Toplumsal Cinsiyet ve Medya

29.06.2021
Toplumsal Cinsiyet ve Medya

Toplumsal Cinsiyet Kodları ile İnşa Edilen Erkeklik ve Kadınlık

Toplumsal cinsiyet (gender), biyolojik cinsiyete (sex) özgü rol ve sorumlulukların kültürel bir “kadınlık” ve “erkeklik” kimliği inşa ederek kalıp yargılara dönüştürülmesini ifade etmektedir. Böylelikle, kadın ve erkek rollerinin bireylerin sosyalizasyon sürecinde dil, söylem ve etkileşim üzerinden yürürlüğe koyulduğu söylenebilir (Vatandaş, 2007).

Erkeklik ve kadınlık yaşam alanı içerisinde dahi farklı tanımlanmakta: erkek, kamusal alanda inşa edilirken kadın, özel alanda ev içine hapsedilmektedir (Ersöz, 2015).

Genel tanımıyla hegemonik erkeklik; orta yaş, orta sınıf, beyaz, heteroseksüel, güçlü, başarılı vb. özellikler  ile tanımlanmaktadır (Connell, 1998).

Bunun yanında, üretildiği kültür içerisinde baba olmak, özgür ve bağımsız olmak, güçlü ve sorumluluk sahibi olmak gibi özellikler ile özdeşleştirilmektedir. Aynı zamanda erkeklik, içinde yaşadığı kente özgü kültürel yapının içerdiği  modernlik ve centilmenlik gibi özelliklere sahip olması beklenen bir kimlik olmaktadır (Aydın ve Atalay, 2021).

Kadınlık özel alanda konumlandığı için çoğunlukla kendisinden annelik yapması ve ev içi hizmet işlerini tamamlaması beklenir. Bu durum, aynı zamanda kadınlığın erkekliğin himayesinde edilgen ve ikincil konumunu meşrulaştırmaktadır. Toplumsal cinsiyet hiyerarşisi içerisinde hegemonik erkekliğin kadınlığa göre egemen bir konumda olduğu söylenebilir. Duygularda dahi farklılaştırılan kadınlık ve erkeklik, erkeğin akılcılık kadının ise duygusallık ile anılması kapsamında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşen ayrımını yansıtmaktadır (Bora, 2012).

Sosyalizasyon Sürecinde Öğrenilen Toplumsal Cinsiyet Rolleri

Bireylerin kadınlık ve erkeklik rollerini içselleştirip toplumsal yaşam içerisinde bu rollere göre davranmaları beklendiği için bireyler, çocukluktan itibaren aile içerisinde kadınlık ve erkekliğin duygu, düşünce ve devinimde nasıl meşruiyet kazandığını öğrendikleri bir ortamda yetişirler.

Kadın olmayı, evlenip anne olmak ile özdeşleştiren biyolojik olarak kadın doğmuş bir birey, beklentilerini bu yönde düzenlemektedir.  Biyolojik olarak erkek doğmuş bir birey ise çocukluktan beri üzerinde kurgulanan güçlü olma, koruyuculuk, başarılı olma, üstün olma gibi çeşitli bazı özellikleri benimseme durumunda kalmaktadır (Çiftçi, 2008).

Bu örneklerde de görüldüğü gibi her toplum kendi toplumsal ve kültürel sosyalizasyon süreçlerinde kadınlığı ve erkekliği, en nihayetinde toplumsal cinsiyeti ve cinsiyetleri üreten aygıtlara sahiptir.

Toplumsal Cinsiyet ve Medya

Toplumsal cinsiyet rollerinin sosyal davranış kalıbı haline gelerek benimsenmiş tezahürleri hukuk, medya ve eğitim gibi aygıtlar yoluyla dolaşıma sokulmaktadır (Dondurucu ve Uluçay, 2015). Özellikle medyanın kitle iletişim araçlarını kullanarak toplumsal cinsiyete yönelik ideolojisini meşrulaştırma konusunda etkin olduğu söylenebilir (Güler, 2014).

