Şarap ve Hiç Kimse: Odysseus

Şarap ve Hiç Kimse: Odysseus

İnsan, dile getiremediği duyguları ortaya çıkarmak için bir şeylerin kendisine el uzatmasına ihtiyaç duyabilir. Melankolik duygular, bir şişe şarabın sonuna gizlenmiş gibidir. Peki kişi, kendisiyle bile paylaşmaktan çekindiği bu hisleri kime anlatabilir? Felsefenin ve mitolojinin yolu da şaraba düşer. İlk çağlardan bu yana, birçok filozof şarabın kutsallığından söz eder.

”Şarap içmeyen sen, sarhoşları suçlama, çünkü şaraptan vazgeçmemi emrederse Tanrı’dan vazgeçmeye hazırım. Şarap içmediğin için kendini yüceltiyorsun ama bu zafer sarhoşluktan yüz kat daha kötü şeyler yapıyor.” (Hayyam, 2012: 99)

Kimi kaybolmak için, kimi kendini bulmak için içer. Kim bulabilir kendini? Yunan mitolojisinde bu soru denizler, yıllar aşan Odysseus’un hayatına dahi konu olur.

Odysseus Miti

Odysseus, kuzeybatı Yunanistan kıyılarının karşısında bulunan İthaka adasında doğar ve büyüdüğünde kentin kralı olur. Söylentilere göre zekâsı, herkeste hayranlık uyandırır hatta zekâ tanrıçası Athena bile ona hayranlık besler ancak iyi olmak, düşman edinmek için yeterli sebep olarak görülebilir. Poseidon, kıskançlığından ötürü Odysseus’u türlü belalara sürükler. Günümüzde karşımıza sıkça çıkan Truva Atı dahi Odysseus’un fikridir. Bu kıvrak zekâsı, Troia Savaşı’nın dönüşünde başına -günümüzde insanlığın öyküsü olarak da bilinen- türlü belaların gelmesine yol açar.

Odysseus, savaş sonrasında arkadaşlarıyla birlikte devlerin yaşadığı adaya düşer. Bu devlere, alınlarının ortasında yalnızca bir göze sahip olmaları nedeniyle yuvarlak göz anlamına gelen kiklop adı verilmiştir. Her türlü sanattan uzak yaşayan kikloplar, bir zamanların demir işleyip alet yapan en iyi zanaatkârlarıdır. Odysseus, yanında 12 adamıyla birlikte karaya ayak basar ve bir mağaraya girer. Yanlarına, karşılaşacağı insanlara konukseverlik simgesi olarak ikram etmek üzere şarap dolu tulumlar alırlar. Ancak hiçbiri bu mağaranın Poseidon ile Thoosa adlı nymphenin oğlu, tepegöz Polyphemos’a ait olduğunu bilmez. Etrafı devasa taşlarla kaplanan avluyla çevrilmiş bir ağılın arkasındaki mağaraya giren Odysseus ve arkadaşları, orada birkaç kuzu kesip yerler.

Akşama doğru Polyphemos görünür ve sürüsünü mağaraya sokup girişi de büyük bir taşla kapatır. Polyphemos, içerde başkalarının olduğunu fark etmez. Yere çöküp koyun ve keçilerini sağmaya başlar. Başını süt kovasından yana çevirdiğinde Odysseus ve arkadaşlarını görür, onlara kim olduklarını sorar. Odysseus, ona eve dönen Yunanlar olduklarını ve dostça karşılanmaları gerektiğini söyler. Polyphemos hiç oralı olmaz. Odysseus’un adamlarından ikisini tutarak, kafa kafaya çarpıp yer. Polyphemos, daha sonra uykuya çekilir. Ertesi sabah kahvaltı için iki denizci daha yer. Sonra sürüsünü çıkarıp yine dev taşla kapıyı kapatır. Odysseus, intikam planları hazırlamaya başlar. Mağaradaki yaş zeytin ağacından bir sırığın ucunu sivriltip ateşte döver ve daha sonra gübre yığının altına saklar.


