Sanat Akımları-1: İzlenimcilik (Empresyonizm)

Sanat Akımları-1: İzlenimcilik (Empresyonizm)

İzlenimcilik Nedir?

İzlenimcilik (Empresyonizm), 19. yüzyılın ikinci yarısıyla 20. yüzyılın ilk çeyreği arasında Fransa’da ortaya çıkan ve daha sonra diğer ülkelere yayılan resim sanatı akımıdır. Ancak İzlenimciliğin ne zaman doğduğu, hazırlanış sürecinin nasıl olduğu pek bilinmiyor.

“Bir gün Monet’nin paletinde siyah yoktu, onun yerine mavi kullandı. İzlenimcilik de doğmuş oldu.” -Renoir (Turani, 1994).

Claude Monet, Pierre Auguste Renoir, Alfred Sisley, Edgar Degas, Camille Pissarro, Berthe Morisot, Paul Cezanne gibi sanatçılar bu akımın içerisinde dikkat çeken isimlerdir.

İzlenimciler, fotoğrafın icadından oldukça etkilenmişler ve resimsel araştırmalara kaynaklık edebileceğini düşünmüşlerdir. Edgar Degas, fotoğrafa ilgi duyan empresyonist sanatçıların başında gelmektedir. İzlenimcileri etkileyen bir başka alan ise Japon resim sanatıdır. Avrupa’nın Japonya ile ticaretinin başlamasıyla beraber izlenimciler, klasik Japon resim sanatı türü olan ukiyo-e ile tanışmışlardır. Bu resimlerin kompozisyonlarından etkilenmişlerdir. Aynı zamanda satın aldıkları yelpazeleri, kimonoları, süs eşyalarını da resimlerinde kullanmışlardır.

İzlenimciler, bilinen kurallara isyan edip kendi kişisel izlenimlerine göre nesneleri resmetmeyi amaçlamışlardır. Akademik öğretilerin aksine, “kendi gözlerinle görmek” fikrini benimsemişlerdir. Işığın değişen etkilerini yakalamak, bunu canlılıkla ve yoğunlukla yansıtmak için sehpalarını açık havaya (plein air) taşıyarak orada resim yapmışlardır. Böylelikle, su üstünde titreyen ışık oyunlarını, dalgaların hareketini, akan nehirleri, hareket eden bulutları, yağmuru, parlayan karı, bayrak dalgalanmalarını, çimenleri hareketlendiren rüzgarı yakalayabilmişlerdir. Aynı zamanda, zamanın belirli bir anını da resmetmeye çaba harcamışlardır. Teknik açıdan bakıldığında, biçim ve rengi olması gerektiği gibi değil ışığın çarpıcı etkileri altında, gerçekten gördükleri gibi resmetmişlerdir. Perspektif yerine boşluğu ve hacmi belirlemek için ön plandan başlayarak ufka doğru uzanan dereceli tonlar ve renk geçişleri uygulamışlardır. Işık-gölge alanları kullanmaktan ve siyahla gölgelendirme yapmaktan vazgeçmişlerdir. Karanlık tonları bırakarak parlak renklere geçmişlerdir. Doğayı olduğu gibi saf renk titreşimleri hâlinde görüp resmetmişlerdir. Böylelikle ana konu ışık gibi görünmeye başlamıştır. Boyayı kalın katmanlar hâlinde kullanmışlardır. Paletlerinden birçok rengi çıkarıp sadece prizmatik renkler olan kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor renkleri kullanmışlardır. İki rengi birbiriyle karıştırıp yeni bir renk yaratmak yerine renkleri ayrı ayrı kullanıp fırça darbeleriyle geçişleri sağlayarak seyredenin iki rengin karışımı gibi görmesini sağlamışlardır.

