Prometheus Bir Kurtarıcı mı, Yoksa Bir Günahkâr mı?

10.04.2021
Prometheus Bir Kurtarıcı mı, Yoksa Bir Günahkâr mı?

Hepimizin Hikâyesi

Her kültürde karşımıza çıkabilecek; ödüller veren, geleceği gören, başkaldıran veya ateşi çalan gibi sıfatlar farklı coğrafyalarda, medeniyetlerde ve hatta dinlerde de görülmektedir. Bunların içinden hikâyesi en çok bilinenlerden biri de Prometheus’tur. Özellikle haksızlığa karşı başkaldıran, Zeus’a hiçbir zaman boyun eğmeyen ve Zeus’un daima korktuğu bu titan her insanın yüreğinde bir ateş yakmaktadır. Onun bu hikâyesi, Gılgamış’ın ölümsüzlüğü arayıp bulması ve daha sonra kaybetmesi gibi ironiktir. Ölümsüz olamamıştır fakat onun ölümsüzlüğü arama hikâyesi, Gılgamış’ı ölümsüzleştirerek birçok yazıya ilham kaynağı olmuştur. Armağan ettiği ateş, insanlık tarafından tam olarak anlaşılmasa da hikâyesindeki başkaldırı, hepimizin içindeki özgürlük ateşini yakmaktadır. 

Antik Yunan’da birçok tanrı, tanrıça, titan vb. doğaüstü varlıklar bulunmaktadır. Yunanlar, bu varlıkları doğa ve evrenle bütünleştirmiş ve var oldukları zamanı anlamak için hayatlarının çoğu yerine koymuşlardır. Prometheus’un insanların yaratılmasındaki rolü, bunların içerisinde en dikkat çekenlerden biri olmuştur.  Prometheus’a verilen bu dikkati anlayabilmek için onun soyağacına bakılması gerekmektedir.

 

Prometheus ve Mitoloji

Prometheus, İapetos ile Klymene’nin oğlu; Atlas, Menoitios ve Epimetheus’un kardeşidir.

Babası İapetos “dikkat”, annesi Klymene “şöhret”, kardeşleri Atlas “güç”, Menoitios “düşüncesizlik”, Epimetheus “düşünme ve öğrenme”  Prometheus ise “önceden öğrenen” anlamına gelmektedir. Soyağacından Antik Yunanlıların bize anlatmak istediği şu olabilir:

İnsan, gücünü ve şöhretini önceden hayal etmiş olduğu şeye odaklar ve dikkatini bu hayale yönlendirirse düşüncesizliğin yerine düşünme ve bunun beraberinde öğrenmeyi getirebilir.

Geleceği görme yetisine sahip olan Prometheus, bu yetisini kullanarak Zeus’un Kronos’u tahttan indirmesine yardımcı olmuştur. Prometheus, Zeus’un da tahttan düşürüleceğini ve bunu, kimin yapacağını bilmektedir; Zeus da bunun bilincindedir. Prometheus bu vârisin insanlar içerisinden olacağını bildiğinden insanlara ayrı bir ilgi duymaktadır. Bu tanrısal düzenin elbette bir başkaldıranı -isyankârı- da olmuştur. İlk insanı kendi gözyaşlarıyla yoğurduğu balçıktan yaratmış olan Prometheus, aynı zamanda medeniyetin ve bilginin kurucusu olarak da bilinir. İnsanı yaratan Prometheus, onun acizliğine acıyarak insanlara yardım etmek amacıyla Hephaistos’un ocağından bir kıvılcım çalmış ve insanlara armağan etmiştir. Prometheus’un insanlar için kıvılcım çalmasına sinirlenen Zeus, bunu fırsat olarak görmüş ve Prometheus’u Kafkas Dağı’nda zincire vurmuştur. Kafkas Dağı’na zincirlenen Prometheus, tepesinde uçuşan bir kartal tarafından sonsuza kadar karaciğerinin yenmesiyle cezalandırılmıştır.Onu, Kafkas dağının tepesindeki bu işkenceden Zeus’un oğlu olan yarı tanrı ve ölümlü Herakles kurtarır. Prometheus; “Zeus tahtından düşmedikçe benim işkencelerimin sonu yoktur” (Aiskhylos, 2018: Önsöz Xİİ) der. Bu olayın çağımıza sunduğu öğreti, insanlığın özgürlük için umudunu yitirmeden, sonuna kadar mücadele etmesi gerektiğidir. Prometheus böylelikle insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiş olur.