Bu kapsamda geleneksel medyada televizyon dizilerinin bu ideolojik misyonu üstlendiği ve çeşitli olay örgüsü anlatıları üreterek izleyicilere kültürel yapıda hakim olan toplumsal cinsiyet kodlarını empoze ettiği ifade edilebilir. Televizyon dizilerinde sunulan kadınlık algısı, “namuslu eş, fedakar anne, ev hamını, hayalindeki erkekle evlilik arzulayan, yuva yıkan kadın, cinsel obje gibi modeller üzerinden temsil edilebilmekte, aynı zamanda aşk, cinsellik ve sosyal ilişkiler ekseninde sıkışıp kalmış bir profil üzerinden izleyiciye empoze edilebilmektedir (Kenet, 2019; Varlı Gürer ve Gürer, 2020). En nihayetinde kadınlığın erkek himayesinde ikincilleştirilen konumunun kitle kültürü içerisinde onaylanan bir kimlik inşasına dönüştüğü söylenebilir.

Gündelik hayatta bir ayrıcalık olarak deneyimlenmek üzere programlanan erkeklik (Aydın ve Atalay, 2021, s.60) medyada temsil edildiği zaman bu ayrıcalığın pekiştirilmesini sağlamaktadır. Buna örnek olarak televizyon dizilerinde erkeklik çoğunlukla genç-yaşlı zengin erkek, eşini aldatan yahut eşine sadık, güçlü, başarılı, öz güvenli, hükmeden, saldırgan bağımsız ve cesur olmak üzere toplumsal cinsiyet düzeninde eyleyici konumda olmasından ötürü ayrıcalıklı sunulmaktadır. (Tanrıvermiş, 2007 s. 92-104).

Toplumsal Cinsiyetin Medyadaki Temsilleri

Medyada kadın, kendisinden beklenen sorumlulukları yerine getire,n itaatkar bir profilde işlenerek değersizleştirilirken erkek, kendisinden beklenen sorumluluk dahilinde kutsallaştırılan bir kimliğe dönüşür.

Tüm bu anlatılar kapsamında örnek vermek gerekirse FOX TV’de yayımlanan Kadın dizisinde kadınlığın erkek himayesine ihtiyaç duyan güçsüz bir kimlik olarak sunulduğu söylenebilir (Polat, 2019).

Bunun yanında sadece televizyon dizilerinde değil, evlilik programlarında da görüldüğü gibi, kadın ve erkek kimliği üzerinden dolaşıma sokulan söylemler erkeği etken, kadını edilgen bir yapı olarak konumlandırması bakımından iletişimsel süreçlerde dahi toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin meşrulaştırıldığı görülmektedir (Yeşil ve Yıldırım, 2018).

Bir diğer örnek olarak reklamlarda toplumsal cinsiyet imgesinin erkek üstünlüğü dolayımıyla kadınlığı nasıl madunlaştırdığı (ikincil konuma sokma) merak edilebilir. Genel olarak reklamlarda satış-pazarlama, hizmet, uzmanlık gerektiren konuların ikna eden ve konunun fiilen sorumlusu olarak erkek oyuncular tarafından temsil edildiği görülmektedir. Kadınlık, bu alanlar içerisinde gösterilse dahi ya erkeğin eşi ya satış için ikna edilen ya da hedonik tüketim nesnesi olan makyaj, kozmetik gibi ürünleri görselliği üzerinden pazarlayan bir konuma sokulur ve ikincilleştirilir (Latif ve Karkış, 2018).

En nihayetinde içinden çıktığı yapının yapısal özelliklerinin bir ürünü olan toplumsal cinsiyet kodlarının çeşitli görsel, sözel ve imgesel ideolojiler aracılığı ile medyada kendisine bir temsil bulduğu söylenebilir. Sonuç olarak, medya kültürü, kültür de medyayı etkilemekte olduğu için kültür ürettiği anlamları kendisine geri yansıyan medya aygıtları üzerinden meşrulaştırarak (Avcı ve Güdekli, 2018) kadın ve erkeği farklı toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmektedir.