İzlenimciler, Fransız Hükûmeti tarafından kurulan resmi sergileri ve resim yarışmalarını reddetmişlerdir. Sanat camiasından sert eleştiriler almışlardır. Fotoğrafçı Nadar’ın stüdyosunda “Adsız Sanatçılar Birliği” adı altında düzenledikleri sergide Claude Monet’nin İzlenim: Gün Doğumu (Impression: Soleil Levant) adlı tablosu resim yüzeyine az önce dokunulmuş bir etki yarattığı için katılanlar tarafından bitmemiş algısı yaratmıştır. Gazeteci Louis Leroy, resme bakarak empresyon terimini alaycı bir şekilde kullanmış ve böylece bu akımın sanatçılarına ismini vermiştir. İzlenimciler, Bu sergi dışında birçok sergi daha açmışlardır. Daha sonra insanlar izlenimci bir tabloyu değerlendirmek için ona uzaktan bakmak gerektiğini anlamışlardır. Böylelikle o karmaşık renkler anlamlı hâle gelmiştir. İzlenimcilerden bazıları, aynı zamanda heykeltıraştılar. Bunun yanında, heykeltıraş August Rodin de izlenimciler içinde yer almıştır. Mary Cassatt (1844-1926) izlenimciliği Fransa’da öğrenmiş ve daha sonra ABD’ye tanıtmıştır. Nazmi Ziya Güran da önemli Türk izlenimci ressamlardan biri olmuştur. Ayrıca izlenimcilik, müzik ve edebiyatta da etkili olmuş bir akımdır.

İzlenimcilik Akımını Benimseyen Başlıca Sanatçılar

Claude Monet (1840-1926)

Işıkla resim yapmanın ustası ve izlenimcilik ilkelerini yaşamının sonuna kadar sürdüren Monet’nin resimleri, bir tüle sarılı gibidir. Doğru ışık ve gölgeyi kullanmak için bazen aynı konuyu defalarca çalışmıştır. Monet, izlenimcilik akımıyla ilgili görüşlerini şu şekilde açıklamıştır:

“Teorilerden hep nefret ettim. Ben, sadece doğrudan doğruya doğadan esinlenip, en geçici oluşumların izlenimlerinin kaydetmeye çalışarak resim yapmanın onurunu üstlenebilirim. Akımın ismini benim yüzümden almasına üzülüyorum; çünkü grubu oluşturanların çoğu hiç de empresyonist ressamlar değil.” (Serullaz, 2004).

Nilüfer Gölü (Monet, 1899)

Paul Cézanne (1839-1906)

İzlenimciliğin ilkelerini kabul eden ressam, bu ilkelerin ötesine geçip nesnelerin geometrik şekiller olarak görerek kübizmin de önünü açmıştır. İlk çalışmalarında palet bıçağıyla kalın boya katmanları uygulayarak çalışan Cézanne, daha sonra fırça çalışmalarını giderek daha sistematik ve düzenli hâle getirmiştir. Uzun süre çalışabileceği konuları seçerek yavaş ve metodik bir şekilde çalışmıştır.

“Doğadan resimlemek nesneyi kopyalamak değildir, duyularımızın farkına varmaktır.” (Serullaz, 2004).

Bellevue Tarlaları (Cézanne, 1892-95)

Pierre Auguste Renoir (1841-1919)

Diğer izlenimci ressamlardan daha gelenekselci olan Renoir, Japon baskı resimlerini inceleyip onları kullanan ilk sanatçıdır. Manzara resimleri yapan Monet’nin aksine daha çok insan portreleri üzerinde çalışmıştır. Kadın figürlerini resmederken izlenimcilikten uzaklaşarak klasik resim geleneğine yakın durmuştur. Işığı ve hareketi yakalamak için tamamlayıcı renklerden yararlanmıştır. Resmettiği sokak sahnelerinde insan figürüne yaptığı ayrıntılı odaklanma, onu dönemin diğer ustalarından ayırmıştır.

“Sanat neden daha güzel olmamalı? Dünyada yeterince nahoş şeyler var.” (Serullaz, 2004).

Dance at Moulin de la Galette (Renoir, 1876)

Camille Pissarro (1830-1903)

Köy ve kırsal manzaraları resmetmeyi seven ressam renkten çok biçim üzerinde durmuştur ve bu biçimleri diğer izlenimciler gibi ışıltılı renkler içinde değil güçlü renkler kullanarak onların belirginliğini korumuştur. Fransız köy ve şehir hayatına ait birçok resim yapmıştır.

“Pissarro, ressamlar arasında doğaya en çok yaklaşandır.” -Cézanne (Serullaz, 2004).

Boulevard des Italiens Afternoon (Pissarro, 1897)

 

Alfred Sisley (1839-1999)

Tarz ve teknik olarak Monet’ye benzeyen Sisley, açık hava yönteminin hayranıdır. Köprüleri, deniz manzaralarını, kırsal alanları resmetmiştir. Sisley, üslubunu hemen hemen hiç değiştirmemiştir.