Ateş, buradaki hikâyede özgür iradeyi sembolize etmektedir. Zeus, Yunanlılar açısından iradeyi temsil ettiğinden bütün insanların iradeleri Zeus’un elindedir. Prometheus, son çağda Zeus’u alt edip insanlara ateşi vererek özgür iradeyi bahşetmiştir. İnsanlık, bu ateşle birlikte kendi gücünün farkına varmış ve tanrının oyuncağı olmaktan çıkıp iradesini eline almıştır. Yunanlılar, bu hikâyelerde bize tanrı, titan ve herhangi bir varlık da olsa her şeyin zamanının olduğunu ve her şeyin üzerinde bir yasa olduğunu anlatmıştır. Yasa diye bahsedilen doğa yasasıdır ve John Locke bu yasayı şöyle değerlendirir “Doğuştan insan doğasında bulunan bilgi” ve ekler “Akıl, doğa yasasını tesis ve ilan etmekten ziyade, onu araştırır ve Tanrı’nın koyduğu ve kalplerimize yerleştirdiği bir yasa olarak keşfeder.” (Locke, 1999:19).

Prometheus ve Lucifer

  • Lucifer, etimolojik olarak incelendiğinde “ışık”, “ateş” ve “ışık getiren” anlamlarına gelmektedir. Semavi dinlerde Şeytan olarak geçen kötü melekle Prometheus’un benzerliği ise Prometheus’un, insanlara ışığı getirdiği eylemindedir.
  • Her ikisi de insanlığa akıl ateşini vermiştir.
  • Her iki hikâyede de kadın figürü (Pandora ve Havva) vardır ve ataerkil bir toplumda, ilk günah kadınların üzerinden anlatılmıştır.
  • Her ikisi de insanlığa iyiyi ve kötüyü görebilmeyi göstermiştir.
  • Her ikisi de tanrı tarafından cezalandırılmıştır.

Prometheus ateşi vermiştir fakat şunu da söylemiştir, her şeye rağmen insanın içinde iyiyi ve kötüyü ayırt edebilecek bir yan vardır. Ateşin özü de budur. Kor gibi yandığında herhangi birine zarar verebilir. Kontrol edilmediğinde ateş hızla büyür ve etrafındaki her şeyi küle çevirir. Bu sebeple her insan kendi içindeki ateşi kontrol etmelidir.

Aradan yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen bu iki hikâyedeki benzerlikler, insanlar tarafından farklı yorumlanmıştır. Bu farklılığın kaynağı, Prometheus mitinde olduğu gibi, insanların tanrılara başkaldırmasının mümkün olduğunu göstermek istememesi olarak yorumlanabilir. İyi ve kötü ayırt edilirken insanın, kötü davrandığında acizliğini örtecek bir suç unsuru bulması gerektiği söylenir ve hikâyeye göre bu unsur Tanrı olamaz. Tanrı yerine onu ikame edecek ve var olan inancı sarsmayacak bir varlık arayışına girilir ve insanlık buna “şeytan” der. Sabahattin Ali’nin dediği gibi:

“Hâlbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması…
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu…
İçimizde şeytan yok. İçimizde aciz var. Tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var.” (Ali, 2015: 250)

Prometheus ve İnsan

Antik zamanlarda insanlar köle olarak yaşamış, Prometheus gibi cezalandırılıp zincirlenmiştir ve kölelik, normal bir durum olarak kabul edilmiştir. Bu hikâye, gücün ve kaba kuvvetin değil, aklın ve bilgeliğin kazandığı bir insanlık hikâyesidir. İnsanlık tarihinde her zaman Zeuslar var olmuştur: Gücü, iktidarı ve insanların özgürlüğünü ellerinde tutmak isteyen. İnsanlık tarihinde bazı insanlar, Prometheus gibi bilgelikle, akılla, geleceğin içinde barındırdığı umudu görerek bir başkaldırı göstermiştir. Prometheus gibi Kafkas Dağı’na zincire vurulacağını bile bile yapması gereken şeyi yapmıştır.

 

 

“Her varlık çoktan bir kaderle yükümlenmiş,
Tanrıların başıdır yalnız yükümlü olmayan:
Zeus’tan başkası özgür değildir.
Sert, amansız, insafsız bir zorba gibi dünyayı keyfine göre yöneten Zeus her isteğini yüzde yüz gerçekleştir­mektedir.“ (Aiskhylos, 2018: Önsöz Xİİİ-XİV)

Geçmişi (Kronos) yendikten sonra, Zeus bugünün ve yarının yasalarını ele geçirmiş gibi gözükse de tam tersidir. Gerçekte Zeus köle, Prome­theus özgürdür (Yaykın, 2015).