Yazar: Dilara Aydın
Editör: Başak Tufan

Kaynakça:

  • Avcı, F. ve Güdekli, İ. A. (2018). Toplumsal Cinsiyet Ve Medya İlişkisi: Yazılı Basında Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri Haberleri Üzerine Bir Analiz. Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), 4(2), 475-506.
  • Aydın, D., ve Atalay, S. (2021). Hegemonik Erkekliğin İnşası: İzmir’de ‘Daha’ Erkeklik. Moment Dergi, 8(1), 47-65.
  • Bora, A. (2012). Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık. Ayrımcılık Çok Boyutlu Yaklaşımlar, 175-187.
  • Connell, R. W. (1998). Toplumsal Cinsiyet ve İktidar; Toplum, Kişi ve Cinsel Politika. İstanbul: Ayrıntı.
  • Çifçi, A. (2008). İlköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin kadınlık ve erkeklik rollerini algılayış biçimleri. Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  • Dondurucu, Z. B., ve Uluçay, A. P. (2015). Yeni medya ortamlarında nefret söylemi: Eşcinsellere yönelik nefret söylemi içeren videoların YouTube üzerinden incelenmesi. International Journal of Social Sciences and Education Research, 1(3), 875-902.
  • Ersöz, A. G. (2015). Özel Alan/Kamusal Alan Dikotomisi: Kadınlığın” Doğası” ve Kamusal Alandan Dışlanmışlığı. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 18(1), 80-102.
  • Güler, N. (2014). İletişim, Toplumsal Cinsiyet Ve İdeoloji. Journal of Yasar University, 9(34), 6023-6043.
  • Kenet, B. (2019). Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Türkiye Youtube Mecrasına Yansıması: En Çok Takip Edilen On İçerik Kategorisi Kapsamında YouTuber’ların Cinsiyet ve Yaşlarına Göre Dağılımı. Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Dergisi, (14), 106-132.
  • Latif, B. Ö., ve Karkış, İ Ö. (2018). Sosyal medya reklamları üzerinden kadının toplumdaki konumlandırılmasına ilişkin bir içerik analizi. ASEAD. 5(10), 114-134.
  • Polat, H. (2019). Medyada Kadın ve Temsil Biçimi: Tv Dizileri Üzerinden Bir Tartışma. Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi, 9(2), 77-96.
  • Tanrıvermiş, Ş. (2007). Televizyon dizilerinde erkek imgesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  • Gürer, S. Z. V., ve Gürer, M. (2020). Toplumsal Cinsiyet Rolleri Bağlamında Türkiye’deki Televizyon Dizilerinde Sunulan Kadın Stereotipi. Alanya Akademik Bakış, 4(3), 631- 650.
  • Vatandaş, C. (2007). Toplumsal Cinsiyet Ve Cinsiyet Rollerinin Algılanışı. Sosyoloji Konferansları, (35), 29-56.
  • Yeşil, F., ve Yıldırım, A. (2018). Toplumsal cinsiyet ve medyadaki söylemi: evlilik programları. Selçuk İletişim, 12(1), 232-254.

GÖRSEL KAYNAKÇA:

YAZAR BİLGİSİ
Dilara Aydın
Dilara Aydın, 1998 yılında İzmir'de doğdu. 2016 yılında Namık Kemal Üniversitesi Sosyoloji Lisans programından mezun oldu. Bakırçay Üniversitesinde yüksek lisansına devam ediyor. Doğayı ve yolda olmayı seven gezgin ruhlu biri. Sosyoloji, felsefe, yeni medya ve sanatın her alanına bir şekilde tesir etmekten keyif duyar. Sosyoloji ve yeni medya alanında kendisini geliştirmek isteyen Dilara, MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.