Köprü (Sisley, 1877)

 

Edgar Degas (1834-1917)

Bale resimleriyle tanınan Degas, aynı zamanda bir heykeltıraştır. Resimde hareket hâlini yakalamayı seven ressam, Paris’in günlük yaşamını, kafeleri, balerinleri, işçileri, atları resmetmiştir. Kompozisyon oluşturmada oldukça usta olarak bilinen ressam, kompozisyonlarını oluştururken fotoğraf tekniğinden yararlanmıştır.

Dans Sınıfı (Degas, 1873-1876)

 

Berthe Morisot (1841-1895)

Ressam bir kadın olduğu için uzun yıllar boyunca küçümsenen Morisot, ilk izlenimcilik sergisinde sanat eserini sergileyen tek kadın olmuştur. Açık havada resimler yapan Morisot, diğer izlenimciler gibi çoğunlukla günlük hayattan resimler çizmiştir. Kent ve sokak manzaraları çizmekten kaçınmamıştır.

Lorient’teki Liman (Morisot, 1869)

 

Edouard Manet (1822-1883)

Resimlerinde canlı bir ışık, titreşen ve birbirini tamamlayan renkler hakimdir. Beyaza boyanmış yüzeye resim yapan ilk ressam Manet‘dir. Kompozisyonda yapay düzlemden kaçar ve anlık konuları resmeder. Morisot’nun etkisiyle açık hava resimleri de yapar.

The Monet Family in Their Garden at Argenteuil (Manet, 1874)

Yazar: Görkem Tırıç
Editör: Fuad Eren

Ayrıca Bakabileceğiniz Diğer Yazılar

Kaynakça
• Antmen, A. (2008). 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar. İstanbul: Sel.

• Berk, N. (1972). Resim Bilgisi. İstanbul: Varlık.

• Gombrich, E. (2007). Sanatın Öyküsü. İstanbul: Remzi.

• Sayın Alsan, Ş. (2018). Başlangıcından Bu Yana Sanatın ve Yaratıcılığın Tarihi. Ankara: Gece.

• Serullaz, M. (2004). Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi. İstanbul: Remzi.

• Turani, A. (1992). Dünya Sanat Tarihi. İstanbul: Remzi Kitabevi

Görsel Kaynakça

https://tr.wikipedia.org/wiki/Claude_Monet#/media/Dosya:Claude_Monet,_Impression,_soleil_levant,_1872.jpg

https://www.pivada.com/claude-monet-nilufer-golu-uzerinde-kopru-1899?epik=dj0yJnU9S084eFBLakRqWmNHVWptTWNKRkpaQ3NvSlhRV0RPRWkmcD0wJm49Ty1PU3c0QUxDVXZ3Z0EzWTA3aU41ZyZ0PUFBQUFBR0FSeEJj

https://tr.wikipedia.org/wiki/Pierre_Auguste_Renoir#/media/Dosya:Pierre-Auguste_Renoir,_Le_Moulin_de_la_Galette.jpg

https://www.wikiart.org/en/camille-pissarro/boulevard-des-italiens-afternoon-1897

https://tr.wikipedia.org/wiki/Berthe_Morisot#/media/Dosya:Berthe_Morisot_The_Harbor_at_Lorient.jpg

https://www.tate.org.uk/art/artists/alfred-sisley-1948

https://www.metmuseum.org/art/collection/search/436965

YAZAR BİLGİSİ
Görkem Tırıç
Görkem TIRIÇ, Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü yüksek lisans öğrencisidir. Kitap okumaya ve araştırma yapmaya ilgi duymaktadır. Avrupa Sanatı, Bizans Sanatı, Türk Sanatı, Mimari, Mitoloji gibi alanlarda yazılar yazmakta olan Görkem Tırıç mozaik sanatıyla da yakından ilgilenmektedir. Yazılarını daha kaliteli ve geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla 2020 yılında MozartCultures yazar ekibine dahil olmuştur. Aynı zamanda sosyal medya ekibinde görev almaktadır. Kaya tırmanışı, doğa yürüyüşü ve yüzme, hobilerinin başında gelmektedir.
YORUMLAR

  1. Fırat Şanlı dedi ki:

    Çok güzel bir yazı. Görkem Tırıç’tan bu akımın, izlenimciliğin, müziğe yansımasını da içeren bir yazı bekliyoruz kendisinden. Bu güzel yazı için teşekkürler 🙏

  2. Alpagut Aykut Tüzemen dedi ki:

    Çok güzeldi , umarım devamı gelir