Aiskhylos’un Zincire Vurulmuş Prometheus eserinde olduğu gibi düşünceye gem vurulamaz; düşünce susturulamaz, alt edilemez; ne olursa olsun gelecekte egemenlik kaba kuvvetin değil, özgür düşüncenindir.

Akıl gücünün (Prometheus) kaba kuvveti (Zeus) nasıl yendiğini adım adım izledikten sonra, kaba kuvvet üstüne kurulan yönetimin, akla ve özgür düşün­ceye saygıyı elden bırakıp ona sırt çevirince nasıl zayıfladığını ve devrilme tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini gösteriyor.

İnsanlık olarak her sıkıştığımızda, kendimizi köle gibi hissettiğimizde Prometheus’u hatırlayalım. Bize armağan ettiği ateşi tekrar yakıp, o ateşin ışığıyla geleceğimizi aydınlatıp diğer insanlarla ateşimizi paylaşalım. Unutmayalım bu hepimizin hikâyesidir. Herkesin kendi Prometheus’unu bulması dileğiyle…

 

Yazar: Rıdvan Tüzemen
Editör:
Emine Türal & Ozan Yazıcı

 

Mitoloji serimizin diğer yazılarına ulaşmak için:

Kaynakça

• Aiskhylos. (2018). Zincire Vurulmuş Prometheus, (A., Erhat, A & S., Eyüpoğlu, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası.
• Ali, S. (2015). İçimizdeki Şeytan, İstanbul: Yapı Kredi.
• Bonnefoy, Y. (1981).  Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü [I.Cilt], (L., Yılmaz, Çev.). Ankara: Dost Kitabevi.
• Hamilton, E. (1942). Mitologya, (Ü., Tamer, Çev.). İstanbul: Varlık.
• Homeros. (2014). Odysseia, (A., Erhat, & A., Kadir, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası.
• Homeros. (2014). İlyada, (A., Erhat, & A., Kadir, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası.
• Hesiodos. (2016). Theogonia – İşler ve Günler, (A., Erhat, & A., Kadir, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası.
Locke, J. (1999). Tabiat Kanunu Üzerine İncelemeler. (İ. Çetin, Çev.). İstanbul: Paradigma Yayınları.
• Shelley M. (2020). Frankenstein ya da Modern Prometheus, (Y., Yavuz, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası.
• Prometheus. (2013, 25 Mayıs). Vikipedi: Özgür Ansiklopedi. Erişim Adresi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Prometheus. Erişim Tarihi: 07.04.2021.

Görsel Kaynakça

• Erişim Adresi: https://www.ancient-origins.net/sites/default/files/field/image/Prometheus-giving-man-fire-Greek-mythology.jpg. Erişim Tarihi: 07.04.2021.
• Erişim Adresi: https://i.pinimg.com/originals/52/1e/40/521e40ba9d48385f3024b1db7182952a.jpg. Erişim Tarihi: 07.04.2021.
• Erişim Adresi: https://miro.medium.com/max/1920/1*49gY1_Q5QykgL8UEhXzQZQ.png. Erişim Tarihi: 07.04.2021.                                                                                                                                                                                                                                                                      • Erişim Adresi: http://kararsizin.com/wp-content/uploads/2019/09/S5Eokt4BcQdk2bRb9gatmwEsdvNEZvoNpt6Q17a3wtRpkGR8oZfNFeA46Xv4Vy7dTjiLGv2-min-1.jpg. Erişim Tarihi: 07.04.2021.

YAZAR BİLGİSİ
Coşkun Rıdvan Tüzemen
Rıdvan Tüzemen, 1992 yılında İstanbul'da doğdu. Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesinden mezun olan Rıdvan, daha sonra Nişantaşı Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünden mezun oldu. Şu an İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi. Geleceği inşa etmenin gençlere düşen bir sorumluluk olduğunu ve bunun yolunun felsefe, bilim ve sanat alanlarındaki değişmeyen kadim bilgileri günün şartlarına uyarlayarak mümkün olacağını düşünüyor. Mozartcultures da yazar olarak başladı. Şu an Genel Yayın Yönetmeni olarak sorumluluğu var.
YORUMLAR

  1. Ahmet dedi ki:

    Merhaba, Prometheus önceden görme kabiliyetine sahipse Herkül’ün onu kurtaracağını da bilirdi, ama o neden Zeus’un tahttan düşmesiyle özgürlüğünü sağlayacağı yanılgısına kapıldı, Herkül’ün onu kurtaracağını bilmiyor muydu?