Polyphemos, geri geldiğinde iki denizci daha yer. Odysseus da ona bir kâsede şarap sunar. Hayatında sütten başka içecek tatmamış olan Polyphemos ikinci kâseyi de ister. Odysseus’un arkadaşları tulumlarla ona şarap taşır. kiklop, Odysseus’a adını sorar ve “Oudeis” (hiç kimse) cevabını alır. Polyphemos, sunduğu bu nefis şarabın hatrına, onu en son yiyeceğine dair bir söz verir. Ardından, son bir kâse daha içip uykuya dalar. Polyphemos uykuya dalar dalmaz Odysseus ve arkadaşları, zeytin ağacından yaptıkları sırığı közde iyice ısıtır ve Polyphemos’un gözüne batırırlar. Polyphemos yaralanınca soydaşlarını yardıma çağırır. Soydaşları ona kimin saldırdığını sorduklarında “hiç kimse” yanıtını verir. Bunun üzerine kikloplar, Polyhemos’un aklını kaçırdığını düşünerek mağarayı terk ederler.

Odysseus ve arkadaşları, Polyphemos’u kör ettikten sonra sıra mağaradan çıkmaya gelir. Polyphemos; Odysseus ve arkadaşlarının, koçların sırtına binerek kaçacağını düşündüğünden mağaranın kapısında dikilerek beklemeye başlar. Kapıda, tüm koçların sırtını yoklayarak üstünde insan olup olmadığını anlamaya çalışır. Odysseus, bunu önceden tahmin eder, arkadaşlarını ve kendisini koçların karınlarına bağlayarak mağaradan çıkar. Koçlardan bir kısmını sürüden ayırıp gemiye götürürler. Odysseus giderken, Polyphemos’u kışkırtmayı da ihmal etmeyerek kendisinin Oudeis değil, Ithakalı Laertes’in oğlu Odysseus olduğunu söyler ve Polyphemos’la dalga geçer. Bu duruma öfkelenen Polyphemos, koparttığı devasa taşları gemiye atar. Polyphemos, Odysseus’un alaycı sözlerine çok kızar ve babası Poseidon’a yalvarıp Odysseus’a beddualar eder; ölmesini, ölmeyecekse arkadaşlarını kaybetmesini ve evine güçlükle dönmesini, hanesine binbir belanın gelmesini diler.
İşte, bu andan itibaren Poseidon, Odysseus’a kin gütmeye başlar.

Kimileri zekâsıyla bu soruların üstesinden gelebilse de, kimileri kaba kuvvetiyle altında ezilebilir. Bazen hayatımız pahasına aradığımız soruların yanıtları bizi tatmin etmeyebilir, bazen ise hiç kimse olmak hayat kurtarabilir.

“Ben kardeşinin imgesini ya da gölgesini (ikisi de aynı şey) sessizliğin ya da kadehinin
aynasında izleyen o boşyüce gözlemciden
daha az boşyüce olmadığını bilen biriyim.
Ben, benim suskun dostlarım, salt unutuştan
Başka bir öç ya da bağışlanma olmadığını
bilen kişiyim. Bir tanrı bu garip
Çözümü sunmuş her türlü insan kinine.
Bunca gezip dolaşmama karşın, tekil çoğul,
Yorucu, garip, kendimin ve başkasının
zamanının labirentini bir türlü çözemedim.
Hiç kimse değilim ben. Kimseye kılıç çekmedim
savaşta. Yankıyım, unutuşum, hiçliğim ben. “

-Jorge Louis Borges

 

Yazar: Ömer İğci
Editör: Emine Türal

 

Mitoloji serimizin diğer yazılarına ulaşmak için:

Kaynakça

  • Homeros. (2014). Odysseia. Erhat, A. & Meriçboyu, A. (Çev.). İstanbul: İş Bankası Kültür. 9, 184-535.
  • Hayyam, Ö. (2012). Rubailer. Güleryüz, A. (Çev.). İstanbul: Kabalcı.
  • Borges, J. L. (2014). Sonsuz Gül. Çapan, C. & Akbulut, A.N. (Çev.). İstanbul: İletişim.

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Ömer İğci
Ömer İğci, 1998 yılında Antalya'da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesinde 4.Sınıf Arkeoloji Bölümü öğrencisi olan aynı zamanda fotoğrafçılıkla da uğraşan Ömer, bunların yanı sıra birçok sanat alanında da faaliyet göstermektedir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.