Aşkın ve Erotizmin Kökeni: Eros

Aşkın ve Erotizmin Kökeni: Eros

Bazen yanlış öğrensek de sevgi, insanların hamurunda olan bir duygudur. Diğer duygulardan farklı olarak doğuştan gelen bu duygu, ateşle özdeşleşmiştir. Aşkı hissettiğimizde oluşan sıcaklık ve yanma hissi içimizdeki sevginin ateşinden gelmektedir. İçimizde sevginin ve aşkın ateşini Eros yakmıştır. Sevgi ve aşk; insanın ateş, hava, su ve toprağa olan ihtiyacı gibidir. 

   “Zira şu kesin ki, Eros’tan uzak durabilecek kimse çıkmadı, güzellik ve gören gözler oldukça da çıkmayacak.” (Soren Kierkegaard, Korku ve Titreme)

Erotik’ kelimesinin kökenini oluşturan Eros, genellikle Afrodit ile beraber anılır. Genel inanışa göre Eros, Afrodit’in oğludur. Afrodit, kadınların erkeklere olan aşkını temsil ederken Eros ise erkek için olan aşkın temsilcisidir. 

Elinde tuttuğu meşaleyle ya da ok ve yayla aşkın ateşini, fanilerin ve tanrıların kalbinde yakabilen tek tanrı Eros’tur. 

   (Eros çocukken onu arı sokar)

   Eros: Nasıl bu kadar küçük bir iğne bu kadar büyük acılara sebep oluyor?

   Afrodit: Sen de küçüksün oğlum, ama sen de okunla bir arı gibi herkesin canını yakmıyor musun?

Erotik insan; aslında, hayatı karşılamak isteyen, kendi adına mutluluğu arayan, özleyen, mutluluğun peşinden giden ve bunu yaparken kendi biricikliğini unutmayan insandır. Erotik insanın hayattan tek isteği, kendisine sadece bir kere verilmiş olan hayatı iyi şekilde yaşamaktır. Eros’un temsil ettiği hâlin, insanlığın orijinal hâli olduğuna inanılır. Eğer Eros insanlığın orijinal hâlini temsil ediyorsa insanlığın orijinal hâli pırıl pırıl, enerjik ve daha da önemlisi sevgi dolu olmasıdır. İnsan, tüm bunları anlamak için çabaladığında her şeyin başlangıcına gider: evren, tanrı anlayışı ve iyilik. 

Eros ve Psyche

Hikayeye göre Psyche, bir kralın üç kızından biridir ve güzelliğiyle insanların aklını başından almaktadır. Onu gören herkes, ona aşık olurken aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit, bir ölümlünün ondan daha güzel olabileceği gerçeğini kaldıramaz ve onu kıskanmaya başlar. Afrodit, oğlu Eros’a, Psyche’yi bulmasını ve onu okuyla vurarak en korkunç varlıklara aşık etmesini söyler. Annesine bağlılığıyla bilinen Eros ise annesinin bu emrini derhal yerine getirir. Ancak Eros, Psyche’de kullanacağı oku yanlışlıkla kendine değdirir ve ona aşık olur. Henüz bir aşk deneyimi olmayan aşk tanrısı Eros, ne yapacağını bilemediği için ışık ve gerçeğin tanrısı Apollo’ya durumu anlatıp ondan yardım ister. Tanrı Apollo, bu durum karşısında ne yapacağını bilemez ve yapılacak en iyi şeyin, Psyche’nin taliplerini denklemden çıkarmak olduğunu söyler. Bunun ardından erkekler Psyche’ye hayran olmaya başlar, onun güzelliğinden söz ederler ancak kimse ona aşık olmaz ve onunla evlenmek istemez. İki kız kardeşi de evli olan Psyche’nin bu durumu, babasını bir hayli üzer ve babası, tanrılardan yardım istemeye karar verir. Psyche’nin babası bu konuyu tanrılara açınca Apollo, Eros’un Psyche’ye olan sevgisinin bir sır olarak saklanması gerektiğini bildiği için Pscyhe’nin babasına, kızını uzak bir dağa götürmesini ve oraya bırakmasını söyler. Psyche’nin babası çok üzgün olsa da Apollo’nun bilgeliğine güvenir ve dediğini yapar. Psyche dağın tepesine ulaştığında ağlayarak uykuya dalar.      