  2. Mirza Hacıyev dedi ki:

    Kardeşlerim,yaklaşık on yıl önce Prometheusun artık kesinlikle sırr olmadığını,onun hankı tarihi şahsiyet olduğunu yerli-yataklı açıklamışım eserimde ama,hala ondan sırlı bir efsane gibi konuşulmaktadır.Allahın bir ayesini bu yerdece hatırlatmazsam olmaz.”Hiç akılla düşünmez misiniz?”.Prometeus sözü “Pro” ve “Methe” sözlerinin birleşmesinden oluşmuştur.”Methe” yunanca “öngören,ileri gören” demektir,yani peyğamber.”Pro” ise Avraam,İbrahim sözlerinin tahrif olmuş halidir.Avraam methe,İbrahim methe,yani Avraam peyğamber,İbrahim peyğamber.Binyıllarca “Avraam methe”,”İbrahim methe” tahrif edilerek “Vramethe”,”Bramethe” ve nihayet Promethe haline düşmüştür.Prometheus kurbanlık eti iki yere bölmüş ve guya Zeusu kandırmışdır.Ama aslında İbrahim peyğambere Allah demiş eti iki yere ayır ve gece hiçbir yerden çıkan alev etin yemeye yararsız kısmını yakmıştır.Olay bu kadar basit yani.Nuh peyğamber zamanından kurbanlık eti tamamen yakarlardı,kimse ondan bir tike yiyemezdi ki Allahındı o et. Ama İbrahim peyğamber zamanından kurbanlığın tamamen yakılması Allahın emriyle durdurulmuşdur,sadece,yunan tasavvüründe bu olay Prometeusun – İbrahimmetheusun Zeusu kandırması gibi anlaşılmıştır.Hakikat yunan efsanesinde bakınız ne acaip bir şekilde tahrif olunmuştur? Zeus Tanrıymışsa Tanrı da kandırıla bilir mi?Allah Allah!Odu insanlara vermesi meselesinin de çok sade izahı var:İbrahim peyğamberin yakılması için o civarda hükümdarın emriyle hiçbir kes evinde ocak yakmamalı ve herkes İbrahim peyğamberin yakılması için odun taşımalıymış.Peyğamber oda atıldığında Allahın emriyla od peyğamberi yakmamış,işi böyle gören hükümdar hayretler içinde onu sağ-salim bırakmışdır ve o da karısıyla ve kardeşi oğluyla Filistin-Ürdün civarına göç etmişdir.Ve hükümdar da insanlara evlerinde,çadırlarında yeniden ocak yakmalarına izin vermiştir.(Çiğ köfte icatı bak o od yasağı devrinden hatıradır).Dağa zincirlenen ise kardeşioğlu Lut peyğamber olmuşdur.Zincirlenmek tabii ki efsanedir,sadece,homoseksüel erkekler toplusu olan beş şehri melekler dağıttıkları zaman Lut peyğamber kızlarıyla kaçarak dağa kalkmış ve bir daha korkusundan,sarsıntıdan dağdan inmemiştir insanlar arasına.O beş şehrin yerinde Ölü deniz yaranmışdır bir gecede.Lut peyamber o hadiseden o kadar korkmuş ki,ciğeri sirroz olmuşdur; bunu yunanlar kartalın onun ciğerini yediği gibi efsaneleştirmişler. Prometheusun gilden insan düzelterek onlara üfürmekle can vermesi bir başka acaipliktir.Yunanlar anlamamışlar ki,gilden putlar düzelten İbrahim peyğamber değil,onun babası Azermiş ve tabii ki onlara can vermiyormuş,kafirlerin inanc yerleri için heykellermiş onlar.Hasta tahayüllerinde abartmışlar yani herşeyi yunanlar.Daha etraflı bilgi sahibi olmak isteyen liseedebiyat com sitesinden okuyabilir benim bu eserimi.Eserin adı:”Prometeus,Zeus efsaneleri yunanların mı?” Sayqı ve sevgilerimle Mirza Hacıyev.Azerbaycan.