeltıraş, grafik sanatçısı ve şair olan Picabia, ilk başlarda izlenimci yapıtlar vermiş daha sonra ise klasik sanata karşı olmuş ve anlaşılmamış sanat ürünleri yaratmıştır. Renkli selofan kâğıtlarını kullanarak lirik kolajlar yapmış ve kolajlarında insan figürlerini çizgisel anlamda birbirinin içine geçmiş şekilde betimlemiştir. Makinelerin insan yaşamının uzantısı olmaktan çıkıp insan ruhunun kendisi haline geldiğini düşünmüştür. II. Dünya Savaşı döneminde klasik anlamda resimlere yönelmiş, savaş sonrasında ise soyut resimler yapmıştır. Picabia şöyle söylemiştir:

İçinde, fikirler yönlerini değiştirebilsinler diye kafa yuvarlaktır (Sürmeli, 2012:341).

Dada Movement (Francis Picabia, 1919)

Max Ernst (1891-1976)

Üniversite eğitimini felsefe üzerine alan Alman ressam, heykeltıraş ve şair Ernst, resmî bir sanat eğitimi almamış, amatör ressam olan babası bu konuda kendisine yardımcı olmuştur. Üniversitede kalan Ernst, sanat tarihi, edebiyat, felsefe, psikoloji ve psikiyatri alanlarında çalışmıştır. Ernst, yapıtlarında nesneleri günlük yaşamdan kurtarıp onlara gizem verir. Dadamax adı altında çalışan Ernst’in katılımıyla Köln’de Dada sergisi düzenlenmiştir. Bu sergide izleyicilere yapıtları parçalamak için balta sunulmuştur. Sanatçı, kolaj ve fotomontaj tekniklerini kullanmıştır. Daha sonra Paris’e yerleşip gerçeküstücülük akımına katılmıştır.

Loplop Introduces Loplop (Max Ernst,1930)

 

Hans (Jean) Arp

Alman asıllı Fransız ressam, şair ve heykeltıraş Hans Arp, farklı renklere boyanmış kağıt şeritlerinden kağıt kolajı (papier colles) yapmıştır. Beğenmediği resimleri yırtarak yere atıp yere düşen resimleri düştükleri düzen içinde yapıştırmıştır. Bu yönteme Rastlantısal Düzen adı verilmiştir. Arp, resim ve heykellerinde değişik üsluplar denemiştir. Ahşabı oyarak soyut biyomorfik biçimli yapıtlar ortaya çıkarmıştır.

Collage Sur Fond Blanc (Jean/Hans Arp)

Ayrıca bakabileceğiniz diğer yazılar:

 Yazar: Görkem Tırıç

 Editör: Ozan Yazıcı

Kaynakça

  • Antmen, A. (2009). Sanatçılardan Yazılar ve Açıklamalarla 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar. İstanbul: Sel.
  • Ball, H. (2008). Dada Manifestoları. İstanbul: Altıkırkbeş.
  • Carter, C. (1998). Dadaism. Oxford University Press. 487-490. Erişim Adresi: https://epublications.marquette.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1226&context=phil_fac
  • Kuspit, D. (2004). Sanatın Sonu. İstanbul: Metis.
  • Sürmeli, K. (2012). Dada Hareketinden Kavramsal Sanata. İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi. 2(6), 337-345. Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/799475
  • Tunalı, İ. (2008). Felsefenin Işığında Modern Resimden Avangard Resme. İstanbul: Remzi.

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Görkem Tırıç
Görkem TIRIÇ, Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü yüksek lisans öğrencisidir. Kitap okumaya ve araştırma yapmaya ilgi duymaktadır. Avrupa Sanatı, Bizans Sanatı, Türk Sanatı, Mimari, Mitoloji gibi alanlarda yazılar yazmakta olan Görkem Tırıç mozaik sanatıyla da yakından ilgilenmektedir. Yazılarını daha kaliteli ve geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla 2020 yılında MozartCultures yazar ekibine dahil olmuştur. Aynı zamanda sosyal medya ekibinde görev almaktadır. Kaya tırmanışı, doğa yürüyüşü ve yüzme, hobilerinin başında gelmektedir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.