Uyandığında ise kendini güzel bir bahçede bulur. Daha sonra bir ses, Psyche’yi kalenin içine davet ederek ona güzel elbiseler ve güzel yemekler sunar. Psyche’yi yönlendiren bu ses, gece kocasının onu ziyaret edeceğini söyler. Ancak, kocasıyla karşılaşmaları hep karanlıkta olacaktır ve Psyche, kocasının yüzünü göremeyecektir. Eğer kocasının yüzünü görürse ikisi, sonsuza dek ayrılmak zorunda kalacaktır. Psyche, yüzünü hiç görmediği kocasıyla her gece beraber olduktan sonra ona daha fazla aşık olmaya başlar. Ancak Psyche, uzun zamandır görmediği kız kardeşlerini özlemektedir. Kocası her ne kadar istemese de Psyche, kocası hakkında konuşmamak şartıyla kız kardeşlerini evine davet eder. Kaleye gelen kız kardeşleri, Psyche’nin aşktan parıldayan gözlerine baktıkça onu kıskanırlar ve bu parıltıyı söndürmek için Psyche’ye, kocasına dair güvensizlik aşılarlar. Kocasının, ona bu zamana kadar yüzünü hiç göstermediği için korkunç bir canavar olabileceğini söylerler. Psyche, kız kardeşlerinin ona aşıladığı güvensizliğe yenik düşerek bir gece yağ lambasını açar ve Eros’un yüzünü görür. Eros’un güzelliğiyle büyülenen Psyche, elindeki yağ lambasını unutarak lambanın içindeki sıcak yağı Eros’un üstüne döker ve ona zarar verir. Eros, çok sinirlenir ve bir daha asla Psyche’ye dönmeyeceğini söyleyerek onu terk eder. 

Kapıldığı güvensizlikten dolayı çok pişman olan Psyche, Afrodit’i aramaya koyulur ve ondan evliliklerini düzeltmesini ister. Afrodit ise ona zulüm eder ve bir türlü istediğini vermez. Bir gün Afrodit, Psyche’den Hades’in eşi olan Persephone’a gidip onun güzelliğinin bir kısmını getirmesini ister. Psyche, durumu Persephone’a anlatır ve bu çaresiz kızın hikayesinden etkilenen Persephone, güzelliğinin bir kısmını sandık içine koyarak Pysche’ye verir. Psyche sandığı Afrodit’e götürürken sandık içindeki güzelliğin bir parçasını kendine almak ister. Psyche sandığı açınca filizlenen buharla uykuya dalar. Psyche’yi çoktan affetmiş olan ve uzun zamandır onu takip eden Eros, onu büyülü rüyadan uyandırır. 

Yeniden eşine kavuşan Eros, tanrılara Psyche ile evliliklerini kabul ettirmek için yalvarır. Tanrılar onun bu isteğini geri çevirmez ve Psyche’nin ölümsüz olabilmesi için ona tanrı yemeği verirler. Tanrıların kararına karşı çıkamayan Afrodit ise durumu kabullenir ve evlenmelerine razı olur. Psyche ve Eros evlendikten sonra mutlu bir aşkın içinde sonsuza dek yaşarlar. 

“Bırak ruhunda iki Venüs olsun, biri göksel, diğeri yersel.

Her ikisinin de bir aşkı olsun…

Göksel olan, ilahi güzelliği özüne yansıtması için,

Yersel olan, ilahi güzelliği dünyevi olanda oluşturman için…”

                                                                                          (Ficino, Platon’un Şöleni Üzerine)

Kutsal Aşk ve Dünyevi Aşk Tablosu (Vecellio, 1514)

 

Kutsal Aşk ve Dünyevi Aşk

Tiziano Vecellio, 1514 yılında tarihe geçen gerçek ve alegorik ögeleri kullandığı ölümsüz bir eser ortaya çıkarmıştır. Kutsal Aşk ve Dünyevi Aşk adlı bu tabloda biri giysili ve biri yarı çıplak iki figür, dünyevi ve ilahî aşkı simgeler. Resmin odak noktası ise havuzun suyu ile oynayan Eros’tur. Tabloya bakıldığında, figürlerin çıplak vücutlarını, saçlarını ve yüzlerini “tatlı” bir rüzgârın okşadığı hissedilebilir. Elinde semavi ateşle dolu bir kandil tutan çıplak figür, evrensel ve ölümsüz Venere Celeste’dir. Bu tabloda konu edinilen dünyevi aşk ve ilahî yüce aşk kavramları, Venüs’ün iki yönlü değişken karakteriyle ortaya koyulmuştur. Eros’un, suyunu karıştırmakta olduğu kaynağın önündeki yaban güllerinin varlığı, bu suyun aşk çeşmesi veya kaynağı olduğu anlamına gelir. Eros’un suyla oynaması; kozmik bir karışım ilkesi olan sevginin, yerle gök arasında aracı işlevi gördüğü yönündeki Yeni-Platoncu inancı ifade eder. Aslında, bir ölüyü muhafaza etmek için yapılmış olan mermer lahit, Titian’ın alegorisinde kazandığı yeni işleviyle Hayat Pınarı’na dönüşür ve bu görsel, Ficino’nun dile getirdiği gibi yaratıcı güce sahip, doğadaki unsurlara hayat ve şekil verebilen dünyevi güzelliğin, akıl yoluyla kavranabilir olan göksel güzelliği bizim algımıza ve hayal gücümüze sunmasına yönelik çabanın yansımasıdır. Böylelikle maddeye bağlı bir varoluş formu olarak bu dünyaya ait olan hayat, öte dünyanın saflığına katılır. 

 

Yazar: Hande Aksoy
Editör: Emine Türal

 

Mitoloji serimizin diğer yazılarına ulaşmak için:

 

Kaynakça

• Can, Ş. (2011). Klasik Yunan Mitolojisi. İstanbul: Ötüken Neşriyat Yayınevi.

• Kierkegaard, S. (2019). Korku ve Titreme. Beier, N. (Çev.) İstanbul: Pinhan.

• Nussbaum, M.C. (1990). Love’s Knowledge: Essay on Philsophy and Literature, Oxford University Press.

• Eros ve Psyche Efsanesi. (2020, 30 Mart). Aklınızı Keşfedin. Erişim adresi: https://aklinizikesfedin.com/eros-ve-psyche-efsanesi/ (02.01.2021)

• Erenus, Ö.K. (t.y.). DerKi. Erişim adresi: http://www.derki.net/tr/product/477/yer-ve-gok-arasinda (17.01.2021)

Görsel Kaynakça:

• Öne Çıkan Görsel: https://docplayer.nl/124696411-De-pijlen-van-cupido.html

https://i2.wp.com/www.sanatinyolculugu.com/wp-content/uploads/2018/12/104260.jpg?fit=2400%2C951&ssl=1

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. Alpagut Aykut Tüzemen dedi ki:

    Kierkegaard noktayı koymuş 🙂 Çok güzel yazı olmuş, elinize sağlık

  2. Pınar Beçken dedi ki:

    Çok bilgilendirici bir yazı olmuş, devam yazısı gelir umarım. Emeğinize sağlık. 🙌

  3. Zeynep Derya Arslan dedi ki:

    Bir nefeste okudum. Teşekkür ediyorum.